[Turkmath:3870] "İnsanda taşıdığı fikir kadar ağırlık olur, bunların hepsi kelebek..." (Hasan Gümral)

[yilmaz akyildiz]

Not: bu mesajımı Ozan Çağlayan turkmath listesinden ayrılmadan önce yazmış
ve bekletiyordum.

ayrılacağını  tahmin etseydim bekletmezdim.

her işte bir hayır vardır diyelim.

Ben bir "yazar" ım...:)

"Söz uçar yazı kalır" demişler.

Yazı bir kerre yazıldı mı yazıldığı ile kalmamalı, maksadına ulaşmalı.

Yazıya saygı bunu gerektirir..

Bu yazımın siyasal  kısımları, biri-beyaz türk diğeri kürt-türk, iki ayrı
danışmanımdan alınmıştır.

Bütün samimiyetimle söylüyorum:

ben gerçekten siyasetten ve politikadan anlamam!

Ama her hususta olduğu gibi bu konuda da danışmanlarım vardır…



Ozan bey,

bu ne hiddet böyle !

Düşünce - ifade özgürlüğünden bahsederken

sizinle aynı türküyü çığırmayanlara karşı

bu ne tahammülsüzlük öyle !

Bilgisayar muhendisiymişsiniz, Tuna, Ayşe ve Betül gibi

mahkemelikmişsiniz.

TMD'ye üye olunuz, TMD' nin size de sahip çıkmasını isteyiniz.

Sizi TMD vasıtası ile destekleyeceğimden emin olabilirsiniz.

Msc tezinizin başına şunları yazmışsınız, saygı duyuyorum:

I would like to dedicate this thesis to

Ethem Sarısülük, Mehmet Ayvalıtaş, Abdullah Cömert, Medeni Yıldırım,

Ali İsmail Korkmaz, Ahmet Atakan and Hasan Ferit Gedik

who passed away during Gezi Protests.

"Our hearts shall wither if we ever forget."

"Wake up Berkin Elvan."

------

Şimdi politik-akademik ve bilhassa akademideki 3-kağıtları ve arak tezleri
çok yakından takip eden Danışmanım #1 dan kopyalıyorum:

“Ozan Bey, Sitenizde çığırdığınız türküye dair şöyle şeyler yazmışsınız:

‘ The Academics for Peace are the signatories of the petition

We will not be a party to this crime!’ which was publicized  in January
2016. The petition condemned the Turkish government’s security operations
against the PKK youth movement in cities of south-east Turkey

because of the disastrous impact of the operations on the Kurdish civilian
population. Signatories called for the lifting of curfews imposed in the
area,

access for international observers to the region, and

the opening of negotiations to "create a road map that would lead to a
lasting peace which includes the demands of the Kurdish political
movement’.

Sitenizde yazdıklarınızla bunları birleştirince şöyle dediğinizi anlıyorum,

yanlış anladığım bir şey varsa söyleyin:

40 yıldır PKK var ve PKK liler çatışmalarda öldürülüyor,

çok ayıp ediliyor, bu bizi çok üzüyor.

PKK lilerin öldürülmesi, kanlı düzendir.

2016'da güneydoğuda şehir içi çatışmalarda

genç PKK lilerin öldürülmesini,

imzaladığımız bildiriyle protesto ettik,

onlar için barış istedik.

Düşünce - ifade özgürlüğümüz var bizim.

Bize de terör davası açtılar, çok ayıp ettiler.

Matematikçilerin ve diğer hocaların

bizi desteklemesi lazım, biz de hocayız,

desteklemeyenler çok ayıp ediyor.

Şunu bilerek söylüyorum:

Kürtlerin imzacıları diklediğini  sanmam,

varlıklarından haberdar olan bile azdır.

Tuna'yı kahraman belleyen, kendi gibi imzacılardır.

Kürt sorunu, çözümü olmayan,

kimin ne b.k olduğu belli olmayan bir sorun.

İmza, CB ye uluslararası baskıyı artırmak için yapıldı,

imzacılar, kendilerine dokunulmaz sandı.

Görebildigim:

imzacılar, homojen degil, türleri farklı.

Atılanların bir kaç tanesini tanıyorum.

Bir de atılanlardan

Dicle Üniversitesinden bir fizikci 20 arak makalesiyle

Nature'e haber oldu, örtbas edildiydi,

oradaki çetenin başı: irfan açıkgöz.

Atılanlardan Mardin Üniversitesinden biri,

İTÜ'de kurtardığım doktora tezini

batırmaya çalışan jüri üyelerinden biriydi: bülent tanju.

Doktorasını kurtardığım kadın,

Amerika'da MIT'de 2 yıl misafir araştırmacı oldu.

İmzacılar içinde akademik 3-kagıtlara tepki göstermişliği olan yok..!?

(end of  Danışmanım #1)

Şimdi de Danışmanım #2, Kürt Amet den alıntılar:

“Örtmenim Tuna meselesi hakkında fikirlerimi zaten yazmıştım.

Düşünce özgürlüğü kapsamında kurumsal (TMD) destek verilebilir.

Ozan'ı ciddiye alma. Lenin der ki "sol komünizm bir çocukluk hastalığıdır".
Sol komünizm, komünistlerin gücüne kuvvetine bakmadan çıkıntılık yapması ve
sonrasında zarar görmesi diye özetlenebilir. Devrimci maceracılık bu tür
bir tavırdır. Sana örnek bir haber
<https://www.istanbulgercegi.com/kesk-genel-merkezde-oturma-eylemi-yapanlara-kapiyi-kapatti-esyalarini-kapinin-onune-koydu_180677.html>
vereyim:

Bu haberde KESK' te oturma eylemi yapan KHK' lıların KESK tarafından
kovulması anlatılıyor. Nuriye Gülmen, Semih Özakça, Acun Karadağ gibi
KHK'dan ihraç edilen insanlar hatırlarsan bir ara Yüksel Caddesi'nde
direniş gerçekleştirmişlerdi, açlık grevi yaptılar, insanlar gidip destek
oldu. Sonra açlık grevleri sonlandı. Devlet geri adım atmadı. Bu sivri
arkadaşlar bu defa gidip KESK' e dediler ki siz şöyle yapın, böyle yapın,
genel grev ilan edin, şurada basın açıklaması yapın. KESK üyeleri de yahu
arkadaş bizim çoluğumuz çocuğumuz var, niye kendimizi yakalım, niye
kendimizi hapse attıralım, işte size destek verdik daha ne yapalım?!
dediler. Bu sivri devrimci arkadaşlar KESK' e demediklerini bırakmadılar,
KESK'i işgal ettiler, bir sene de KESK' te yatıp kalktılar, çalışanlara,
üyelere demediklerini bırakmadılar. En sonda KESK dayanamadı kapı dışına
attı bunları.

Şimdi Ozan'ın trip atıp size demediğini bırakmayıp gruptan çıkmasını daha
net anlıyorsundur. Sol komünizm bir çocukluk hastalığıdır derken Lenin
bunun çocukça olduğuna söyler. Koşullar uygun olduğunda biz de gaza geliriz
ama koşullar olgunlaşmışsa niyazi olmak başka bir şey. Ozan konusunda siz
müsterih olun. Çocukça bir tavır diye gülüp geçin bence.

Barış Akademisyenleri meselesi de biraz bu kapsamda değerlendirilmeli.

Barış akademisyenlerinin dedikleri doğru olsa bile atacağın taş ürküteceğin
kuşa değmeyecekse, gerisin geri gelip kafana düşecekse, o taşı niye
atarsın?  Senelerdir TC, PKK sorunu ile uğraşıyor ve biz TC' de yaşıyoruz.
Sözlerimizin ve eylemlerimizin sonuçlarını değerlendirmeden paldır kültür
yazar çizer sek ya mahpusta çürürüz ya da işsiz güçsüz kalırız. Benim bu
dediklerimi eleştiren sol komünistler çıkabilir tabii. Onlara diyeceğim tek
şey şu; madem o kadar sağlam devrimcilersiniz o zaman siz önden buyurun,
dağlar sizleri bekliyor :-)

(end of Danışmanım #2)

Ozan Bey,

Mail gurubumuzda yeni olduğunuz belli.

Buraya matematik için değil,

türkü koronuzla konser vermek için gelmişsiniz.

Destur demeden bodoslama bana daldınız.

Elçilik hususunda sizi bilgilendireyim:

geçmişte Ali Nesin ve Selman Akbulut aralarında tartıştıkları bir konu
yüzünden site moderatörü rahmetli Mustafa Akgül tarafından ihraç edildiler.
O günden beri ne Ali ne de Selman siteye mesaj atamazlar.

Her iki meslektaşıma  geçmişte olduğu gibi şimdi de "elçilik" yapmaya devam
edeceğim!

Korkaklığıma gelince: ne alkış beklerim ne de kahraman olmayı.

Sizlerin gözünde bir dinazor dahi olabilirim, ODTÜ 68 den gelmeyim.

Bizzat işlerin içinde aktif rol almasam da çok şeyler gördüm, yaşadım.

“Tekrar çocuk olmak”  gibi, (Pablo Picasso),  “tecrübe” de çok yaşanarak
kazanılan bir şey. Sahte kahraman olmaya hiç niyetim yok.

Bence her TC vatandaşı cebinde bir anayasa kitapçığı taşımalı.

Ben bunu ilk önce Selman da gördüm.

Anayasa'da vatandaşların hakları da yazar

herkesin bilmesi lazım ki keklenmesin.

Anayasayı bilmenin siyaset bilmeye eşdeğer olduğunu da sizden duydum.

Şu faraziyeniz de karından atma: demişsiniz ki

“Benim anladığım, Selman Akbulut Türkiye'deki bir üniversitede otorite
tarafından baskılansaydı, imza filan veremezdiniz siz.”

Ozan bey, turkmath sitesinde yeniyim diyorsunuz, siz beni ne kadar
tanıyorsunuz? Geçmiş mesajlarımı araştırıp okudunuz mu? Yurt dışında
16, Türkiyede
2 ODTÜ  ve 14 sene de Boğaziçinde hocalık yaptım. Bölümdaşlarımla benim
hakkımda konuştunuz mu?

Görüyorum ki siz de yurt dışından öten bir horoz sunuz.

Ali'nin sizler gibilere şu mesajını tekrar gündeme getirmekte fayda var,

(zaten yukarıda Danışmanım #2 da benzerini söylemişti, şimdi bir de Ali den
okuyalım:)

From: "anesin" <anesin at nesinvakfi.org>

To: "Tuna ALTINEL" <altinel at listweb.bilkent.edu.tr>, "turkmath" <
turkmath at listweb.bilkent.edu.tr>, "tmd" <tmd-uye at listweb.bilkent.edu.tr>

Sent: Friday, February 10, 2017 3:05:23 AM

Subject: [PROMO][Turkmath:1966] Re: [Tmd-uye: 1473] Sessizlik

Tuna,

Önceki mesajını görmedim ama belli bizden bir hareket bekliyorsun ve

hareketsizlikten dolayı bizleri kınıyorsun, suçluyorsun ve üstüne

sarkastik oluyorsun.

1. Geçindirmek zorunda olduğun bir ailen yok, okutmak zorunda olduğun

çocukların yok, herhangi bir kurumsal görevin yok, çalışanın yok, hiçbir

yükümlülüğün yok, ta Fransalardasın, hiçbir tehlikeye maruz kalma

ihtimalin yok, ve bizden kahramanlık bekliyorsun!

2. Ne yapmamızı öneriyorsun? Onu da söyle bari! Türkiye'de hak hukuk

kalmadı. İstedikleri kuruma kayyum atıyorlar, istediklerini alıp

istediklerini satıyorlar. Piyon gibi oynuyorlar. İstedikleri hapiste,

istedikleri dışarıda. Kimden ne yapmasını bekliyorsun? Ve bu söylediğin

ne işe yarayacak? Yoksa bir işe yaramayacak da sadece bir kahramanlık

olarak mı tarihe geçecek. En son bildiğim Mustafa Kemal vardı "sizden

ölmenizi istiyorum" diyen. Ama o hiç olmazsa savaş alanındaydı.

Bu yazdığın haddini bilmezliktir, ayıptır.

A


10.02.2017 02:26 tarihinde Tuna ALTINEL yazdı:

>

> Sayın Liste Üyeleri,

>

> Tık yok! Yok yok, hakkımızı yemeyelim. Dört tık oldu. Önce Mehmet Can

> (o bile!) ses verdi, ardından Feza

> durumu veciz bir şekilde özetledi, sonra Hüseyin Eğinç'ten bir mesaj

> geldi. En son da Pınar Kılıçer, ne yapmalı,

> sorusunun birkaç somut yanıtından birini ayrıntılarıyla verdi. Ama o

> kadar! Sanki 7 şubat KHK'sının yürürlüğe

> girdiği ülke Türkiye değil. Ya da sanki Türkiye de, Türkiye'li

> matematikçiler Türkiye'de yaşamıyorlar. İspatlara mı

> çok daldılar nedir?

>

> Türkiye'li matematikçiler, neredesiniz? Sesiniz mi kısıldı?

>

> Sizler Boğaziçi'nin, ODTÜ'nün matematikçileri! KHK'yla üniversite

> biçen, insanları bir gecede işinden ekmeğinden

> eden pervasız saldırganlığın öncelikli hedef tahtaları değil mi

> kurumlarınız?

>

> Sen Zafer Ercan! Akademik yaşamdaki birçok iğretiliğe ses çıkartan,

> sessiz çoğunluğu hareketlendirmeye çalışan

> keskin sirke, dilini mi yuttun?

>

> Sizler Koç Üniversitesi'nin saygın araştırmacıları! Sen Atilla Yılmaz,

> matematik dışı maillerden bunalan, sen Kazım,

> ne zaman bir araya gelsek Türkiye'nin halini dertlendiğimiz, yoksa

> kampüsünüzün dünyaya uzaklığı bir emniyet

> duygusu mu veriyor? Unuttunuz mu, Türkiye'de bazıları herkesin "inine

> giriyor".

>

> Sen İlhan İkeda, saygın sayılar kuramcımız! Sen değil miydin

> sohbetlerimizde 12 eylül sonrası ODTÜ'de ihbarcılığa

> soyunan bazı matematikçilerin akademik ve insani saygınlıklarını

> koruyan meslektaşlarını nasıl mağdur ettiklerini

> anlatan?

>

> Siz Attila Aşkar Hoca, yönetim kurulu üyeleri! Aman dernek

> kapatılmasın bahanesiyle en ufak bir tepkiyi

> bile sulandırarak neyi nereye kadar koruyacaksınız? Derneği,

> kişiliğinizi?...

>

> Sizler Ankara'lı meslektaşlar! Dernek seçimlerinden sonra verdiğiniz

> demokrasi dersleri ne kadar da tık nefesmiş!

> Sizler Oğuz Akbilgiç, Taylan Şengül, Birkan Yılmaz ve belki adlarını

> unuttuğum başkaları! Üniversiteye kayyum

> kepazeliğine, önceki KHK'lara karşı ses verenler, yoksa kanıksadınız

> mı gidişatı?

>

> Siz Ali Nesin, Köy'ün muhtarı! Yoksa muhtarlar toplantılarına davet mi

> hayal ediyorsunuz? Defalarca vurguladım

> özel mesajlarımda, sohbetlerimizde. Üniversitelerin bittiği gün, ve o

> gün geldi, Matematik Köyü'nün, Felsefe

> Köyü'nün hiç bir varoluş nedeni kalmaz. Şansınız varsa, o pek

> gururlandığınız matematik eğitim kitapları da

> imam hatip liselerinde kullanılır.

>

> Sizler matematikçi Barış imzadaşlarım! Tek adam olma hırsının hepimize

> karşı açtığı savaş sesinizi mi kesti?

> Bir tek Feza ve Pınar mı kaldı ses çıkartan?

>

> Ve daha niceleri, Türkiye'li matematikçiler! Son KHK'ya karşı bir ses

> vermeyecek miyiz? Türkiye'nin içine sokulduğu

> tabuta son çivilerin çakılmasına güçlü bir HAYIR demeyecek miyiz?

>

> Saygılar,

>

> Tuna Altınel
-------------- next part --------------
An HTML attachment was scrubbed...
URL: <http://yunus.listweb.bilkent.edu.tr/pipermail/turkmath/attachments/20190517/18a85648/attachment-0001.html>