<html xmlns:v="urn:schemas-microsoft-com:vml" xmlns:o="urn:schemas-microsoft-com:office:office" xmlns:w="urn:schemas-microsoft-com:office:word" xmlns:m="http://schemas.microsoft.com/office/2004/12/omml" xmlns="http://www.w3.org/TR/REC-html40">
<head>
<meta http-equiv="Content-Type" content="text/html; charset=iso-8859-9">
<meta name="Generator" content="Microsoft Word 14 (filtered medium)">
<style><!--
/* Font Definitions */
@font-face
        {font-family:Calibri;
        panose-1:2 15 5 2 2 2 4 3 2 4;}
/* Style Definitions */
p.MsoNormal, li.MsoNormal, div.MsoNormal
        {margin-top:0cm;
        margin-right:0cm;
        margin-bottom:10.0pt;
        margin-left:0cm;
        line-height:115%;
        font-size:11.0pt;
        font-family:"Calibri","sans-serif";
        mso-fareast-language:EN-US;}
a:link, span.MsoHyperlink
        {mso-style-priority:99;
        color:blue;
        text-decoration:underline;}
a:visited, span.MsoHyperlinkFollowed
        {mso-style-priority:99;
        color:purple;
        text-decoration:underline;}
span.E-postaStili17
        {mso-style-type:personal-compose;
        font-family:"Calibri","sans-serif";
        color:windowtext;}
.MsoChpDefault
        {mso-style-type:export-only;
        font-family:"Calibri","sans-serif";
        mso-fareast-language:EN-US;}
@page WordSection1
        {size:612.0pt 792.0pt;
        margin:70.85pt 70.85pt 70.85pt 70.85pt;}
div.WordSection1
        {page:WordSection1;}
--></style><!--[if gte mso 9]><xml>
<o:shapedefaults v:ext="edit" spidmax="1026" />
</xml><![endif]--><!--[if gte mso 9]><xml>
<o:shapelayout v:ext="edit">
<o:idmap v:ext="edit" data="1" />
</o:shapelayout></xml><![endif]-->
</head>
<body lang="TR" link="blue" vlink="purple">
<div class="WordSection1">
<p class="MsoNormal" style="margin-bottom:6.0pt;text-align:justify;line-height:normal;background:white">
<b><span style="font-size:10.0pt;font-family:"Times New Roman","serif";color:#333366;mso-fareast-language:TR"><a href="http://haber.sol.org.tr/yazarlar/korkut-boratav/direnme-eylemlerini-yorumlarken-50025">http://haber.sol.org.tr/yazarlar/korkut-boratav/direnme-eylemlerini-yorumlarken-50025</a><o:p></o:p></span></b></p>
<p class="MsoNormal" style="margin-bottom:6.0pt;text-align:justify;line-height:normal;background:white">
<b><span style="font-size:12.0pt;font-family:"Times New Roman","serif";color:#333366;mso-fareast-language:TR"><o:p> </o:p></span></b></p>
<p class="MsoNormal" align="center" style="margin-bottom:6.0pt;text-align:center;line-height:normal;background:white">
<b><span style="font-size:14.0pt;font-family:"Times New Roman","serif";color:#333366;mso-fareast-language:TR">Direnme Eylemlerini Yorumlarken<o:p></o:p></span></b></p>
<p class="MsoNormal" align="center" style="margin-bottom:6.0pt;text-align:center;line-height:normal;background:white">
<b><span style="font-size:14.0pt;font-family:"Times New Roman","serif";mso-fareast-language:TR">Korkut Boratav<o:p></o:p></span></b></p>
<p class="MsoNormal" style="margin-bottom:6.0pt;text-align:justify;line-height:normal;background:white">
<span style="font-size:12.0pt;font-family:"Times New Roman","serif";mso-fareast-language:TR">Sermayenin sınırsız tahakkümüne karşı çeşitli coğrafyalarda patlak veren bir dizi direnme eylemi, 2011’e damgasını vurmuştur. Bunların ileri bir aşamasında ortaya atılan,
“biz %99’uz; %1’in tahakkümüne hayır!” sloganı da açık bir sınıf mücadelesi çağrısıdır.
<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="margin-bottom:6.0pt;text-align:justify;line-height:normal;background:white">
<span style="font-size:12.0pt;font-family:"Times New Roman","serif";mso-fareast-language:TR">Bu slogan, direnme hareketlerinin devrimci bir potansiyel kazanması anlamına gelir. Elbette, hegemonik güçler, bu türden bir gelişimi önleme, frenleme, “yumuşak” kanallara
yönlendirme çabalarına girişeceklerdi. Bu çabaların önemli bir bölümü de, sözü geçen hareketleri egemen söylemi tedirgin etmeyecek, “zararsız” doğrultularda yorumlamaktan geçiyor. Bu türden bazı yorum ve değerlendirmelere dikkat çekmek istiyorum.
<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" align="center" style="margin-bottom:6.0pt;text-align:center;line-height:normal;background:white">
<span style="font-size:12.0pt;font-family:"Times New Roman","serif";mso-fareast-language:TR">***<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="margin-bottom:6.0pt;text-align:justify;line-height:normal;background:white">
<span style="font-size:12.0pt;font-family:"Times New Roman","serif";mso-fareast-language:TR">“%1’in tahakkümüne hayır” sloganı ABD’de yaygınlık kazanınca, Wall Street çevrelerinin ilk şartlı refleksi, geleneksel “Amerikan rüyası”na sığınma yönünde olacaktı:
“Biz zenginler parazitler değiliz; çalışarak, yenilikler getirerek, yaratarak kazanıyoruz; servetimiz, gelirimiz bu toplumsal hizmetin karşılığıdır…” Wall Street’in seçkin şirketlerinden bir grup insanın İstihdam Yaratanlar İttifakı adı altında kurdukları
bir topluluk, bu doğrultuda mesajları kamuoyuna ulaştırmaya başlamıştır. <o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="margin-bottom:6.0pt;text-align:justify;line-height:normal;background:white">
<span style="font-size:12.0pt;font-family:"Times New Roman","serif";mso-fareast-language:TR">Bu kaba mesajın inceltilmiş bir türü, burjuva iktisadının bölüşüm kuramında yer alır: Üretilen hasıladan alınan paylar, kişilerin, sosyo-ekonomik grupların, üretim
faktörlerinin, sınıfların katkılarına göre belirlenir. Bu önermenin başında (genellikle unutulan, göz ardı edilen) bir koşul da yer alır: “Tam rekabetçi, ideal piyasalar varsayılırsa…”
<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="margin-bottom:6.0pt;text-align:justify;line-height:normal;background:white">
<span style="font-size:12.0pt;font-family:"Times New Roman","serif";mso-fareast-language:TR">Bu kuram kabul edilirse, sömürü, yani “toplumsal hasılaya yapılan katkıyı aşan gelir”, sadece rekabetçi koşulların bozulduğu hallerde gerçekleşir. Örneğin mal piyasalarında
tekelleşme, müteşebbisin toplumsal hasılaya katkısını aşan “tekelci kârlara” yol açabilir. Veya işgücü piyasasında emekçilerin sendikalaşması da rekabeti bozabilir ve ücretlerin bir bölümü, emeğin katkısını aştığı için rant (yani sömürü) öğeleri içerebilir.
<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="margin-bottom:6.0pt;text-align:justify;line-height:normal;background:white">
<span style="font-size:12.0pt;font-family:"Times New Roman","serif";mso-fareast-language:TR">İlginç bir biçimde, Amerikan “liberal solu”nun Nobel ödüllü iki yükselen yıldızı, Krugman ve Stiglitz de Wall Street’i işgal eylemlerini desteklerken neoklasik iktisada
başvuruyorlar. Eylemcileri destekleme gerekçesi şudur: “%1’lik seçkinlerin hedeflenmesi doğrudur; zira bunlar hak edilmemiş; verimlerini aşan gelirler elde etmektedirler…”
<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="margin-bottom:6.0pt;text-align:justify;line-height:normal;background:white">
<span style="font-size:12.0pt;font-family:"Times New Roman","serif";mso-fareast-language:TR">Krugman’dan aktarayım: “İdeal bir piyasa ekonomisinde her işçiye, çalışmayı tercih ettiğinde, ekonomiye yaptığı katkı kadar ödeme yapılır; ne fazla, ne de eksik… Yılda
30 bin dolar kazanan işçiler için de bu geçerlidir; yılda 30 milyon dolar kazanan yöneticiler için de… Bazı çok zenginlerin gelirleri, ürettikleri yeniliklerin değerinin altındadır. Fakat, toplumun en zengin binde birini oluşturan süper-seçkinlere, yaptıkları
işin karşılığında eksik değil, fazla ödenmektedir. Bunların çoğu şirket kodamanları ve finansal sahtekârlardır. ‘Biz %99’uz’ sloganı doğrudur; orta sınıfları seçkinlerle karşı karşıya koyduğu için. Peki, nüfusun yüzde 99’u, yüzde 1’den nefret mi etmelidir.
Hayır, hiç de değil. Sadece süper-seçkinlerin istihdam yarattığı propagandasına kulak asmamalı ve bunların çok daha fazla vergi ödemesini talep etmelidir.”
<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="margin-bottom:6.0pt;text-align:justify;line-height:normal;background:white">
<span style="font-size:12.0pt;font-family:"Times New Roman","serif";mso-fareast-language:TR">Tunus’ta, Kahire’de, İspanya’da, New York’ta protesto eylemlerine katıldığını; bunları desteklediğini söyleyen Stiglitz’in görüşleri de aynı doğrultudadır: “%1’lik
grubun böylesine cömertçesine ödüllendirilmesi, topluma daha fazla katkı yaptıkları için değil, başarılı (bazen de yozlaşmış) rant’çılar olmaları sayesindedir. %1’in bir bölümünün büyük katkıları olabilir. Bazı yenilikleri yapanlar, toplumsal katkılarından
daha azını elde edebilirler. Ancak, dünyada ekonomik eşitsizliğin artışına yol açan nedenler, rekabet bozucu uygulamalardır. Protestocular devrimci değil, evrimcidir. Dolarların değil, insanların önem taşıdığı bir demokrasi istiyorlar. Ve beklentileri hayata
geçirebilecek bir piyasa ekonomisi…” <o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" align="center" style="margin-bottom:6.0pt;text-align:center;line-height:normal;background:white">
<span style="font-size:12.0pt;font-family:"Times New Roman","serif";mso-fareast-language:TR">***<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="margin-bottom:6.0pt;text-align:justify;line-height:normal;background:white">
<span style="font-size:12.0pt;font-family:"Times New Roman","serif";mso-fareast-language:TR">Burjuva iktisadının ilericiliği buraya kadardır. Sınıflar konusundaki kafa karışıklığı şaşırtıcıdır. İşçilerden, “aşağı” sınıflardan yoksun bir %99’luk orta sınıflar
blokunun, genel olarak sermayeye değil; krizin sorumlusu olarak görülen finans ve rant çevrelerine karşı mücadelesi resmediliyor. Adalet ve eşitlik arayışı, rekabetçi piyasaları hedeflemelidir. Stiglitz, Dünya Bankası’nın baş ekonomisti iken Üçüncü Dünya’ya
(örneğin Tunus’a) kabul ettirilen “piyasa dostu reformlar”ın, Tunus’taki diplomalı işsizlerin artışına nasıl katkı yaptığını düşünmüyor veya unutuyor. Bu insanlardan biri olan Muhammed Buazizi, kaçak seyyar pazarcılık yapmak zorunda kalmış; polis baskısından
bezip kendini yakmış ve Tunus ayaklanmasını fitillemişti. Şimdi Stiglitz, Dünya Bankası reçetesine geri dönüyor: Rekabetçi bir piyasa ekonomisi…<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="margin-bottom:6.0pt;text-align:justify;line-height:normal;background:white">
<span style="font-size:12.0pt;font-family:"Times New Roman","serif";mso-fareast-language:TR">“Tam rekabeti getirin; sömürü ortadan kalkar!” Neoklasik iktisat bu tuhaf formülü, Marx’ın artı-değer kuramına karşı getirmişti. Marx ise, kapitalist bir ekonomide
artı-değerin (sömürünün) işgücü ve mal piyasalarında tam rekabet geçerliyken oluşacağını göstermişti. Zira, işgücü piyasalarında tam rekabetin gerçekleşmesi için, emekçinin üretim araçları üzerindeki mülkiyetinin tarihe karışmış olması gerekir. Ancak o zaman
emekçi, varlığını sürdürebilmek için elinde kalan tek meta’yı (yani işgücünü) satmak durumunda kalacaktır. Ve Krugman’ın dediği gibi “çalışmayı tercih ederse” satacak; tercih etmezse aç kalacaktır. “Serbestçe ve değeri karşılığında” (yani “rekabetçi piyasa”
koşullarında) sattığı andan itibaren de kapitalistin el koyacağı artı-değeri yaratacaktır.
<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="margin-bottom:6.0pt;text-align:justify;line-height:normal;background:white">
<span style="font-size:12.0pt;font-family:"Times New Roman","serif";mso-fareast-language:TR">Marx, bu yüzden ileri sürüyordu ki, “her malın gerçek değerine göre satıldığı bir ortamda (yani tam rekabet koşullarında) kârların oluşumunu açıklayamazsanız, hiç açıklayamazsınız.”
Krugman ve Stiglitz ise, eşitsizliğin, adaletsizliğin, sömürünün kaynağını sadece rekabetin bozulduğu ortamlara bağlıyorlar. Çareyi de dön/dolaş; rekabetçi piyasalarda arıyorlar.
<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="margin-bottom:6.0pt;text-align:justify;line-height:normal;background:white">
<span style="font-size:12.0pt;font-family:"Times New Roman","serif";mso-fareast-language:TR">İşin tuhafı, 2007-2008 krizine yol açan ve bu nedenle eleştirdikleri finansal sistem, milyonlarca alıcı ve satıcıyı her an karşı karşıya getirerek onların idealindeki
rekabetçi ortama en çok yaklaşan piyasalardan oluşmaktaydı. <o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="margin-bottom:6.0pt;text-align:justify;line-height:normal;background:white">
<span style="font-size:12.0pt;font-family:"Times New Roman","serif";mso-fareast-language:TR">Bereket ki, direnme söyleminin yorumlanması, “liberal sol”a terk edilmemiştir. “Yüzde 1’in tahakkümüne hayır!” sloganının devrimci yorumlarını önümüzdeki haftalarda
aktarmak, tartışmak istiyorum.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="margin-bottom:6.0pt;text-align:justify;line-height:normal">
<span style="font-size:12.0pt;font-family:"Times New Roman","serif""><o:p> </o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><o:p> </o:p></p>
</div>
</body>
</html>