[Turkmath:622] Re: [Tmd-uye: 825] Barış için imza
Mehmet Can
mcan at ius.edu.ba
Wed Aug 5 07:24:16 UTC 2015
Sayin Altınel
Bildiride altına imza atabilecegim bir cok paragraf var. Ancak bütününe katilamayacagim.
Regards,
Mehmet Can
_____________________________________
Prof. Dr. Mehmet Can
The University Information Technology Center
INTERNATIONAL UNIVERSITY OF SARAJEVO
Hrasnicka cesta 15, 71000 Sarajevo, B&H
Phone: +387 33 957 150 ; Fax: +387 33 957 105
mcan at ius.edu.ba ius.edu.ba/mehmet-can
________________________________
From: Tmd-uye <tmd-uye-bounces at listweb.bilkent.edu.tr> on behalf of Tuna ALTINEL <altinel at listweb.bilkent.edu.tr>
Sent: Tuesday, August 4, 2015 2:03:40 PM
To: turkmath; tmd-uye at listweb.bilkent.edu.tr
Subject: [Tmd-uye: 825] Barış için imza
Sayın Liste Üyeleri,
Bildiğim kadarıyla bu listeye akademisyenler üye. Bundan dolayı aşağıdaki metni sizlerle
paylaşmayı uygun gördüm. İmzalamak isteyenler ad, soyad, ünvan ve üniversitelerinin adını
barisakademisyen at gmail.com<mailto:barisakademisyen at gmail.com>
adresine gönderebilirler.
Saygılar,
Tuna Altınel
==========================================================================
Türkiye Halklarına Duyuru:
2013 Ocak'ta resmi olarak başlayan barış/çözüm süreci Türkiye'de yaşayan çoğu insan gibi biz akademisyenleri de 30 yılı aşkın bir süre boyunca yaşanan çatışmalardan sonra yeni bir dönemin başladığına dair umutlandırmıştı. Özellikle Türkiye'nin tarihini, iktisadını ve toplumsal ilişkilerini inceleyen biz akademisyenler yaptığımız çalışmalarda çatışmanın Türkiye'nin her alanını etkilediğini, insanları birbirine düşman ettiğini, eşitsizliği, ayrımcılığı ve şiddeti arttırdığını defalarca dile getirmiş kişiler olarak, nihayet Türkiye'nin gerçeklerle yüzleşebileceği, demokratikleşebileceği ve yaralarını sarabileceği bir fırsatı yakalamış olduğu kanısındaydık.
Bizler 2013-2015 arasında çözüm sürecinin her aşamasına destek verdik. Akil İnsanlar heyetinin kurulmasını ve çalışmalarını, Meclis'te çözüm süreci ile ilgili bir yasa çıkmasını ve Dolmabahçe mutabakatını olumlu karşıladığımızı belirttik. Ancak dünyada yaşanan diğer barış süreçleri ile ilgili yaptığımız karşılaştırmalı çalışmalar, bize bunların yeterli olmadığını, sürecin kalıcı olabilmesi için çeşitli heyetlerle desteklenmesi ve sürecin baş aktörlerinden olan Abdullah Öcalan'ın tecritinin tıpkı Mandela örneğinde görüldüğü gibi, kalkması gerektiğini gösteriyordu. Ayrıca sürecin ne iç ne dış politikaya malzeme edilmemesi gerektiğini defalarca belirttik. Türkiye'de kök salmış olan Kürt düşmanlığının da ancak bir Hakikatler Komisyonu kurulması ve geçmişte yaşanan felaketlerin aydınlatılması ve sorumluların ortaya çıkmasıyla gerçekleşebileceğini söyledik.
Gelinen noktada üzülerek görüyoruz ki hükümetin barış sürecini garanti altına alacak hiç bir düzenleme yapmamış olması, tarafları uyaracak, değerlendirecek, kamu vicdanını rahatlatacak ve şeffaflığı sağlayacak hiç bir kurumun kurulmaması ve sürecin sürekli olarak partiler arası rekabette ve Suriye, Irak ve İran politikalarında bir domino taşı haline indirgenmesi, tekrar savaşın doğmasına sebep olacak ortamı hazırlamıştır.
Ne kadar yazıktır ki yine akademisyenlerin, STK'ların ve sorumlu siyasetçi ve gazetecilerin uyarılarına rağmen Ortadoğu'daki bulaşıcı iç savaşın Türkiye'ye sıçramaması için de hiç bir önlem alınmamakta tam tersine Türkiye hızla benzer bir savaşa sürüklenmektedir.
Dünyadaki onlarca barış süreci silahlara bir kez daha davranıldığında kayıpların çok daha büyük olacağını çözümün ise ancak demokratik alanı genişleterek geleceğini gösteriyor. Bizler son bir sene içerisinde Kobani'de ve Suruç'ta öğrencilerimizi kaybettik. Yine sadece son bir haftada onlarca gencimizi yitirdik.
Şu iyi bilinsin ki biz ne evlatlarımızı, ne öğrencilerimizi, ne de hiç bir gencimizi savaşa kurban vermeyi asla kabul edemeyiz. Bizim için hiç bir anlaşmazlık onların hayatından ve inşa edecekleri gelecekten önemli değildir.
Tarafları derhal tahkim edilmiş bir ateşkese davet ediyoruz. Hükümeti bir an evvel ayrımcılık, düşmanlık ve çatışma çıkartan dilden vazgeçmeye , sorumlu gazetecileri savaşa özenen meslektaşlarını ifşa etmeye, meclisi bir an evvel süreci garantiye alacak yasalar çıkartmaya çağırıyoruz.
Savaş sırasında hakikat yeşeremez ve Türkiye'nin bugün her şeyden önce hakikate ihtiyacı vardır.
Kamuoyuna açıklıyoruz: Gençlerin bizim yazdıklarımızdan, söylediklerimizden ve derslerimizden çıkaracağı tek şey yaşamlarının önemi ve onlar sağ olmadıkça vatanın sağ olmayacağı olacaktır. Savaş bütçesinin bizim cebimizden karşılandığı, savaşta sadece yoksulların öldüğü olacaktır. Kimsenin kimseyi ezmeye, hakaret etmeye, ifade özgürlüğünü engellemeye hakkı olmadığı olacaktır. İntikam denen zehirli duygudan arınarak haklarını sonuna kadar aramaları, mücadele etmeleri, yalanlara karşı hakikati savunmaları, demokratik söz ve eylemlerden asla sakınmamaları olacaktır.
Tüm akademisyenleri, öğretmenleri, bilgi üreten ve tüketenleri, tüm kadınları ve erkekleri sus denince susmamaya, barışa, demokrasiye ve hakikate taraf olmaya çağırıyoruz.
-------------- next part --------------
An HTML attachment was scrubbed...
URL: <http://yunus.listweb.bilkent.edu.tr/pipermail/turkmath/attachments/20150805/5133873e/attachment.html>
More information about the Turkmath
mailing list