[Bsb-forum:292] Hükümet Grev Kırıcılığına mı Hazırlanıyor?

Serdar Şahinkaya Serdar.Sahinkaya at kalkinma.com.tr
9 Şub 2010 Sal 09:03:23 EET


Cumhuriyet 09.02.2010

DÜZ YAZI

ORHAN BİRGİT

Hükümet Grev Kırıcılığına mı Hazırlanıyor?

Süresiz açlık grevini sürdüren TEKEL işçilerinin barındıkları çadırların yapılmasına bazı belediyelerin destek verdiğini saptayan Ankara Emniyet Müdürlüğü, bu belediyelerin Taşıt Yasası'na aykırı davrandıklarını ileri sürerek Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'na suç duyurusunda bulunmuş. Çadırlara kaçak elektrik çekildiğini de, derin istihbarat çalışması sırasında öğrenen polis, bu nedenle de ikinci bir suç duyurusu için çalışma yapıyormuş.

Dünkü Cumhuriyet'in iç sayfalarında okuduğum bu tek sütunluk haber, grevdeki işçilerin sorunlarına çözüm bulunması için çalmadık kapı bırakmamaya kararlı olduğu anlaşılan Türk-İş Genel Başkanı'nın, bu amaçla Cumhurbaşkanı ile Başbakan'dan görüşme isteğinde bulunduğu açıklaması ile örtüşüyor.

En büyük işçi konfederasyonunun genel başkanı, bu fazla iyimserlik dolu çabasında, boşa kürek sallamıyor mu?Cumhurbaşkanı, kendisine bu doğrultuda bir görüşme önerisi ziyareti yapılacağını en azından medya haberleri ile öğrenmiş olacağı için, gerekli görmüş olsaydı, geziye başlamadan önce Mustafa Kumlu'yu makamına çağıramaz mıydı?

Çankaya'nın, bu kara kışta çoluk çocuklarıyla birlikte hak arama savaşımını sürdürmek için açlık grevi de yapmakta kararlı işçi yurttaşlarına da, onları bu hale düşüren hükümete de söyleyebileceği bir sözü olmadığı anlaşılıyor.

Abdullah Gül'ün şu anda Hindistan film endüstrisinin gidişatını gözlemlemek amacıyla Boollywood stüdyolarında inceleme çalışması yaptıkları gerekçesi ile Kumlu'nun, Cumhurbaşkanı Vekili Şahin ile görüşeceği anlaşılıyor.

Cumhurbaşkanlığı, başbakanlık gibi makamlar için vekillik görevi, o makamların boş kalmayacağını gösteren ve biçimsel, sembolik görevlerdir. O anlı şanlı, koskoca makamlara adeta ilişerek oturanlar, aslında kendilerini 23 Nisan Çocuk Bayramı'ndaki törensel başkancıklar gibi hissederler. O nedenle de, yetki sınırlarını, amiyane deyimi ile, "hadlerini bilerek" vekillik görevi yaparlar.

İki arada bir derede olan başkan

Siyasi iktidarla köprüleri atmamaya bakan, bu yüzden de iki arada, bir deredeki adam gibi sıkıntıda olan Türk İş Başkanı, bu cuma toplanma kararı almış altı işçi-memur konfederasyonunun başkanlarına ev sahipliği yapacak. TEKEL işçilerinin başlattıkları bu grevin, "hak arayanlar"dan yana sonuçlanması, öyle anlaşılıyor ki Başbakan Erdoğan'ın inatla sürdürdüğü anlayış nedeni ile, ancak ülkedeki tüm çalışanların, yani işçi ve memurların el birliği yapması ile mümkün olabilecek.

4/C diyen, ama başka çözüm demeyen Başbakan'ın, işin başında TEKEL işçilerinin sorunları için görev verdiği iki hükümet üyesinden Başbakan Yardımcısı ve Devlet Bakanı Hayati Yazıcı, direniş ikinci ayına girerken, aklının adamakıllı karıştığını ortaya koyan konuşmalar yapıyor. Partisinin Sarıyer ilçesinde "Biz çalışmalara başladığımız dönemde, araya provokatörler girdi. İşe şeytan karıştı. PKK'lisi de dahil, bu işe fitne sokmaya başladı"lı savumanın sahibi Hayati Bey, yedi yıllık AKP iktidarı dönemindeki bu hak direnişinin ILO ölçütlerine uygun olup olmadığına bakmaksızın, 4/C seçeneğinin bodoslamış olmasında hükümetinin değil şeytanın parmağını arıyor.Dahası, başkentin ortasında sürdürülen bu grevi, temsilcileri "özel açılım paketleri" ile 72 milyon Türk vatandaşının arasında "en ziyade müsaadeye mazhar olarak" Habur sınır kapısında karşılanıp, sözde yargılandıktan sonra aklandıkları açıklanan terör örgütünün fitnesi olarak değerlendiriyor.

Şeytansa işe karışan. Onun çözümünü bugünlerde çok gündemde olan Cüppeli Hoca'dan beklesin hükümetimiz. Belki grevci çadırlarında yakılan sobaların üstüne bir tutam çöreotu atarak o şeytanın kuyruğu bağlanır da, emekçilere haysiyetli bir çözüm yöntemi sunulur.

Yok PKK ise, İmralı'dakine başvurulsun ve kendisinden şefaatli bir yöntem istenilsin.

İşin şaka götürecek, bir hak grevini şeytana bağlayarak oturulacak yanı mı var?

Karakışın soğuğunda, günlerden beri süren açlık grevlerinin Allah korusun, ölümle sonuçlanma riski karşısında, o direnişi kırmak amacıyla Başbakan'ın kesin talimatına uygun olarak tazminatları bankada açılan hesaplara yatırılmış işçilere, 19. yüzyılın köhneleşmiş pis kapitalist patronları edası ile seslenen Çalışma Bakanı Ömer Dinçer, bakın neler söylüyor:

İşçilerimizin çok büyük bir bölümünün müracaat edeceğini, işe başlayacağını ve maaş alacağını; sendikaya çok güvenenlerin de güvendikleri dağlara kar yağacağını düşünüyorum." (Bugün Gazetesi, 8 Şubat)

Ne düşünüyorsunuz Çalışma Bakanı'nın bu sözleri için sayın konfederasyon başkanları?

Özellikle sizler... Türk-İş'in, Hak-İş'in, Memur-Sen'in sayın genel başkanları...

Yıllardır oturduğunuz o sıcacık koltuklarınızda, sendikalara kar yağmasını özlemle bekleyen böyle bir Çalışma Bakanı gördünüz mü?

Ve Siz Sayın Başbakan. Siz de Çalışma Bakanınız gibi, sendikalara yağacak karı bekleyenlerden misiniz?

Faks: 0 216 302 82 08 obirgit at e<mailto:obirgit at e?subject=YoreNet%20e-MEDYA%20$%7bTARIH%7d-$%7bYAYIM_ADI%7d-$%7bHKODU%7d>-kolay.net

-------------- sonraki bölüm --------------
Bir HTML eklentisi temizlendi...
URL: http://yunus.listweb.bilkent.edu.tr/pipermail/bsb-forum/attachments/20100209/7344830f/attachment.htm 


More information about the Bsb-forum mailing list