[Turkmath:3475] çok şaşırdım... sanki fields medali almışım sandım..
yilmaz akyildiz
yilmaz.akyildiz at gmail.com
Mon Dec 10 20:34:35 UTC 2018
https://docs.google.com/document/d/1P0rrvYTzESbjAGs4iEbwbrq-hrILwU-Xp9QhUN0OpOI/edit?usp=sharing
Zafer Ercan’ı ben de sizler gibi bu ekranlardan tanırım.
Zaten kötü bir başlangıcımız vardı,
Antalya Cebir günlerinde ilk tanıştığımızda
daha 2. dakikasında baktım zora giriyor vaziyet
ben hemen mekandan uzaklaşmıştım.
İkinci buluşmamızda Boğaz da Şafak Alpay’ın emeklilik yemeğinde ayaküstü
selamlaşmıştık,
aslan sütünün tesirinden olmalı
bizi görenler pek de samimi sandılar..
(arkamızda Boğaz Yalıları).
hayır efenim alakası yok!
aksi, ters, ayrıca rektörlük için başvurduğu CV sinin en sonunda gominist
olduğu yazılı birisi.
işim olmaz benim bu gibiler le. neme lazım.
EA ve ŞA gibi bana “bu adamdan uzak dur!” tavsiyesinde bulunanlara
“Yahu benim bu adamla ne yakınlığım var ne samimiyetim ne de ortak bir
yanım, ilk başlarda benim de hakkımda yanlış bilgi sahibi idi ve ben ona
gerçekleri anlatınca hatasını kabul etti. Ondan sonra kendisiyle bir
problem yaşamadım, benim açımdan ZE de ekrandaki diğerleri gibi birisi”.
Ama gelin görün ki hepimiz aynı çöplükte debelenip duruyoruz ya,
istatistik gereği elde olmadan bazen ya yollarımız kesişiyor veya kafa
kafaya geliyoruz.
(lütfen çöplük lafına takılmayın, bilirsiniz horoz ve çöplük kelimeleri
edebiyatımızda beraber kullanılır:
"bir çöplükte iki horoz ötmez"
"horoz ölür gözü çöplükte kalır".
eyvah eyvah, hatırlıyorum horoz lafını da geçenlerde ZE bu ekranlarda
kullanmıştı,
şimdi gerçekten yanlış anlaşılacak / yorumlanacağım.
inanın hiç bir kötü niyetim yok,
sadece kafamla klavyem arasında kısa devre var ve ben müdahil olamıyorum).
dedim ya aynı çöplükteyiz, istatistik gereği bir şekilde yollarımız
kesişiyor.
Geçenlerde facebook "bilim ve felsefe" grubunda bir de baktım
sonsuzluk üzerine tam da aradığım 4 satırlık bir "şiir" var.
gelin görün ki sahibi ZE, müsaade almak gerek.
bir şartla verdi: İngilizceye çevirecekmişim..
kendisi denemiş, baktım çok acemice
(aramızda kalsın, matematik ingilizcesi iyi olabilir ama
ZE nin genel ingilizcesinin perfect olmadığını söyleyebilirim..)
bizim ailede tercüman küçük kızım Reyhan dır.
Whatsapp sağ olsun Reyhan hemen geri döndü:
"It doesn’t really make sense to me!"
It should be:
Infinity is not so far (or not far away),
don’t search for it so far away.
Everything is infinite to itself.
You do not belong to yourself.
Your infinity is you!
Still makes no sense to me, it’s not very witty!!
Bu tercüme ile şu yazımı
<https://docs.google.com/document/d/14mGLd9BZeZK5E3-oQRx3SWo6wPZ8xAqGXeGefI1XzhE/edit?usp=sharing>
sizlerle paylaştıktan sonra farkettim ki
ben "şair-i azam" a açık seçik resmen "deli" demişim.
Mesajların arkasında ip yok ki geri çekesin.
Ama dersimi de aldım: o tip uzun yazılarımı artık pdf olarak değil
dinamik link olarak göndereceğim, ki ilerde değiştirme / düzeltme şansım
olsun.
Şair-i Azam von Zafer-i ile bir samimiyetim de yok ki açıp telefonu desem:
Üstat kusura kalma farkına varmadan ben size "deli” demişim.
Artık bekliyorum ve aklıma şöyle bir ayar yazısı yiyeceğim geliyor:
Dünya edebiyat tarihinin belki de en büyük ayarı:
“Tahir efendi bana kelp demiş
iltifatı bu sözde zahirdir,
maliki mezhebim benim zira,
itikadımca kelp tahirdir.”
Tam olarak açıklamak gerekirse tahir efendi
<https://eksisozluk.com/?q=tahir+efendi> bir gün bir olaydan ötürü nef’i
<https://eksisozluk.com/?q=nef%27i>‘ye kelp <https://eksisozluk.com/?q=kelp>
(köpek) der.
bunu işiten nef’i ise sözkonusu dörtlüğü kaleme alarak hem köpeğin tahir
(temiz) bir hayvan olduğunu, bu yüzden bu kelp sözünü bir iltifat olarak
kabul ettiğini,
hem de ufak bir kelime oyunuyla kendisine göre de tahir’in köpek olduğunu
söylemiş olur.
Gözüm ekranda, ne zaman zılgıt yiyeceğimi bekliyorum.
İlk gün cevap yok. İkinci gün yine yok.
Diyorum herhalde ZE okkalı ağır bir yazı için üzerinde sıkı çalışıyor
veya olayın vehametini anladığımı farketmiş
cevapsız bekleterek bana Çin işkencesi yapıyor.
Ben de o arada gelebilecek zılgıta karşı nasıl cevap vereceğimi kara-kara
düşünüyorum.
Nihayet üçüncü gün, (sizler de okudunuz), ne gelse iyi:
Sayın Akyıldız,
Yazınızda sonsuzluk hakkında yazmış olduğum,
kalplere kazılınası duygu yüklü şiirime
katmış olduğunuz değer için teşekkür ederim.
Temennim sıfır hakkında da anlamlı bir şiir yazmak.
235 sayısı için şiir yazmaya değer mi, emin değilim!
Selam ve saygılarımla,
Zafer Ercan
Ohhh be dedim içimden... bu fırtınayı da atlattık.
Fields Medali alsam herhalde ancak bu kadar rahatlardım.
235 = 5 x 47 de ne oluyor acaba?
Biz diyelim: “deli” dir ne yapsa yeridir…
Ayrıca sıfır hakkında da anlamlı bir şiir yazacakmış...
Bakarsınız onu da şöyle bir yazıma konu ederim:
“Everything is Nothing and Nothing is Everything” (David Tong)
Bizi takip etmekte, ama ciddiye alma-makta devam edin!
y.a.
-------------- next part --------------
An HTML attachment was scrubbed...
URL: <http://yunus.listweb.bilkent.edu.tr/pipermail/turkmath/attachments/20181210/3687a430/attachment-0001.html>
-------------- next part --------------
A non-text attachment was scrubbed...
Name: ?ok ?a??rd?m... sanki fields medali alm???m sand?m...pdf
Type: application/pdf
Size: 178631 bytes
Desc: not available
URL: <http://yunus.listweb.bilkent.edu.tr/pipermail/turkmath/attachments/20181210/3687a430/attachment-0001.pdf>
More information about the Turkmath
mailing list