[Bsb-forum:439] YA FİLİPİN YA MALEZYA OLUYORUZ!

Serdar Şahinkaya Serdar.Sahinkaya at kalkinma.com.tr
10 Oca 2011 Pzt 12:25:22 EET


http://www.yayed.org.tr/genel/bizden_detay.php?kod=967


Lütfen Buna Özel Dikkat!


[cid:image001.gif at 01CBB0C1.736CADB0]GÜNDEM


2011-2014 Sanayi Belgesi ve Eylem Planı açıklandı. Hükümet açıklamayı işverenlerle düzenlediği bir toplantıda yaptı. SANAYİ, İŞVERENLER KADAR ve HATTA DAHA DA ÇOK İŞÇİLERİ ve YEREL YÖNETİMLERİ İLGİLENDİRİR. Çünkü sanayinin üretken gücü işçiler, mekanı ise belediyelerin yönettiği kentlerdir. SANAYİ BELGESİ`Nİ İŞÇİLER ve YEREL YÖNETİM DÜNYASI ADINA DEĞERLENDİRMEYE ALMALIYIZ...

Belediyelerin yönettiği kentler, sanayi - ticaret merkezleridir. Belediyelerin işlerini ve kentlerin yönünü belirleyen şey, merkezi yönetimce alınan sanayi - ticaret - turizm kararlarıdır. Hükümet 2011-2014 yılları arasında ülkemizin sanayi bakımından yönünü tayin eden bir belge açıkladı. Bu belge hem ülkemizin kalkınma sorunu hem il özel idares ve belediyelerin ve hatta köylerin, yani yerel yönetim dünyası üzerinde büyük etkiler doğuracak.
Türkiye Sanayi Stratejisi Belgesi ve Eylem Planı adı verilen bu belgeyi incelemek, değerlendirmek, tüm halkımızı ama en başta yerel yönetimlerin ilgili ve yetkililerini bilgilendirmek gerekir.
Belge'ye ilişkin ilk değerlendirme yazısı aşağıdadır. Size çağrımız var. Yorumlarınızla bu sayfadan, ya da merkez at yayed.org<mailto:merkez at yayed.org> adresine görüşlerinizi göndererek, bu Belge'nin ayrıntılı incelemesini hep birlikte yapalım.
***
YA FİLİPİN YA MALEZYA OLUYORUZ!
Sanayi ve Ticaret Bakanlığı'nca hazırlanan, "Türkiye Sanayi Stratejisi Belgesi ve Eylem Planı 2011-2014" 05.01.2011 Çarşamba günü, iş çevrelerinin de katılımıyla İstanbul'da düzenlenen bir toplantıyla Sanayi Bakanı Nihat Ergün tarafından kamuoyuna açıklandı.
Toplam 224 sayfadan oluşan "Türkiye Sanayi Stratejisi Belgesi ve Eylem Planı 2011-2014"ün içeriği ayrıntılı olarak incelendiğinde, hükümet üyelerinin çeşitli vesilelerle ekonominin mevcut durumu ve hedefler konusundaki çoğuna katılmadığımız genel söylemlerini aşan, yeni veya orijinal sayılabilecek pek bir şey olmadığını söylemek mümkün. Ancak bu tespit, belgenin ve belgede yer alan hususların önemsiz olduğu anlamına gelmiyor şüphesiz ki.
Temel hedefi, "Orta ve yüksek teknolojili ürünlerde Avrasya'nın üretim üssü olmak" olarak belirlenen strateji belgesi ve eylem planında, doğrudan yabancı yatırımları çekme konusunda örnek olarak gösterilen ülkeler Tayland, Endonezya, Malezya, Filipinler gibi demokrasi, çalışma koşulları, örgütlenme hakkı ve gelir adaleti açısından sicili pek de parlak olmayan ülkeler.
Burada konuştuğumuz konu, sanayi stratejisi. Ne alakası var demokrasiyle, örgütlenme hakkıyla demek, belgenin içeriği konusunda bilgi sahibi olmayanlar açısından mümkündür. Ancak belge incelendiğinde konunun bu kadar basit olmadığı görülecektir.
SENDİKALARDAN SES YOK
Sanayinin rekabet gücünün ve verimliliğin artırılması adı altında devletin idari ve mali yapılanmasından, eğitimin/üniversitelerin amaç ve örgütlenmesine, iktisadi sektörlerin (tarım, sanayi, finansman, hizmet) ve çalışma hayatının (belgede iş piyasası olarak adlandırılıyor) yeniden yapılandırılmasından, kamu kaynakların kullanım ve tahsisine kadar çok temel konularda çok ciddi değişiklikler öngören bu belgenin, görev savmak için hazırlanmış önemsiz bir rapor olarak algılanması çok büyük bir hata olacaktır.
Bu konuda ilk tepki, kendi çıkarlarını koruma konusunda her zaman çok aktif olan ve bu ciddiyet ve çalışkanlıkları ile takdiri hak eden iş kesiminden geldi. Anılan belgenin hazırlanış aşamasında da katılımcı oldukları anlaşılan iş çevrelerinin, söz konusu "Eylem Planı" ile ilgili tavrı genel hatlarıyla olumlu olurken, uygulamanın önemli olduğunu, uygulama olmaksızın güzel lafların pek de anlamlı olmadığını belirtmekten de geri durmadılar.
Genellikle siyasetin ekonomik boyutuna gerektiği ilgiyi göstermeyen, ekonominin yeniden yapılandırılmasına ilişkin kararların tüm idari, sosyal ve siyasi yapılara etkileri olacağını her nedense görmeyen ya da görmezden gelen ve genellikle kendilerini doğrudan ilgilendiren kararların yasalaşması aşamasında (bir anlamda iş işten geçtikten sonra) tepki veren sendikalar, esnaf ve ziraat odaları ile meslek kuruluşları anılan belgenin açıklanmasının üzerinden dört günden fazla süre geçmesine karşın, henüz konuyla ilgili olarak herhangi bir şey söyleme gereği duymadılar.
Ekonomik yapının en önemli ve olmazsa olmaz bileşenlerinden birini, yani çalışanları temsil eden sendikaların ve meslek alanının ülke yararına yapılanması konusunda hassas olması beklenen meslek odalarının, Devlet Bakanı Ali Babacan'ın 11.10.2010 tarihli basın toplantısıyla kamuoyuna duyurduğu 2011-2013 yıllarını kapsayacak "Orta Vadeli Program"a gösterdikleri ilgisizliği bu konuda da sergiliyor olmaları, anılan örgütlerin gerek üyeleri, gerekse toplumsal ve siyasi yapılar nezdindeki ağırlıklarını olumlu olarak etkilemiyor olsa gerek.
Zamanında gerekli tepki gösterilmeyip, işler dönülmez noktaya geldiğinde, birkaç basın açıklaması yaparak çaresizce kamuoyu oluşturmaya çalışmayı ve siyasi konularda büyük laflar etmeyi tek etkinlik biçimi olarak gören ve bu şekilde tüm sorumluluklarını yerine getirdiğini düşünen bu kuruluşların yöneticilerinin, yaşananları gerçek boyutlarıyla kavradıkları kanısında değiliz.
KABUL EDİLEMEZ
Yukarıda belirttiğimiz nedenlerle "Türkiye Sanayi Stratejisi Belgesi ve Eylem Planı 2011-2014" ülkemizin geleceği ve çalışan kesimler açısından büyük önem taşıyan, hızla değerlendirilmesi ve tavır geliştirilmesi gereken bir belge niteliğindedir. Bu belgenin çalışan kesim temsilcilerince görülmüyor olması, yok olması anlamına gelmemektedir.
Ülkemizin içinden geçmekte olduğu bu zor dönemde, sendika ve meslek odası yöneticilerinden beklentimiz, sadece temsil ettikleri toplumsal gruplarla sınırlı olmayan bir sorumluluk mevkiinde olduklarının farkına varmaları ve yapıyor gibi davranmayı bir yana bırakarak, bu büyük sorumluluklarının gereğini gerçek anlamda yerine getirmeleridir.
Sendika veya meslek odası yöneticilerinin, "elimizden geleni yaptık ama..." diyerek, sürekli şikâyet eder konumda kalmaları ve yaşanan tüm olumsuzlukların nedenini başka yerlerde aramaları, hiç bir koşulda doğru ve kabul edilebilir değildir. Kemal Türkler, Seyfi Demirsoy, Abdullah Baştürk, Teoman Öztürk gibi mücadele insanlarının koltuklarında oturan kişilerin böyle bir lüksü bulunmamaktadır.
Ahmet Müfit
Yazının Alındığı Kaynak: http://www.odatv.com/n.php?n=ya-filipin-ya-malezya-oluyoruz-0901111200





-------------- sonraki bölüm --------------
Bir HTML eklentisi temizlendi...
URL: <http://yunus.listweb.bilkent.edu.tr/pipermail/bsb-forum/attachments/20110110/f8836bfd/attachment-0001.htm>
-------------- sonraki bölüm --------------
A non-text attachment was scrubbed...
Name: image001.gif
Type: image/gif
Size: 52 bytes
Desc: image001.gif
URL: <http://yunus.listweb.bilkent.edu.tr/pipermail/bsb-forum/attachments/20110110/f8836bfd/attachment-0001.gif>


Bsb-forum mesaj listesiyle ilgili daha fazla bilgi