<h1 class="Title">Yargı kararı ile öğretmen veya yönetici okula dönerse norm fazlası kim olur?</h1>
<table style="border-bottom:1px dotted #d7d7d7;padding:3px 0;margin:10px 0">
<tbody><tr>
<td style="width:60px"><div id="fbDiv"><a href="http://www.facebook.com/share.php"><img src="http://www.memurlar.net/global/images/www/share.png"></a></div></td>
<td style="width:90px"><br></td>
<td style="width:90px">
<br></td>
<td style="width:60px">
<br></td>
<td>
<span class="Date" style="float:right;text-align:right">18 Mart 2012 21:22</span>
</td>
</tr>
</tbody></table>
<div class="ads1" style="float:left;margin:0 10px 5px 0"><div>
</div></div>
<p>Zaman zaman yargı kararı gereği eski görev yaptıkları okul ve
kurumlara dönen öğretmen ve yöneticiler bulunmaktadır. Bu durumda, hangi
öğretmen ve yöneticinin norm kadro fazlası olması gerektiği hakkında
veya bunların eski görev yerlerine mi dönmesi gerektiği hakkında
tereddütler bulunmaktadır.</p>
<p>Örneğin, bir öğretmenin yargı kararı ile eski görev yeri olan
okul/kurumuna dönmesi halinde bu öğretmen eski görev yerinden
ayrıldıktan sonra boşalan norm kadroya atanan öğretmenin söz konusu
mahkeme kararı ile de atanmadan önceki görev yaptığı okuluna
döndürülmesi, ya da norm kadro fazlası olarak belirlenerek norm kadro
fazlası atamalarına dâhil edilmesi gerekmektedir. Aynı durum yöneticiler
içinde geçerli olacaktır. Kısacası, yargı kararı ile okula/kuruma geri
dönen öğretmen veya yönetici varsa hizmet puanına bakılmadan o
okula/kuruma en son atanan öğretmen/yönetici norm kadro fazlası
olacaktır. Mümkünse bu personel eski görev yerine gönderilmelidir.</p>
<p>Çünkü İdarelerin, mahkeme kararlarını hiçbir suretle
değiştiremeyecekleri ve bunların yerine getirilmesini
geciktiremeyecekleri Anayasa?nın 138. maddesinde de açıkça ifade edilmiş
bir kural olmakla birlikte, mahkeme kararlarının yerine getirilmesi
sırasında idarelerin karar gerekçelerini de göz önünde bulundurarak ve
gerekçelerle de saptanan hukuka aykırılıkların giderilmesi amacıyla
işlem tesis etmeleri gerektiği kuşkusuzdur.</p>
<p>Anayasa Mahkemesinin pek çok kararında tanımlandığı gibi, hukuk
devleti; insan haklarına saygı gösteren, bu hakları koruyucu adil bir
hukuk düzeni kuran, bunu sürdürmeye kendisini yükümlü sayan, bütünüyle
hukuka uyan devlet demektir.</p>
<p>Hukuk devleti niteliğini kazanmanın vazgeçilmez koşullarından birisi
mahkeme kararlarına uyulma zorunluluğudur. Anayasa?nın 138. maddesi;
yasama ve yürütme organları ile idarenin, mahkeme kararlarına uymak
zorunda olduğunu, bu organlar ve idarenin, mahkeme kararlarını hiç bir
surette değiştiremeyeceğini ve bunların yerine getirilmesini
geciktiremeyeceğini öngörmüştür.</p>
<p>Öte yandan hukuk devleti niteliğini kazanmanın vazgeçilmez
koşullarından bir diğeri ise yasalar önünde herkesin eşitliğidir.
Anayasanın 10. maddesinde yer alan eşitlik ilkesi Anayasa Mahkemesi
kararıyla açıklanmıştır. Bu kararlarda belirtildiği üzere, eylemli
değil, hukuksal eşitliği öngören eşitlik ilkesi, hukuksal durumları aynı
olan kişiler arasında haklı bir nedene dayanılmadan ayırım
yapılamayacağı esasını içermektedir. Böylece eşitlik ilkesine yer veren
Anayasa hükmü hukuki açıdan kişisel nitelikleri ve durumları özdeş
olanlara değişik uygulama yapılmasını, yasa önünde ayırımı
yasaklamaktadır.</p>
<p>Dava, bir kimsenin başka bir kimseden hâkim önünde hakkını istemesi
olarak tanımlanır. İdari dava ise, idarenin gördüğü idari faaliyetlerden
veya kamu hizmetlerinden çıkan ihtilaflar olarak tanımlanır. İptal
davası, idare tarafından ittihaz olunan icram bir karardan şahsi, meşru
ve güncel bir çıkarı zedelenen bir kişinin, idari bir mahkemeye
başvurarak, bu kararın mevzuata, hukuka, (yetki, güdü, konu, sekil ve
maksat yönlerinden biriyle) aykırılığından ötürü bozulmasını
istemesidir.</p>
<p>İptal veya yürütmeyi durdurma davası, idarenin hukuka aykırı olan
işleminin iptaline ve idarenin hukuka bağlı kalmasını sağlamaya yönelik
bir davadır. İptal veya yürütmeyi durdurma davasının amacı, idarenin
hukuka aykırı kararlar almasını önlemesidir.</p>
<p>Böylece hukuk kurallarına bağlılığını sağlamak ve hukuka aykırı
olduğu tespit edilen idari işlemleri hukuk düzeninden kaldırmak (iptal
etmek) suretiyle hukuk düzeninin korunması amaçlanmaktadır.</p>
<p>İptal davaları objektif davalardır: Ne davacının ne de davalının
(iade) sübjektif bir hakkı söz konusudur. İdari işlemin hukuk sistemine,
objektif hukuk kurallarına uygun olup olmadığı araştırılmaktadır.
Aslında idare iptal davasının tarafını oluşturmaz: Uyuşmazlığın doğumuna
neden olan iddia, idareye değil, isleme yönelmektedir. Çünkü iptal
davasında yargılanan idare değil, onun işlemidir.</p>
<p>İptal davasının objektif olma niteliğinin bir göstergesi de, iptali
istenen idari işlemin yürütülmesinin durdurulmasına, belli koşulların
gerçekleşmesi halinde, ancak mahkeme tarafından karar verilebiliyor
olmasıdır. Yürütmenin durdurulması istisnai bir müessesedir ve buna
mahkeme karar verir.</p>
<p>İptal veya yürütmeyi durdurma kararı, idari bir işlemin hukuka uygun
olup olmadığını denetleyen yargı organının, işlemin geçerliliğini
etkileyen bir sakatlık saptaması durumunda, işlemin geri yürür biçimde
ortadan kalkmasını sağlayan kesin hükümlü bir yargısal işlemdir.</p>
<p>Hukuka aykırılık, bu aykırılığın yargı organınca saptanması anında
değil, idari islerin yapıldığı anda doğmuştur. İptal veya yürütmeyi
durdurma kararı, hukuka aykırılığı, bu aykırılığın doğduğu andan
başlayarak ortadan kaldırarak bir yaptırım öngörmektedir. Bu da iptalin
geri yürümesini gerektirmektedir. Dolayısıyla, iptal veya yürütmeyi
durdurma kararları idari işlemin sakatlığının daha işlemin doğusunda var
olduğunu ortaya koymak suretiyle, işlemin hukuki bir durum
yaratmadığını, hukuksal bir değişiklik oluşturmadığını tespit
etmektedir.</p>
<p>İptal veya yürütmeyi durdurma kararları veya yürütmeyi durdurma
kararı idari işlemi ortadan kaldırır, meydana getirdiği sonuçların
silinmesi gerekir. İptal veya yürütmeyi durdurma kararının hukuki
sonucu, idari işlemin ortadan kalkması, varlığını sona erdirmesidir.
İptal edilen işlemin, idare tarafından ayrıca geri alınmasına gerek
yoktur. İptal veya yürütmeyi durdurma kararının hukuki etkisi ile bu
kararın gereğinin idarece yerine getirilmesi iki ayrı kavramdır.</p>
<p>İptal veya yürütmeyi durdurma kararının gereğinin yerine getirilmesi
konusunda idarenin görevi, iptal edilen işlem dolayısıyla hukuk
düzeninde meydana gelen sonuçları gidermek; hukuka aykırı durumdan,
hukuka uygun duruma dönülmesini sağlamaktır.</p>
<p>Genel düzenleyici idari işlemlerin iptali durumunda, işlemin hukuk
düzenindeki varlığı kendiliğinden (otomatik olarak) son bulur. Bu açıdan
idarenin yapması gereken bir işlem yoktur. İptal veya yürütmeyi
durdurma kararları geçmişe etkilidir. Başka bir anlatımla, mahkeme,
idari yargı kararı ile işlemdeki sakatlığı saptadığında, bu saptama
sakatlığın doğumu anından itibaren geçerli olur. Bundan ötürü, iptal
davalarında, işlemin yapıldığı andaki duruma göre yargılama yapılır.</p>
<p>İptal veya yürütmeyi durdurma kararı ile hukuka aykırı işlem ortadan
kaldırılınca, hukuka aykırı olmayan, yani sakat işlemin yapılmasından
önceki duruma dönülür. İdareler iptal veya yürütmeyi durdurma kararı ile
ortadan kalkmış olan idari işlemin yapılmasından önceki durumu aynen ve
tamamen ve eski durumun sağlanması için idari tasarrufları tesis ve
idari eylemleri ifa etmekle yükümlüdürler.</p>
<p>Ancak, iptal veya yürütmeyi durdurma kararından sonra, idare, yeni
işlem ve eylemler yapmak durumunda ise, bunları iptal kararı
doğrultusunda ve ona uygun olarak yapmak zorundadır.</p>
<p>İptal veya yürütmeyi durdurma kararı, geriye yürür biçimde idari
işlemin hukuki varlığına son verir. İşlem ortadan kalktığına göre, bu
durum herkes için sonuç doğurur.</p>
<p>İptal veya yürütmeyi durdurma kararları iptali istenen tasarrufu ve
ona bağlı işlemleri yapıldıkları tarihten itibaren ortadan
kaldırmaktadır. Dolayısıyla, bu işlemdeki sakatlık ona dayanılarak
yapılan işlemlere de sirayet etmektedir.</p>
<p>Bu nedenle; bir öğretmenin/yöneticinin yargı kararı ile eski görev
yeri olan okul/kurumuna dönmesi halinde bu öğretmen/yöneticinin eski
görev yerinden ayrıldıktan sonra boşalan norm kadroya atanan
öğretmenin/yöneticinin söz konusu mahkeme kararı ile de atanmadan önceki
görev yaptığı okuluna döndürülmesi, ya da norm kadro fazlası olarak
belirlenerek norm kadro fazlası atamalarına dâhil edilmesi
gerekmektedir.</p>