[Bsb-forum:179] Re: BSB'nin DEVEKULARI'NA

fzkinay fzkinay at yahoo.com
26 Kas 2009 Per 11:01:54 EET


"HÖNKÜRMEK" bunu anlamış mıydınız?
 

Zekiye Kınay



----- Forwarded Message ----
From: Ahmet Atil Asici <ahmetatil at yahoo.com>
To: Bsb-forum at listweb.bilkent.edu.tr; Bsb <bsb at listweb.bilkent.edu.tr>
Sent: Thu, November 26, 2009 10:51:47 AM
Subject: [Bsb-forum:178] Re: BSB'nin DEVEKUŞLARI'NA


Bu ne boyle anlamak mumkun degil. Birtakım alakasiz iletilerin BSB listesine gonderilmesini elestirmenin karsiligi bu denli hakaretlere maruz kalmak olmamali.
BSB forum listesindeyiz, moderatore ricam BSB-kufur, BSB-asagilama adinda iki liste daha kurulmasidir. Boylelikle belki bu tur hosgoru ve sagduyu solduyu neyse nasibini alamamis iletilere bogulmaktan kurtuluruz.

Ahmet Atıl Aşıcı




________________________________
From: ayhan tırıc <ayhantiric at gmail.com>
To: Bsb-forum at listweb.bilkent.edu.tr; bsb at listweb.bilkent.edu.tr
Sent: Thu, November 26, 2009 8:09:42 AM
Subject: [Bsb-forum:177] Re: BSB'nin DEVEKUŞLARI'NA




26 Kasım 2009 06:07 tarihinde ayhan tırıc <ayhantiric at gmail.com> yazdı:

SÖZDE ALTERNATİF BİR DAYANIŞMA- PAYLAŞMA  GRUBU OLAN BSB, 'LİBOŞ DEVEKUŞLARI' TARAFINDAN İŞGAL EDİLMİŞ DURUMDA BULUNUYOR ARKADAŞLAR. BU DURUMA KARŞI BİR ŞEYLER YAPMALI!!.
>
>ÖNCE 'DEVEKUŞU' KİMDİR BUNU AÇIKLAYALIM.
>
>DEVEKUŞU, KOCAMAN GÖVDESİNDE İKİ (2) GRAM BEYİN BULUNAN, BU YÜZDEN HAYVANLARIN EN AKILSIZI OLARAK BİLİNEN  HAYVANDIR.
>
>BU AKILSIZ HAYVAN, KAFASINI KUMA SOKUNCA, GÖVDESİNİN -(SİZ KIÇININ DA DİYEBİLİRSİNİZ, ÇÜNKÜ GÖVDESİNİN BÜYÜK BİR BÖLÜMÜNÜ OLUŞTURUR)- GÖRÜNMEDİĞİNİ SANIR. BU DURUMA DA 'DEVEKUŞU PSİKOLOJİSİ' DENİR.
>
>ODTÜ'NÜN 'HÖNKÜREN' LERİ VE BOĞAZİÇİ'NİN  GEYİKLERİ BSB'NİN DEVEKUŞU SÜRÜSÜNDENDİR.
>
>BU DEVEKUŞLARI, BSB LİSTESİNDEKİ İNSANLAR ARASINDA FALAN ETKİNLİK- FİLAN SUNUM  ENFORMASYONLARININ AKTARILMASINI 'AKADEMİK' ÇALIŞMA SANIRLAR. (DEVEKUŞU KAFASI BU KADAR 'AKADEMİK' OLABİLİYOR ÇÜNKÜ!)
>
>BU BASİT ENFORMASYON DIŞINDA HİÇBİR İŞLEVİ VE DERİNLİĞİ OLMAYAN BSB GRUBUNUN YÖNETİMİ DE, BU STATÜKOYU KORUMAYI KENDİNE BİR AMAÇ EDİNMİŞ GÖRÜNÜYOR.
>
>DOLAYISIYLA, BSB'NİN GERÇEK BİR ALTERNATİF PAYLAŞIM ORTAMI OLMASI İÇİN, 'DEVEKUŞLARINA' KARŞI, 'NAMUSLULARIN DA NAMUSSUZLAR KADAR CESARETLİ OLMASI GEREKİYOR'
>
>SİZİ BU CESARETİ GÖSTERMEYE ÇAĞIRIYORUM!


AKADEMİSYENCİLİK
 
 
Bilimsel araştırmalarda bir tarz vardır ki adına akademisyencilik denir. Ya da ben öyle denmesini istiyorum.
Nedir bu akademisyencilik? Nasıl insanlardır bunlar? Bu kısmısı pipo kullanmayı sever, ilginç biçimlerde sakallar bırakır. Ve iyi ukala olurlar. Öyle ki nezaketi elden bırakmadan inceden alay etmeyi başarabilirler.
Bu kısmısının bilim anlayışına gelince, bilim onlar için tarafsız bir şeydir. Dolayısıyla sadece durumun görünümünü ortaya koymakla görevlidir. Başka bir değişle söylersek durumun betimlemesini yapar bilim. Ayrıca kesin yargılarda bulunmaz, bulunamaz. Hem saygısızlıktır bu, hem de bilimsel olarak yanlıştır. En yuvarlak sözler neyse, en ortada tavır neyse öyle davranmalıdır. Saptama yapmak, soyutlama yapmak abes kaçar akademisyen için. O sayılarla konuşur, anket sonuçlarına bakar, üstatların kitaplarından kuralına uygun alıntılar yapar. Sonuçta ortaya binlerce alıntı, tonlarca sayı çıkar ama kitabın bir şey anlattığı yoktur. Öte yandan herkes akademisyencilik namusundan dem vurarak alıntıların ve kaynakçaların gerçek olması gerektiğini söyler ama kurallar ara sıra delinse de bir şey olmaz.
Bilim adamının insani bir sorumluluğu yoktur. O sadece söyler. Uygulayıcılar politikacılardır, teknokratlardır. Bilim adamı sadece “yüce” bir mesleği “onuruyla” sürdürmekle sorumludur. O bir bilim emekçisidir. Parayı veren herkes için araştırma yapabilir.
Bir akademisyenci için “paradan” ve “havadan” başka en önemli şey, atıf sayısıdır.
Çalışmalarında birçok anlayış ve veriyi birlikte vermeyi marifet sayarlar. Ancak bu anlayışların yaşamla ilişkileri kurulmamıştır, tarihsel kökenlerine bakılmamıştır. Bakılırsa ideolojik olur, ‘yanlışa düşülür’. Bu farklı anlayış tarzları her bilim adamının bir “birey olarak” olayları kavrayış tarzını yansıtır. Akademisyen de öteki bilim adamlarının anlayışlarını kendi “bireyliği” içinde yeniden yorumlar kimseyi incitmeden. Böylece mesleki deneyimini kullanarak bilimin gelişmesine katkıda bulunur. 
Akademisyen konuşurken hiç kimse bir şey anlamaz ama ses de çıkaramaz, hatta adamın “enginliğinden” etkilenir.
Kimse bir şey anlamaz, çünkü o, sadece kavramlarla konuşur. Bu kavramlar öyle kavramlardır ki, gerçeğin yansıması, soyutlanması değil; bizim akademisyenin “özgün buluşlarını” ifade eden bulanık terimlerdir.
Akademisyenciliği “hazmetmiş” birisinin tabi ki siyasi kurumlarla ilişkisi yoktur. Ama “lions clup”de , “TÜSİAD” da bulunmak, Paris’in güzelliğini anlatmak onun “insani” ihtiyaçlarındandır.
İşte akademisyencilik budur. Ve bilim adamları arasında sayıları çoktur. Hele Amerika ve Avrupa gibi “bilimsel düzeyi yüksek” ülkelerde, neredeyse tek egemen bilim adamı tipidir “akademisyencilik”.                                                Ayhan Tırıç
                                              Nisan 2001


      
-------------- sonraki blm --------------
Bir HTML eklentisi temizlendi...
URL: http://yunus.listweb.bilkent.edu.tr/pipermail/bsb-forum/attachments/20091126/f3128602/attachment.htm 
-------------- sonraki blm --------------
_______________________________________________
Bsb-forum mailing list
Bsb-forum at listweb.bilkent.edu.tr
http://yunus.listweb.bilkent.edu.tr/cgi-bin/mailman/listinfo/bsb-forum


More information about the Bsb-forum mailing list