[Turkmath:2055] Re: [PROMO][Tmd-uye: 1536] Re: Re: "İTÜ İnşaat Kökenli Matematikçilerimiz"..
Mehmet Can
mcan at ius.edu.ba
Tue Mar 7 12:50:47 UTC 2017
Sayin Ercan
O sozu soyleyen zata ulasmaniz, kendisine sorunuzu yoneltmeniz mumkunken, niye bu isi bana yuklemeye calisiyorsunuz.
O adam benim neyim oluyor?
Bence o sozun sahibi, dusunce ve ifade ozgurlugunu kullanmaktadir.
Size ne kadar absurd gelirse gelsin.
Mehmet Can
_____________________________________
Prof. Dr. Mehmet Can
The University Information Technology Center
INTERNATIONAL UNIVERSITY OF SARAJEVO
Hrasnicka cesta 15, 71000 Sarajevo, B&H
Phone: +387 33 957 150 ; Fax: +387 33 957 105
mcan at ius.edu.ba ius.edu.ba/mehmet-can
________________________________
From: Zafer ERCAN <zercan at ibu.edu.tr>
Sent: Tuesday, March 7, 2017 1:46:06 PM
To: Mehmet Can
Cc: Hüseyin Eğinç; yilmaz akyildiz; turkmath; tmd; Ulug Capar; Timur Karacay
Subject: Re: [PROMO][Tmd-uye: 1536] Re: [Turkmath:2024] Re: "İTÜ İnşaat Kökenli Matematikçilerimiz"..
''Bir kertenkele olduren bir gavur gibi oldurmus gibi olur, bir vurusta olduren 100 sevap kazanir''i elestiremeyen
ya da sessiz kalarak karanliga destek verenler, ''Mustafa Kemal ve devrimlerini, medeniyetler arasi iliskiler acisindan elestiremez''.
ZE
________________________________
Kimden: "Mehmet Can" <Mehmet.Can at listweb.bilkent.edu.tr>
Kime: "Hüseyin Eğinç" <huseyin.eginc at gmail.com>
Kk: "yilmaz akyildiz" <yilmaz.akyildiz at listweb.bilkent.edu.tr>, "Mehmet Can" <Mehmet.Can at listweb.bilkent.edu.tr>, "turkmath" <turkmath at listweb.bilkent.edu.tr>, "tmd" <tmd-uye at listweb.bilkent.edu.tr>, "Ulug Capar" <Ulug.Capar at listweb.bilkent.edu.tr>, "Timur Karacay" <timurkaracay at gmail.com>
Gönderilenler: 7 Mart Salı 2017 14:09:28
Konu: [PROMO][Tmd-uye: 1536] Re: [Turkmath:2024] Re: "İTÜ İnşaat Kökenli Matematikçilerimiz"..
Sayin Eginc
Mustafa Kemal ve devrimlerini, medeniyetler arasi iliskiler acisindan elestiririm. Elestirme uslubumda kaba saldirganlik goremezsiniz.
Bu tavrimi lutfen kimse "korkaklik" ile karistirmasin.
Mehmet Can
_____________________________________
Prof. Dr. Mehmet Can
The University Information Technology Center
INTERNATIONAL UNIVERSITY OF SARAJEVO
Hrasnicka cesta 15, 71000 Sarajevo, B&H
Phone: +387 33 957 150 ; Fax: +387 33 957 105
mcan at ius.edu.ba ius.edu.ba/mehmet-can
________________________________
From: Hüseyin Eğinç <huseyin.eginc at gmail.com>
Sent: Monday, March 6, 2017 6:32 PM
To: Mehmet Can
Cc: Mehmet Can; yilmaz akyildiz; turkmath; tmd; Ulug Capar; Timur Karacay
Subject: Re: [Turkmath:2024] Re: [Tmd-uye: 1508] "İTÜ İnşaat Kökenli Matematikçilerimiz"..
Ben bir akademisyen değilim . . .
Bilim insanı olmak gibi bir rastlantı ne yanımdan geçti ve ne de bende öyle bir istek hiç oluşmadı . .
Aklı kıt bir mühendis olabildim ancak . . .
Konulara akademik bakamam . . .Sadece felsefesinden bakmaya çalışırım . . .
Müzik denilen evrensel tınının kurucusu . . . Günümüzde sadece senfonik müzikte kullanılan 13 notayı ilk işaretleyen . . . Ünlü matematikçi Pisagordur . . .
Dolaysıyla Pisagor bir matematikçi olduğu kadar . . . bazı çevrelerce veya bir kısım dünyalılarca senfonik müziği yani evrenin tınısını insanlığın hizmetine sunan . . .insanlığa ulaştıran ilk müzikolog olarak da kabul edilir . . .
Bütün dünya senfonik müziğin muhteşemliğinden bahsederken . . .yerel müzikleri hiç bir zaman bir kenarıya iktirmez . . .
Müziğin nitelik ve niceliklerini hissedebilenler içi,n . . . Senfonik müzik ne kadar saygın sa . . . Anadolu köyünün ezgileri . . .Afrika yerlisinin ilkel tamtamları ile çalınan ezgiler de o kadar saygındır . . . Asla biri diğerine üstün kılınmaz . . .
Ne Afrikanın yerlisi senfonik müziğe . . Ne de diğer bir coğrafyanın müzik seveni tam tamın sesine . . . Eziyete katlanmak gibi bir değerlendirmede bulunmaz . . .
Eğer böyle bir değerlendirme yapılmış sa ki . . . ( ben bunun bir başka akılın samimi Erzurum dadaşı ağzından kasıtlı üretilmiş dedikodu olarak kabul ederim ) bu sözü kullanan ların da kasıtlı davrandığına inanırım
Kimliği ne olursa olsun . . . Bir insan . . . genetik, gelenek veya edinilmiş kültür ile
Atatür kü sevmeye bilir . . . Bunu sebebini ister söyleyerek ister söylemeyerek . . . çıkıp açık açık söylerse . . .ben o insana saygı duyar onunla tartışabilirim . . .
Ama bu cesareti göstermekten kendince malum nedenler ile kaçıp ta bunu açık açık söyleyemiyorda . . .ısrarla
Mustafa Kemal'in
Yeni devlet
yeni sosyete sloganiyla
ve cahillerin cesaretiyle yaptiklarini burada tartismadik mi?
Benim en kıymetli en değerli milli değerime bu sözler ile hakaret etmeyi düşünebiliyorsa . . .
Ben bunu ne samimiyete . . .ne akademik değere . . .ne milli, kıymetlere . . .ne dindarlığa . . . asla sokamam . . .
Kavli mücerrette uçuşan sözler olarak değerlendirir . . . Sözü de sahibini de ırağıma koymayı erdem den sayarım . . .
Ben kimsenin ne inançsal ne kültür ve nede inanç değerlerine asla saygısızlık etmem . . .
Ama kimsenin de benim . . . değerlerime saygısızlık etmesine göz yummam . . .
Kimse kusuruma bakmasın . . .
bu andan itibaren bu gibi satırların bir daha ekranımda görülmemesi için . . . paylaşımın hemen ardından spam koyacağımdan . . . cevaplar tarafıma ulaşmayacaktır . . .
İnsanın değerlerine saygısızlıkları müdafaa etmek veya savunmak . . .her iki taraf için hoş olmayan gereksiz zaman öldürmekten başka hiç bir işe yaramayan boş polemiklerden öteye asla geçmiyor. .
Akla ve insan olmaya zarar veriyor sadece . . .
6 Mart 2017 18:50 tarihinde Hüseyin Eğinç <huseyin.eginc at gmail.com<mailto:huseyin.eginc at gmail.com>> yazdı:
Eyüp Özek . . . İTÜ inşaat 69 mezunu . . .
6 Mart 2017 11:40 tarihinde Mehmet Can <mcan at ius.edu.ba<mailto:mcan at ius.edu.ba>> yazdı:
SAyin Eginc
1962 Izmir Ataturk Lisesi 3 Fen B sinifi ITU'lu olmak isteyenlerle dolu.
Eyub de onlardan biri, ITU'lu olabilenlerden mi bilmem.
Mehmet Can
_____________________________________
Prof. Dr. Mehmet Can
The University Information Technology Center
INTERNATIONAL UNIVERSITY OF SARAJEVO
Hrasnicka cesta 15, 71000 Sarajevo, B&H
Phone: +387 33 957 150<tel:+387%2033%20957-150> ; Fax: +387 33 957 105<tel:+387%2033%20957-105>
mcan at ius.edu.ba<mailto:mcan at ius.edu.ba> ius.edu.ba/mehmet-can<http://ius.edu.ba/mehmet-can>
________________________________
From: Hüseyin Eğinç <huseyin.eginc at gmail.com<mailto:huseyin.eginc at gmail.com>>
Sent: Monday, March 6, 2017 9:45:26 AM
To: Mehmet Can
Cc: yilmaz akyildiz; turkmath; tmd; Ulug Capar; Timur Karacay
Subject: Re: [Turkmath:2024] Re: [Tmd-uye: 1508] "İTÜ İnşaat Kökenli Matematikçilerimiz"..
Mehmet bey . . .
Size . . .Lise arkadaşınız Eyüp Özek in selamları var . . .iletmemi istedi . . .
6 Mart 2017 10:02 tarihinde Mehmet Can <Mehmet.Can at listweb.bilkent.edu.tr<mailto:Mehmet.Can at listweb.bilkent.edu.tr>> yazdı:
Sayin Yilmaz
Haziran 25, 1932 de "Riyaseti Cumhur Orkestrasi" kurulduktan sonra Anadolu turnesine cikmasi irade buyuruldu.
Turne Erzurum'dan baslayacakti. Ahali meydana toplandi. Orkestra ne calacaksa caldi.
Halkin dagilmasina izin verildiginde bir Erzurumlunun
"Erzurum Erzurum olali boyle eziyet gormedi" dedigi duyuldu.
Zati aliniz her konsere gittiginizde Sayin Capar'i gorseniz de, o cok ozendogonoz sey olamazsiniz.
Sosyal genleriniz buna izin vermez.
Gelin, koylu kalin.
M Can
Regards,
Mehmet Can
_____________________________________
Prof. Dr. Mehmet Can
The University Information Technology Center
INTERNATIONAL UNIVERSITY OF SARAJEVO
Hrasnicka cesta 15, 71000 Sarajevo, B&H
Phone: +387 33 957 150<tel:+387%2033%20957-150> ; Fax: +387 33 957 105<tel:+387%2033%20957-105>
mcan at ius.edu.ba<mailto:mcan at ius.edu.ba> ius.edu.ba/mehmet-can<http://ius.edu.ba/mehmet-can>
________________________________
From: Tmd-uye <tmd-uye-bounces at listweb.bilkent.edu.tr<mailto:tmd-uye-bounces at listweb.bilkent.edu.tr>> on behalf of yilmaz akyildiz <yilmaz.akyildiz at listweb.bilkent.edu.tr<mailto:yilmaz.akyildiz at listweb.bilkent.edu.tr>>
Sent: Friday, March 3, 2017 1:36 PM
To: turkmath; tmd; Ulug Capar; Timur Karacay
Subject: [Tmd-uye: 1508] "İTÜ İnşaat Kökenli Matematikçilerimiz"..
önceden söylemiştim bu sayfalarda:
1965-66 yıllarında Taşkışla 111 veya 126 Nolu anfilerin birindeki ders esnasında bir hocamız:
"biz bu sıralardan pek çok değişik alanlarda pek çok değerli insanlar yetiştirdik"... demişti. Malumunuz o zamanlar Çoban Sülü Başbakan ama Hoca Necmettin henüz siyasetin ön saflarına çıkmamıştı, zaten o Makina dandı.
Şimdi bakın şu paragrafın sahibi Uluğ Çapar ın da aynı sırlardan geldiğini öğrenmiş oluyoruz:
"Ben bir Fulbright grantee's olarak Amerika'da o da Fransa'da doktora yaparken birbirimize 50 şer sayfalık uzun mektuplar yazardık müzik ve kültürel konularda. (Ben Brown Senfoni Orkestrasında keman çalıyordum,
bir de Brown satranç şampiyonu olmuştum !)
"
Boru değil bu, 50 sayfalık el yazısı mektuplar...
Tevekkeli, İstanbulda ne zaman bir klasik müzik konserine gitsem yanındaki kızıl saçlı sevgili eşinden hemen gözüme çarpar Uluğ abi de ordadır o gece, hiç kaçırmaz.
Timur ağbi bana der hep "yazmalısın". Benim hikayelerim Uluğ ağbininkiler yanında çok köylü kalır. Esas Uluğ ağbi yazmalı 50 leri 60 ları 70 leri. Gelin umalım, ikinci Olasılık kitabını bitirdikten sonra Uluğ Çapar anılarını da yazar. Yazmazsa çok yazık olur. Lütfen sizlerde manevi baskı kurun! Yoksa nerden bilecektiniz Cahit Arf ın Orta Okulda Kabakçıoğlundan sonra geldiğini? ayın görünmeyen yüzünün hikayesini?
Bir de sorun Uluğ Çapar a "ne geziyorlarmış Dame de Sion'un kapılarında?"... biz de yakamıza o "eşek arısı" ndan takıp az gezmedik kız liseleri kapılarında... (benzer senaryo Orhan Pamuk'un İstanbul kitabında da vardır).
Lütfen şunu da hatırlatın Uluğ Çapar a:
zaten "yazmak için yaşamakmış hayat", (gabriel garcia marquez).
y.a.
---------- Forwarded message ----------
From: Uluğ Çapar <ulcapar at gmail.com<mailto:ulcapar at gmail.com>>
Date: 2017-03-03 13:56 GMT+02:00
Subject: Re: [Tmd-uye: 1506] Zafer Ercan'ı duyar gibiyim:
To: yilmaz akyildiz <yilmaz.akyildiz at listweb.bilkent.edu.tr<mailto:yilmaz.akyildiz at listweb.bilkent.edu.tr>>
Sevgili Yılmaz, Saygıdeğer Liste Üyeleri,
Sevgili Yılmaz, İTÜ kökenli matematikçiler konusunu hakkettiğimizden daha
fazla kapsadığın düşüncesindeyim. Gene de çok teşekkürler. O zaman canınızı sıkmazsam
bölük pörçük birkaç anımı daha nakledeyim :
Yüksek Matematik I ve II derslerinin temel hocası Tevfik Okyay Kabakçıoğlu idi.
Cahit Hocaya hayatında matematikteki tek ikinciliğini (orta eğitim sırasında) tattıran kişi
olduğunu daha sonraları duymuştum. Çok yalın, sempatik ve mütevazi bir kişiliği vardı.
Öğrenciler onu çok sevmiştik. "Uslu durursanız sizinle daha sonra aya seyahat yaparız"
demişti. Onun Türkiye'de astronomide doktora yapan ilk öğretim üyesi olduğunu da daha
sonra öğrenmiş ve aya seyahat konusunda neden bu kadar bilgili olduğunu anlamıştım.
SPUTNIK çağı idi ama daha henüz aya ayak basılmamıştı. Bize ayda dolaşırken birbirimizin
yüzlerinin güneş vuran yarısını çok aydınlık, gölgedeki diğer yarısını ise simsiyah göreceğimizi
anlatmıştı (su buharı yokluğundan)!
Haftada 6 saat olan Yüksek Matematik derslerinin kapsamı bugün İngilizce eğitim veren okullarda
okutulan Calculus I, ve Calculus II derslerinin bir hayli fazlası idi. Advanced Calculus, Real Analysis
ve Linear Algebra derslerinin de önemli kısımlarını kapsıyordu. Zaten İTÜ matematik eğitimine
o zamanlar hala kıta Avrupası yaklaşımı hakimdi. Calculus konuları gerçel analiz çerçevesinde
veriliyordu. Tavsiye edilen kitaplar Mangold-Knopp ve Köthe'nin cilt cilt eserleri idi.
Tevfik hoca da sayı sisteminin kuruluşunda Dedekind kesimlerini kullanmıştı ama pek anlamamıştık
doğrusu, bu kavram biraz yukarlarımızdan geçmişti.! Tevfik hoca temelde analiz konularını işliyordu. Özelliği olan diğer konuları doçentleri
Kara Selma ve Asım Özkan'a bırakmıştı. Selma hocadan vector analizi, hatta biraz da manifoldlar,
Asım hocadan ise doğrusal cebir ve kombinatorik analiz öğrendik.
Geçen yazımda hikayesini anlattığım biz 5 deli ise Tatbiki Mekanik Opsiyonunu seçip Cahit Arf'tan
Analitik fonksiyonlar, Varyasyonlar Hesabı ve Tansör Analizi gördük ! Cahit Hoca tabii ki İTÜ'den
alışık olmadığımız bir hoca tipi idi. Geçen mailimde anlattığım gibi 5ci yıl matematiğinin konularını biz
öğrencilere danışarak seçmişti ! "İnşaat mühendisliğindeki temel tanımlar stress ve strain, bunlar
esasında tansörlerdir" demişti. "Onun için isterseniz biraz tansör analizi" yapalım". Biz de "aa, tabii, tabii
olur tansör çalışalım" dedik ! Aslında bu lafı hep duyuyorduk ama matematiksel olarak ne anlama geldiğini
bize hiç bir hoca anlatmamıştı o güne kadar. Bizim opsiyona gelmeyenlerin de hepsi tansörün ne
olduğunu öğrenemeden mezun oldu ! (Asım Hocanın kapsadığı kadar linear algebra içinde multi-linear
algebra doğal olarak yoktu).
Dönem daha yeni başlamıştı. Biz birkaç opsiyon öğrencisi bir akşamüstü Taşkışladan çıkıp Dame de Sion'un önünden yukarı doğru yürürken yanımızda bir araba durdu. Baktık piposunu tüttüren Cahit Hoca. "Taksim
-Galatasaray istikametine gidiyorsanız götüreyim" diyor. Allah allah ne biçim hoca bu ??!!
O zamanların İTÜ İnşaat Fakültesi Türkiye'nin bütün kalburüstü Liseleri Fen dallarının en önde gelen
öğrencilerini çektiği için tabii 140 kişilik böyle bir kitlede çok ilginç, egzatrik tipler de vardı. Hatırımda
en çok yer edenlerden birkaçından söz edeyim:
Atasağun BAYKAL: Köy kökenli olduğu için eğitimi biraz gecikmiş, bize gore yaşlı durur, kilolu, kerli
ferli bir öğrenci 30 larında gösteriyor. AAL (Ankara Atatürk Lisesi) 'ın birincisi, gelmiş geçmiş en
parlak öğrencisi imiş AAL'in. Hiçbir sınav öncesi ders notlarını veya ders kitabını çalışırken görmedik.
"Ben sınav sabahı istiareye yatar , ne sorular sorulacağını bilirim" derdi, (tabii bize söylemezdi) !!
Diğer iddiaları "ben gömülerin yerlerini bilirim", "ben tavlanın 3 sırrını leşfettim, kimse beni yenemez"
(gerçekten de yenemezdik!), "sputnik aya gitse de arka yüzünü göremez, fotoğrafını çekemez.
Çünkü ay dünya etrafında dönerken arka yüzü hiç görülmüyor, tanrı bize arka yüzünün göstermiyor !
Dolayısıyla görmemiz, oraya ulaşmamız kabil değildir"!! (Ne kadar parlak olursan ol , dar aile,sokak,
mahalle çevrelerinden edinilen bağnazlığı yıkmak çok zor)!
Mezuniyet sonrası Atasağun'u hiç göremedim. İnsanlar ayın arka yüzünü de görünce acaba "o resimler
sahte, bir emperyalist oyunudur !" mu dedi acaba? Hazine bulup zengin de olmadı ama bir sure Ankara Belediye Başkan Yardımcılığı yaptığını duydum. Şimdi hayatta mı onu dahi bilemem.
Doğan YALAZ : Müthiş bir müzik kulağı ve yeteneği ! Öyle Bach, Beethoven, Mozart'ın tanınmış
eserleri değil, herhangi bir eserden bir kaç mezür dinlet sana hemen söylesin : örneğin Shostakovich,
6 ci senfoni üçüncü kısım" diye. Ablası Tomris Yalaz'ı (bir inşaat mühendisi ile evlenip Tomris Öziş oldu
daha sonra) İzmir'de büyük piyanist Wilhelm Kempf bir konser turnesinde keşfediyor, Almanya'ya
götürüp ders veriyor ve Tomris bir konser piyanisti oluyor. Aslında Doğan ile Tomris çocukluklarında
birlikte piyano dersleri alırken Doğan iki kardeşin daha yeteneklisi olarak bilinirmiş. Fakat Doğan
MÜYENDİS olmağı tercih ediyor müzik kariyeri yerine ! İTÜ İnşşatın en palas Yol opsiyonunu
seçiyor. İsviçrede firmalarda çalışıp emekli oluyor , İsviçre'de yerleşik. Şu anda Parkinson tedavisi
görüyor ( neyse daha kötüsü değil. Neydi o aklımı başımdan alan Alman'ın adı ? Cevap: Alzheimer !
ondan değil).
Erhan KASRAESMEN (Last but not the least) . Sanırım onu pek çoğunuz tanır, en azından Cumhuriyet'teki
köşe yazılarından bilir: siyaset, deprem, mühendislik, mimarlık , müzik ve resim , allah ne verdiyse her konuda yazar!
ODTÜ İnşaat'tan emekli profesör. Tanınmış kitapları var : Deprem mühendisliği, Mimar Sinan,
Gözün ve Kulağın Düğünleri (resim sergileri ve konserler üzerine), Ayla Erduran , Bir Cumhuriyet Aydını
(Kamran Gündemir -Fazıl Say'ın hocası) vs.
Ben bir Fulbright grantee's olarak Amerika'da o da Fransa'da doktora yaparken birbirimize 50 şer sayfalık
uzun mektuplar yazardık müzik ve kültürel konularda. (Ben Brown Senfoni Orkestrasında keman çalıyordum,
bir de Brown satranç şampiyonu olmuştum !)
Erhan'ın şimdi biraz sağlık sorunları var ama genel durumu iyidir, (eşimin güzel bir lafı var :"bu yaşlarda boğmaca olup su çiçeği çıkaracak değiliz ya"!).
Kalemime (daha doğrusu klavyeme) böyle uzun ve belki de lüzumsuz ayrıntılı bir yazı yazma cesareti
veren sayın üyelere, özellikle de Yılmaz Akyıldız ve Hüseyin Eğinç'e tekrar çok teşekkür ederim.
Saygılarımla,
Uluğ ÇAPAR
2 Mart 2017 22:51 tarihinde yilmaz akyildiz <yilmaz.akyildiz at listweb.bilkent.edu.tr<mailto:yilmaz.akyildiz at listweb.bilkent.edu.tr>> yazdı:
Timur ağbinin ekdeki yazısı için Zafer Ercan'ın
"..zaten öyle yapılmıyor mu, birşey mi kaçırdım ne?"
dediğini duyar gibi oluyorum.
Zafer de haklı, çünkü kendisi yeni mahsul (nesil) ve
fırından çıkmak üzre olan son yazdığı Topoloji kitabının bel kemiği limit olmalı.
Anlaşılan o ki Zafer tarih bilmiyor!
Bizler artık birer dinazoruz, (bir başka dinazor Çiğdem Kağıtçıbaşı yı bugün kaybettik..) ve Timur ağbi de bu işin tarihine el atıyor.
Zafer Ercan'ın okulunda olmayabilir ama belki diğer başka yerlerde reel sayıların inşaası hala eski usullerle yapılıyor.
Eski usul derken, geçenlerde "İTÜ İnşaatçı Matematikçilerimiz" konusunu 1964 girişli sınıf arkadaşlarımla da paylaştım, bakın nasıl yaralarına tuz basmışım. 53 sene geçmiş hala unutmamışlar. İşde Timur ağbinin yazdıkları o zamanların eğitiminin hatırlatması yanında topu yeni nesil en son Topoloji Kitabı nın yazarı kendisi de bir "limiting case" olan Zafer Ercan' a atması..
Aşağıda mesajlarını okuyacağınız benim sınıf arkadaşlarıma ilaveten Uluğ Çapar ve Barış Kendirli den Kara Selma Soysal hususunda çok da güzel anılar ve methiyeler okumuştuk. Zaten onlar da neticede mühendis değil matematikçi oldular..
" Selma Hanim benim 1959-1960 da hocam oldu, ve onun güzel anlatımı nedeniyle matematiği daha çok sevdim. Hatta sınıftan bir arkadaş kendisine aşık oldu ve maalesef bu yüzden de akıl hastası oldu.
Nur içinde yat Selma Hocam.
Barış Kendirli
"
Arkadaşlar, 60 lar çok farklıydı, her açıdan.
Matematik de bundan nasibini aldı:
Bakınız bir başka sınıf arkadaşım ne yazdı:
"
Biliyorsunuz, ITU'ye girmek bizim lise donemlerimizde bir tutku idi. A
a...
hhh bir girebilsem! Bundan birkac yil once merhum usta kalem Hasan Pulur soyle bir sey demisti: "Bir ogrenci ITU sinavlarini ikinci kez de kazanamayinca Fatih Camii'nin minaresine
çıkıp
kendisini asagiya atarak intihar etmisti." Kim bilir buna banzer baska ne aci olaylar olmustu. Kazanamayinca tedavi gorenlerin de oldugunu duymustum
"
Selma Soysal Dedekind Kutuları derdi,
Timur ağbi Dedekind Kesimleri diyor ve ekliyor:
"calculusa yeni başlayanların zor anladığı bu konu..."
yani Deniz'imiz ağlamakta haklıydı:
"O kutuyu benim mantigim reddediyor.
Ne luzum var bildigim PI yi kutu icine sokmaya.
Bir halta da yaradigini sanmiyorum.
Sirf matematik olsun diye ise amk o kutunun.
Gencligimin en guzel gunlerini karartti.
Frenkel'in "Askin matematigi dedigi bu herhalde.
Kutulamalar elma sekerinin sapi gibi elimizde kaldi.
Kullandigim matematik, hic bir zaman Kara Selma'ninki olmadi, Kabakcioglunun ogrettikleri oldu.
"
(Zafer Erca Deniz'in bu iç dökmesi için "müthiş tespit" dedi)
Deniz devamla:
"Selma hanim, Huseyin'in dedigi gibi Yilmaz icin gonderilmis bir lutuf oldugunu, yazilardan anliyorum.
Ancak yine de, o siniftaki 180 kusur muhendis adayinin %80 inin (belki de fazla) matematikten korkmasina, hatta nefret etmesine neden oldugunu da ben 53 yildir unutamiyorum.
Neyse ki, ikinci sene gelen Kabakcioglu hoca ve asistani (sari Selma derdik kendisine) sayesinde bu korkularimizi yenebildik. Cunku Kara Selma, o gune kadar okudugumuz matematigin bosuna oldugunu hissettiren bir tavir icindeydi.
Ve anlatma yetenegi olmadigi icin dersin cogunda birbirimizin yuzune bos gozlerle bakardik.
Yilliktaki ilk 5 kisi disinda.
Gunah cikartmak icin, anlatma yetenegini, Saffet Muftuoglu'nun katlinde sahit oldugu icin sok gecirip, kaybettigini soylediler ama bizlere verdigi onca zarardan sonra.
Onlarda malesef ilk yil oldugu icin anladiklarini cok kucuk bir cevre disinda kimse ile paylasmadilar.
Derste hirsimdan agladigim gunleri hatirlarim hala.
Onu affedebilmis degilim, bunca yildan sonra.
(Temel'in dedigi gibi; "Onun da bi yerindeydi sanki")
Ve
Vedat ilave etti:
"
Selma Hoca'mizin bu kutulama (Dedekind cut) işini üstelik de dersin en başlarında, üstelik de kazandigimiz onemli bir giris sinavinin hemen ertesinde bizim onumuze koymasinin nedeni uzerinde bu aksam çöyle sakin kafa ile tekrar dusundum. Bu konunun sirfi matematigin (Pure mathematics) konulari arasinda oldugu konusunda kusku yok.
Bana oyle geliyor ki, Hoca'nin amaci bu konuda bizlere kenarindan kosesinden sirfi matematik konusunda bir çeşni vermeye calismakti. Ama bu is galiba birkac hafta surdu ve çeşni olmaktan cikti ve hepimizin agiz tadi bozulmus oldu. Bakin Deniz hala bozulan agiz tadinin etkisi altinda.
Animsadigim kadariyle, Hoca bu konu ile ilgili hic soru sormadi. Bir yoklayin belleklerinizi!
Samimi olarak sunu da soyleyeyim: Ben bu kutulama isinin ne oldugunu ancak Yilmaz'in bu aciklamalari sayesinde ogrendim. Yani, Hoca'nin dersinde yediklerimiz keci boynuzunun cok otesindeydi. "
_______________________________________________
Tmd-uye mailing list
Tmd-uye at listweb.bilkent.edu.tr<mailto:Tmd-uye at listweb.bilkent.edu.tr>
http://yunus.listweb.bilkent.edu.tr/cgi-bin/mailman/listinfo/tmd-uye
_______________________________________________
Turkmath mailing list
Turkmath at listweb.bilkent.edu.tr<mailto:Turkmath at listweb.bilkent.edu.tr>
http://yunus.listweb.bilkent.edu.tr/cgi-bin/mailman/listinfo/turkmath
_______________________________________________
Tmd-uye mailing list
Tmd-uye at listweb.bilkent.edu.tr
http://yunus.listweb.bilkent.edu.tr/cgi-bin/mailman/listinfo/tmd-uye
-------------- next part --------------
An HTML attachment was scrubbed...
URL: <http://yunus.listweb.bilkent.edu.tr/pipermail/turkmath/attachments/20170307/1f191897/attachment-0001.html>
More information about the Turkmath
mailing list