<html><head><title>Giris AG</title></head><body style="background-color:#FFFFFF"><p style="padding-top:14.0pt;line-height:1.15;text-indent:0.0pt;text-align:center;direction:ltr;padding-bottom:4.0pt"><span style="color:#000000;font-size:11pt;font-family:Arial"> </span><span style="color:#ff0000;font-size:24pt;font-family:Arial;font-weight:bold">Récoltes et Semailles</span></p><p style="padding-top:14.0pt;line-height:1.15;text-indent:0.0pt;text-align:center;direction:ltr;padding-bottom:4.0pt"><span style="color:#ff0000;font-size:24pt;font-family:Arial;font-weight:bold">(Biçmek ve Ekmek), Kısım I</span></p><p style="padding-top:14.0pt;line-height:1.15;text-indent:0.0pt;text-align:center;direction:ltr;padding-bottom:4.0pt"><span style="color:#ff0000;font-size:14pt;font-family:Arial;font-weight:bold">Bir matematikçinin hayatı</span></p><p style="padding-top:14.0pt;line-height:1.15;text-indent:0.0pt;text-align:center;direction:ltr;padding-bottom:4.0pt"><span style="color:#ff0000;font-size:14pt;font-family:Arial;font-weight:bold">Yansımaları ve Tanıklıkları</span></p><p style="padding-top:18.0pt;line-height:1.15;text-indent:0.0pt;text-align:center;direction:ltr;padding-bottom:4.0pt"><span style="color:#008000;font-size:18pt;font-family:Arial;font-weight:bold">Alexander Grothendieck 1986</span></p><p style="padding-top:14.0pt;line-height:1.15;text-indent:0.0pt;text-align:center;direction:ltr;padding-bottom:4.0pt"><span style="color:#000000;font-size:14pt;font-family:Arial;font-weight:bold">(Serbest Türkçesi) Yılmaz Akyıldız</span></p><p style="line-height:1.15;text-indent:0.0pt;text-align:center;direction:ltr"><span style="color:#000000;font-size:11pt;font-family:Arial"> </span></p><p style="padding-top:24.0pt;line-height:1.15;text-indent:0.0pt;direction:ltr;padding-bottom:6.0pt"><span style="color:#000000;font-style:italic;font-size:11pt;font-family:Arial;font-weight:bold">Kaynak</span><span style="color:#000000;font-size:11pt;font-family:Arial">: </span><span style="color:#ff0000;font-size:24pt;font-family:Arial;font-weight:bold">Récoltes et Semailles, Part I</span></p><p style="padding-top:14.0pt;line-height:1.15;text-indent:0.0pt;text-align:center;direction:ltr;padding-bottom:4.0pt"><span style="color:#ff0000;font-size:14pt;font-family:Arial;font-weight:bold">The life of a mathematician</span></p><p style="padding-top:14.0pt;line-height:1.15;text-indent:0.0pt;text-align:center;direction:ltr;padding-bottom:4.0pt"><span style="color:#ff0000;font-size:14pt;font-family:Arial;font-weight:bold">Reflections and Bearing Witness</span></p><p style="padding-top:18.0pt;line-height:1.15;text-indent:0.0pt;text-align:center;direction:ltr;padding-bottom:4.0pt"><span style="color:#008000;font-size:18pt;font-family:Arial;font-weight:bold">Alexander Grothendieck 1986</span></p><p style="padding-top:14.0pt;line-height:1.15;text-indent:0.0pt;text-align:center;direction:ltr;padding-bottom:4.0pt"><span style="color:#000000;font-size:14pt;font-family:Arial;font-weight:bold">English Translation by Roy Lisker</span></p><p style="line-height:1.15;text-indent:0.0pt;text-align:center;direction:ltr"><span style="color:#000000;font-size:11pt;font-family:Arial"> </span></p><p style="padding-top:12.0pt;line-height:1.15;text-indent:0.0pt;text-align:center;direction:ltr;padding-bottom:2.0pt"><span style="color:#000000;font-size:12pt;font-family:Arial;font-weight:bold">(Giriş kısmı, kitabın bütünü bitirildikten sonra Ocak 30, 1986 da yazılmış)</span></p><p style="line-height:1.15;text-indent:0.0pt;direction:ltr"><span style="color:#000000;font-size:11pt;font-family:Arial"> </span></p><p style="line-height:1.15;text-indent:0.0pt;direction:ltr"><span style="color:#000000;font-style:italic;font-size:14pt;font-family:Arial;font-weight:bold">Giriş</span></p><p style="padding-top:12.0pt;line-height:1.15;text-indent:0.0pt;direction:ltr;padding-bottom:2.0pt"><span style="color:#000000;font-size:12pt;font-family:Arial;font-weight:bold"> Samimiyetime inanınız ki bu Giriş kısmında uygun bir şeyler yazmak için bütün iyi niyetimi gösterdim. Bir defa olsun akla uygun, makul bir şeyler yazayım istedim. 3 - 4 sayfayı geçmeyecek Giriş kısmı, bin sayfanın üzerindeki yazılarıma güzel bir açılış olsun ki şüpheci okuyucu oltaya takılsın ve bu sayfalarda neler yazılı olduğunu merak etsin. Kim bilir, bakarsınız içinde onu da şahsen ilgilendiren şeyler olabilir! </span><span style="color:#000000;font-size:14pt;font-family:Arial;font-weight:bold"> </span></p><p style="padding-top:12.0pt;line-height:1.15;text-indent:0.0pt;direction:ltr;padding-bottom:2.0pt"><span style="color:#000000;font-size:12pt;font-family:Arial;font-weight:bold"> Söylemem gerek, insanları oltaya takmak tam da benim sitilim değildir. Fakat, bir defaya mahsus olmak üzere, bir istisna yapmak istiyorum. Bu büyük canavarı basabilecek “yeteri kadar deli bir yayıncı” bulabilmem için bunu yapmak zorundayım. </span></p><p style="padding-top:12.0pt;line-height:1.15;text-indent:0.0pt;direction:ltr;padding-bottom:2.0pt"><span style="color:#000000;font-size:12pt;font-family:Arial;font-weight:bold"> Her neyse, bu benim yöntemim değil. Fakat elimden gelenin en iyisini yaptım, ama, ilk başta tasarladığım gibi, sadece bir öğle sonrasında olmadı bu işler. Giriş kısmını yazmaya başlayalı yarın 3 hafta olacak, sayfaların üst üste biriktiğini görüyorum. Ortaya çıkan bunca yazıya hiç bir manada “Giriş” denemez. Bakın, yine başaramadım. Bir türlü anlatamıyorum şunu: Ben alınıp satılacak birisi değilim. Başkalarına veya kendime sevimli olmaya ne kadar niyetlensem bile, benim yapım böyle değil... </span></p><p style="padding-top:12.0pt;line-height:1.15;text-indent:0.0pt;direction:ltr;padding-bottom:2.0pt"><span style="color:#000000;font-size:12pt;font-family:Arial;font-weight:bold"> Sonunda elimde kalan, bir matematikçi olarak çalışma hayatımın içinde “Açıklamalı bir Gezinti”. Matematikten hiç bir şey anlamayan insanlar için bir Gezinti. Kendim için de öyle, çünkü ben hiç bir zaman böyle bir Gezintiye çıkmadım. Kendimi yasaklanmış şeyler hakkında konuşurken ve onların üstündeki örtüyü kaldırırken görüyorum. Tesadüf buya, bütün bunlar kendi çalışmalarım ve bu eserim için de çok önemli konular. Bunların hiç birisi matematiksel tekniklerle ilgili değiller. Bu işi başarıp başaramayacağıma siz karar vereceksiniz. Biliyorum bu gerçekten biraz çılgınca bir iş. Şayet benim neler hissettiğimi sizlere hissettirebilirsem, başarmış olurum. Ne yazık ki pek çok meslektaşım bunlar nasıl hissedilir, bilmiyorlar. Böyle olmaları, kendilerinin büyük bilge olma mecburiyetinden, veya haddinden fazla ödül almış olmalarından kaynaklanıyor olabilir. Bu gibi şeyler kişinin esas temel konularla olabilecek bağını kopartırlar. Bu yazılarım, yani “</span><span style="color:#000000;font-style:italic;font-size:12pt;font-family:Arial;font-weight:bold">Récoltes et Semailles</span><span style="color:#000000;font-size:12pt;font-family:Arial;font-weight:bold">” içinde gezinirken kendi hayatımdan da bahsedeceğim. Ve, yer yer, bunları yazmamın arkasında yatan maksadımı da açıklayacağım. Gezintimin sonunda, matematik dünyasındaki eski “dostlarıma” ve öğrencilerime, geçen senenin Mayıs ayında yazılmış bir mektup bulacaksınız. O da hiç bir manada teknik bir yazı değil. Canlı bir belgeden gerçekleri öğrenmek isteyen herkes bu mektubu okuyabilir. Bu mektupta “</span><span style="color:#000000;font-style:italic;font-size:12pt;font-family:Arial;font-weight:bold">Récoltes et Semailles</span><span style="color:#000000;font-size:12pt;font-family:Arial;font-weight:bold">” le doruğa ulaşan ufak tefek kırıntılar bulacaksınız. Hatta bu Mektup, matematik dünyasının o kendine mahsus atmosferi hususunda, en geniş manada size, kitap içindeki Gezintimden daha da çok fikir verebilir. Ve, bir de, Gezintim boyunca kullandığım ifade tarzımı ve dünyada diğerlerince anlaşılmaktan uzak bu sitili kullanma zihniyetimi, siz de biraz olağan dışı bulabilirsiniz. Gezintim boyunca, burada ve “</span><span style="color:#000000;font-style:italic;font-size:12pt;font-family:Arial;font-weight:bold">Récoltes et Semailles</span><span style="color:#000000;font-size:12pt;font-family:Arial;font-weight:bold">” içinde matematik yapmanın tabiatından bahsediyor olacağım. İlk elden kendi deneyimlerimle ben bu işi çok iyi anlıyorum. Söyleyeceklerimin çok büyük bir kısmının bütün yaratıcı işlere ve bütün yeni buluşlara aynen uygulanabileceğini, en azından, daha ziyade kişinin kafasında yapılan “entellektüel” çalışmalara ve yazarlığa tatbik edilebileceğini düşünüyorum. Bu tip bir çalışma, sorguladığımız bazı şeyleri anlarken sanki açılan bir çiçekmiş ve kuluçkadan çıkan bir civcivmiş gibi olmalarıyla ayırt edilir. Diğer yönde bir örnek olarak, ihtiraslı aşk da keşfetme arzusundan kaynaklanır. Aşk, “cinsel” olarak bilinen bir kavramı anlamamızı sağlar ki bu da kendisini yenilemek, çiçekler gibi açılmak ve derinlemesine büyümek demektir. Bu iki itici - yani masasında oturan matematikçiye hayat veren, ve seveni sevilene iten kuvvet, birbirlerine, genelde sanılandan çok daha yakın bağlıdırlar, veya, insanlar öyle inanmak isterler de diyebiliriz. Benim arzum, “</span><span style="color:#000000;font-style:italic;font-size:12pt;font-family:Arial;font-weight:bold">Récoltes et Semailles</span><span style="color:#000000;font-size:12pt;font-family:Arial;font-weight:bold">” in bu sayfalarının okuyucuyu kendi işinde ve günlük hayatında bu bağlantının varlığından haberdar etmesidir.</span></p><p style="padding-top:12.0pt;line-height:1.15;text-indent:0.0pt;direction:ltr;padding-bottom:2.0pt"><span style="color:#000000;font-size:12pt;font-family:Arial;font-weight:bold">Doğruyu söylersek, bu Gezinti boyunca daha ziyade matematikle ilgileneceğiz. Bu işin bağlamında veya bu işin dışındaki kişiler hususunda hiç bir şey söylemeyeceğim. Bu genelde matematikçinin veya bilim adamının biraz iltifatlı bir imajını verme riskini taşıyor - bilim adamının sınırsız büyük tutkusunu bozmak gibi... yani “Bilimin Efsanesi”; iyi veya kötü, yazarların hala bugün bile görkemli Prometheus efsanesine takılı kalmış olmaları gibi bir şey... Bu efsanenin baştan çıkarıcılığına, her zaman olmasa da, sadece tarihçiler karşı durabildiler. İşin esası aslında şu: Genelde işini yaparken kendisi farkında olmasa da , Bilim Adamının gerçek güdüsünde, kibir, yani kendini beğenmişlik ve hırs, büyük roller oynar. Benzer durum diğer mesleklerde de görülür. Kişiye bağlı olarak, bu kendisini kurnazca veya grotesk şekilde belli edebilir. Ben bu hususta kendimi ayrı tutmuyorum. Bu belgeyi okuyan herkes benimle aynı fikirde olmalıdır. </span></p><p style="line-height:1.15;text-indent:0.0pt;direction:ltr"><span style="color:#000000;font-size:14pt;font-family:Arial">.....................................</span></p><p style="line-height:1.15;text-indent:0.0pt;direction:ltr"><span style="color:#000000;font-size:14pt;font-family:Arial"> </span></p><p style="line-height:1.15;text-indent:0.0pt;direction:ltr"><span style="color:#000000;font-size:18pt;font-family:Arial">arkadaşlar:</span></p><p style="line-height:1.15;text-indent:0.0pt;direction:ltr"><span style="color:#000000;font-size:18pt;font-family:Arial"> </span></p><p style="line-height:1.15;text-indent:0.0pt;direction:ltr"><span style="color:#000000;font-size:18pt;font-family:Arial">benden bu kadar!</span></p><p style="line-height:1.15;text-indent:0.0pt;direction:ltr"><span style="color:#000000;font-size:18pt;font-family:Arial">“dadına bir bakın” istedim.</span></p><p style="line-height:1.15;text-indent:0.0pt;direction:ltr"><span style="color:#000000;font-size:18pt;font-family:Arial">zaten ben fransızca bilmem ve </span></p><p style="line-height:1.15;text-indent:0.0pt;direction:ltr"><span style="color:#000000;font-size:18pt;font-family:Arial">elimdeki ingilizce çeviri ne kadar da orijinaline sadık, </span></p><p style="line-height:1.15;text-indent:0.0pt;direction:ltr"><span style="color:#000000;font-size:18pt;font-family:Arial">bilemem. </span></p><p style="line-height:1.15;text-indent:0.0pt;direction:ltr"><span style="color:#000000;font-size:18pt;font-family:Arial"> </span></p><p style="line-height:1.15;text-indent:0.0pt;direction:ltr"><span style="color:#000000;font-size:18pt;font-family:Arial">Gerçi AG yasakladı kendi yazılarının ve yaptığı onca matematiğin kullanılmasını, </span></p><p style="line-height:1.15;text-indent:0.0pt;direction:ltr"><span style="color:#000000;font-size:18pt;font-family:Arial">yani bütün bu yazılanlar kaçak...</span></p><p style="line-height:1.15;text-indent:0.0pt;direction:ltr"><span style="color:#000000;font-size:18pt;font-family:Arial">Ama, Rusca tercümesi sarı renkli bir kitap olarak çıkmış durumda.</span></p><p style="line-height:1.15;text-indent:0.0pt;direction:ltr"><span style="color:#000000;font-size:18pt;font-family:Arial">Türkçesi neden olmasın?</span></p><p style="line-height:1.15;text-indent:0.0pt;direction:ltr"><span style="color:#000000;font-size:18pt;font-family:Arial">Telif hakkına falan da gerek yok...</span></p><p style="line-height:1.15;text-indent:0.0pt;direction:ltr"><span style="color:#000000;font-size:18pt;font-family:Arial"> </span></p><p style="line-height:1.15;text-indent:0.0pt;direction:ltr"><span style="color:#000000;font-size:18pt;font-family:Arial">y.a.</span></p><p style="line-height:1.15;text-indent:0.0pt;direction:ltr"><span style="color:#000000;font-size:14pt;font-family:Arial"> </span></p><p style="line-height:1.15;text-indent:0.0pt;direction:ltr"><span style="color:#000000;font-size:14pt;font-family:Arial">Gelin size son bir kıyak daha yapayım ve Giriş in son satırlarını da tercüme edeyim. Maksadım elbette iştahınızı kabartmaktır, bu defa şarapla:</span></p><p style="line-height:1.15;text-indent:0.0pt;direction:ltr"><span style="color:#000000;font-size:14pt;font-family:Arial"> </span></p><p style="line-height:1.15;text-indent:0.0pt;direction:ltr"><span style="color:#000000;font-size:12pt;font-family:Arial;font-weight:bold">Haydi vira! Gelin birlikte, hayatın bizzat kendisinden bahsederken, yaşanmış bir hayat içinde beraber bir yolculuğa çıkalım. Bu uzun bir yolculuk olacak, binlerce sayfalık ve her bir sayfa gerçeklerle doldurulmuş. Bu seyahati yapmak benim bütün hayatımı gerektirdi, ve henüz hiç bir şey bitmedi, gerçi onu sayfa sayfa yeniden yaratmak bir seneden daha fazla zamanımı aldı. Kelimeler bazan şüphe içinde nazlanarak geldiler. İlk akla geldiklerinde ve sonradan yapılan gözlemlerde de, her bir kelime çok dikkatlice tartıldı, hafif veya ağır olduklarında gerekli değişimlere uğradı. </span></p><p style="padding-top:12.0pt;line-height:1.15;text-indent:0.0pt;direction:ltr;padding-bottom:2.0pt"><span style="color:#000000;font-size:12pt;font-family:Arial;font-weight:bold">Dolayısı ile, bu düşünceli - şahitli - Gezinti nin bir günde veya hatta bir ayda bile bitirilebilecek pek de kolay bir okuma olacağını beklemeyiniz. Bir an önce sonuna ulaşmak isteyen okuyucu için değildir bu yazılar. “</span><span style="color:#000000;font-style:italic;font-size:12pt;font-family:Arial;font-weight:bold">Récoltes et Semailles</span><span style="color:#000000;font-size:12pt;font-family:Arial;font-weight:bold">” gibi bir canavarda “sonuna ulaşmak” tan bahsedilemez, “neticeler” den de öyle, aynen benim veya sizin hayatınızda da “sonlar” dan ve “neticeler” den bahsedilemeyeceği gibi. </span></p><p style="padding-top:12.0pt;line-height:1.15;text-indent:0.0pt;direction:ltr;padding-bottom:2.0pt"><span style="color:#000000;font-size:12pt;font-family:Arial;font-weight:bold">Gelin şöyle düşünün: Önünüzde birisinin hayatının derinliklerinde mayalanmış bir şarap fıçısı duruyor. (Ertuğrul Özkök ün ağzı sulanmıştır şu an...) Son kadeh, birinci kadehten ne daha iyi, ne de daha kötü olacaktır, yüzüncü kadeh için de durum aynı. Hepsi benzer, ve hepsi tamamen farklı. Ve ilk yudum berbatsa, bilin ki o kadehin içinden geldiği bütün fışı da aynı şekilde berbattır. Kötü bir şarap içmektense iyi bir su içmek çok daha iyidir!</span></p><p style="padding-top:12.0pt;line-height:1.15;text-indent:0.0pt;direction:ltr;padding-bottom:2.0pt"><span style="color:#000000;font-size:12pt;font-family:Arial;font-weight:bold">Yine de, iyi bir şarap bulduğunuzda, onu yavaş yavaş içiniz, koşuyorsanız lütfen ona dokunmayınız.</span></p><p style="line-height:1.15;text-indent:0.0pt;direction:ltr"><span style="color:#000000;font-size:12pt;font-family:Arial"> </span></p><p style="line-height:1.15;text-indent:0.0pt;direction:ltr"><span style="color:#000000;font-size:12pt;font-family:Arial;font-weight:bold">(Bu kadar)</span></p><p style="line-height:1.15;text-indent:0.0pt;direction:ltr"><span style="color:#000000;font-size:12pt;font-family:Arial">...............................................................</span></p><p style="padding-top:12.0pt;line-height:1.15;text-indent:0.0pt;direction:ltr;padding-bottom:2.0pt"><span style="color:#000000;font-size:12pt;font-family:Arial;font-weight:bold">It is also the case that the most totally consuming ambition is powerless to make or to demonstrate the simplest mathematical discovery - even as it is powerless ( for example) to "score" ( in the vulgar sense) . Whether one is male or female, that which allows one to 'score' is not ambition, the desire to shine, to exhibit one's prowess, sexual in this case. Quite the contrary!</span></p><p style="padding-top:12.0pt;line-height:1.15;text-indent:0.0pt;direction:ltr;padding-bottom:2.0pt"><span style="color:#000000;font-size:12pt;font-family:Arial;font-weight:bold">What brings success in this case is the acute perception of the presence of something strong, very real and at the same time very delicate. Perhaps one can call it "beauty", in its thousand-fold aspects. That someone is ambitious doesn't mean that one cannot also feel the presence of beauty in them; but it is not the attribute of ambition which evokes this feeling....</span></p><p style="padding-top:12.0pt;line-height:1.15;text-indent:0.0pt;direction:ltr;padding-bottom:2.0pt"><span style="color:#000000;font-size:12pt;font-family:Arial;font-weight:bold"> The first man to discover and master fire was just like you and me. He was neither a hero nor a demi-god. Once again like you and me he had experienced the sting of anguish, and applied the poultice of vanity to anaesthetize that sting. But, at the moment at which he first "knew" fire he had neither fear nor vanity. That is the truth at the heart of all heroic myth. The myth itself becomes insipid, nothing but a drug, when it is used to conceal the true nature of things.</span></p><p style="padding-top:12.0pt;line-height:1.15;text-indent:0.0pt;direction:ltr;padding-bottom:2.0pt"><span style="color:#000000;font-size:12pt;font-family:Arial;font-weight:bold"> I intend in Récoltes et Semailles to speak of both aspects : of the passion for knowledge, and the passion of fear and the antidotes of vanity used to curb it. I make the claim that I understand , or at least am well acquainted with, the passion for knowledge. ( Yet perhaps one day I will discover, to my amazement, to what extent I've been deceiving myself) . Yet when it comes to fear and vanity, and the insidious ways in which these block creativity, I am well aware that I have not gotten to the root of this enigma. Nor do I know if I will ever see through to the end of this myself in the years remaining to me.</span></p><p style="padding-top:12.0pt;line-height:1.15;text-indent:0.0pt;direction:ltr;padding-bottom:2.0pt"><span style="color:#000000;font-size:12pt;font-family:Arial;font-weight:bold"> Over the course of writing Récoltes et Semailles there emerged two images, representing two fundamental aspects of the human adventure: These are the </span><span style="color:#000000;font-style:italic;font-size:12pt;font-family:Arial;font-weight:bold">child</span><span style="color:#000000;font-size:12pt;font-family:Arial;font-weight:bold"> ( alias the worker ), and the </span><span style="color:#000000;font-style:italic;font-size:12pt;font-family:Arial;font-weight:bold">boss</span><span style="color:#000000;font-size:12pt;font-family:Arial;font-weight:bold"> . In the Promenade on which we are about to embark, we will be dealing almost exclusively with the </span><span style="color:#000000;font-style:italic;font-size:12pt;font-family:Arial;font-weight:bold">child</span><span style="color:#000000;font-size:12pt;font-family:Arial;font-weight:bold">. He also figures in the section entitled "The child and the Mother". The meaning of this term will, I trust, become clear as we proceed.</span></p><p style="padding-top:12.0pt;line-height:1.15;text-indent:0.0pt;direction:ltr;padding-bottom:2.0pt"><span style="color:#000000;font-size:12pt;font-family:Arial;font-weight:bold"> Yet in the remainder of the work it is the </span><span style="color:#000000;font-style:italic;font-size:12pt;font-family:Arial;font-weight:bold">boss</span><span style="color:#000000;font-size:12pt;font-family:Arial;font-weight:bold"> who will be at center-stage: he isn't the boss for nothing! To be more precise, one isn't talking about a single boss, but of various bosses of different enterprises being maintained concurrently. At the same time, these bosses have a way of resembling one another in their essential nature.</span></p><p style="padding-top:12.0pt;line-height:1.15;text-indent:0.0pt;direction:ltr;padding-bottom:2.0pt"><span style="color:#000000;font-size:12pt;font-family:Arial;font-weight:bold"> Once one begins to talk about bosses, there have to be </span><span style="color:#000000;font-style:italic;font-size:12pt;font-family:Arial;font-weight:bold">villains</span><span style="color:#000000;font-size:12pt;font-family:Arial;font-weight:bold">. In Part I of the section entitled "Complacency and Restoration" (</span><span style="color:#000000;font-style:italic;font-size:12pt;font-family:Arial;font-weight:bold">Fatuité et Renouvellement</span><span style="color:#000000;font-size:12pt;font-family:Arial;font-weight:bold">), which comes right after the introductory material (</span><span style="color:#000000;font-style:italic;font-size:12pt;font-family:Arial;font-weight:bold"> Prelude in 4 Movements</span><span style="color:#000000;font-size:12pt;font-family:Arial;font-weight:bold">), it is I, above all, who am the "villain"! In the remaining 3 sections, its the others. Everyone gets a turn!</span></p><p style="padding-top:12.0pt;line-height:1.15;text-indent:0.0pt;direction:ltr;padding-bottom:2.0pt"><span style="color:#000000;font-size:12pt;font-family:Arial;font-weight:bold">In other words one can expect to find, along with a number of more or less profound philosophical reflections and some 'confessions'(without contrition), several "acid sketches" (</span><span style="color:#000000;font-style:italic;font-size:12pt;font-family:Arial;font-weight:bold">portraits au vitriol</span><span style="color:#000000;font-size:12pt;font-family:Arial;font-weight:bold">- to use the expression of one of my colleagues who has found himself somewhat mistreated), as well as a host of vigorous "operations" which have not been sanitized. Robert Jaulin* has assured me ( only partly joking) that what I'm doing in Récoltes et Semailles is a kind of 'ethnography of the mathematics community' ( or perhaps the sociology)</span></p><hr><p style="padding-top:12.0pt;line-height:1.15;text-indent:0.0pt;direction:ltr;padding-bottom:2.0pt"><span style="color:#000000;font-size:12pt;font-family:Arial;font-weight:bold"> (*) </span><span style="color:#000000;font-style:italic;font-size:12pt;font-family:Arial;font-weight:bold">Robert Jaulin is an old friend of mine. It is my understanding that he, vis-a-vis the community of ethnologists, is regarded, ( as I am in the mathematics establishment) as something of a 'black sheep'.</span><hr><span style="color:#000000;font-size:12pt;font-family:Arial;font-weight:bold">It is extremely flattering of course to learn, ( without having been aware of it), that one is engaged in real scholarship! It is a fact that in the inquiry portion of this enterprise I have watched (at some risk to myself) the passage across these pages of a considerable portion of the mathematics establishment, as well as friends and colleagues of less exalted status.That has come back to me over the last few months during which I've started sending out a provisional first edition of Récoltes et Semailles.</span></p><p style="padding-top:12.0pt;line-height:1.15;text-indent:0.0pt;direction:ltr;padding-bottom:2.0pt"><span style="color:#000000;font-size:12pt;font-family:Arial;font-weight:bold">Unquestionably my testimony has had the effect of tossing a brick through a glass window! Echoes of every sort ( save that of boredom) have resonated from everywhere. Frankly this was not what I'd expected. And there's been lots of silence too, the kind that speaks volumes</span></p><p style="padding-top:12.0pt;line-height:1.15;text-indent:0.0pt;direction:ltr;padding-bottom:2.0pt"><span style="color:#000000;font-size:12pt;font-family:Arial;font-weight:bold">Clearly I still have a lot to learn, about all the things going on in the private retreats of others, such as ex-students and those former colleagues who seem to be doing pretty well for themselves ( my apologies Ð I meant to say in the 'sociology of the mathematics community'!) To all those who, in their own way, have contributed to this 'sociological research' with which I occupy my elderly days, I of course express my profoundest gratitude.</span></p><p style="padding-top:12.0pt;line-height:1.15;text-indent:0.0pt;direction:ltr;padding-bottom:2.0pt"><span style="color:#000000;font-size:12pt;font-family:Arial;font-weight:bold">Needless to say I have been most receptive to the enthusiastic responses. There have also been those colleagues , rare enough, who have shared with me their feelings and their experiences about the state of crisis, and the extreme degradation, which lies at the heart of the contemporary mathematics community, of which they are members.</span></p><p style="padding-top:12.0pt;line-height:1.15;text-indent:0.0pt;direction:ltr;padding-bottom:2.0pt"><span style="color:#000000;font-size:12pt;font-family:Arial;font-weight:bold">Among those who, outside of this circle, have been among the first to give this testimony a warm reception I wish to single out Sylvie and Catherine Chevalley(*), Robert Jaulin, Stéphane Deligeorge, Christian Bourgeois.</span></p><hr><p style="padding-top:12.0pt;line-height:1.15;text-indent:0.0pt;direction:ltr;padding-bottom:2.0pt"><span style="color:#000000;font-size:12pt;font-family:Arial;font-weight:bold">(*)</span><span style="color:#000000;font-style:italic;font-size:12pt;font-family:Arial;font-weight:bold">Sylvie and Catherine Chevalley are the widow and daughter of Claude Chevalley, the colleague and friend to whom I've dedicated the central core of Récoltes et Semailles ( R&SIII,"The Key to the Yin and the Yang"). I will be speaking of him in many places, and of his role in my personal journey.</span><hr><span style="color:#000000;font-size:14pt;font-family:Arial;font-weight:bold"> </span><span style="color:#000000;font-size:12pt;font-family:Arial;font-weight:bold">Well, here we go! Let us begin our Promenade through the work of a lifetime,as a way also of speaking of that life itself. It will be a long voyage indeed, of more than a thousand pages, each of them filled with substance. It has required the whole of my life to make this voyage, which is far from finished, and more than a year to reconstruct it, page upon page. The words have sometimes come hesitantly, as they attempt to give the full import of my experience, the understanding of which has also come hesitantly Ğ like the ripe grape buried in the winepress that may offer resistence to the force applied to crush it.Yet even at those times when it appeared that words were pouring out, tumbling over one another in their urge for release, they were not being strewn at random on the page. Each of them has been carefully weighed, either at the moment of their emergence or in subsequent consideration, and appropriately modified if too light or too heavy.</span></p><p style="padding-top:12.0pt;line-height:1.15;text-indent:0.0pt;direction:ltr;padding-bottom:2.0pt"><span style="color:#000000;font-size:12pt;font-family:Arial;font-weight:bold">Thus, don't expect that this reflection-witnessing-voyage will make for facile reading, in a day or even in a month. It is not intended for the reader who wishes to come to the end of it as quickly as possible. One can't really speak of "endings", much less "conclusions" in a work like Récoltes et Semailles , no more than one finds such things in my life or in yours.</span></p><p style="padding-top:12.0pt;line-height:1.15;text-indent:0.0pt;direction:ltr;padding-bottom:2.0pt"><span style="color:#000000;font-size:12pt;font-family:Arial;font-weight:bold">Think of it like a wine fermented in the depths of someone's being for a lifetime. The last glass will be neither better nore worse than the first, or the hundredth. They are all alike, and they are all completely different. And if the first goblet is spoiled, the whole vat from which it comes is likewise spoiled. Far better to drink good water than bad wine!</span></p><p style="padding-top:12.0pt;line-height:1.15;text-indent:0.0pt;direction:ltr;padding-bottom:2.0pt"><span style="color:#000000;font-size:12pt;font-family:Arial;font-weight:bold">Yet, when one finds a good wine, it is best to sip it slowly, and not when one is one the run.</span></p><hr><p style="padding-top:12.0pt;line-height:1.15;text-indent:0.0pt;direction:ltr;padding-bottom:2.0pt"><span style="color:#00008b;font-size:12pt;font-family:Arial;font-weight:bold"><a href="http://www.google.com/url?q=http%3A%2F%2Fwww.fermentmagazine.org%2Frands%2Fintro1.html&sa=D&sntz=1&usg=AFQjCNETTbGkmYgxSz5vY4h1OCtg-JtSrA">Introduction</a></span><hr><span style="color:#000000;font-size:12pt;font-family:Arial;font-weight:bold">Return to </span><span style="color:#00008b;font-size:12pt;font-family:Arial;font-weight:bold"><a href="http://www.google.com/url?q=http%3A%2F%2Fwww.fermentmagazine.org%2Fhome5.html&sa=D&sntz=1&usg=AFQjCNFmKXjk1IXctmaJePVKHFNytCK6bA">Grothendieck Folder</a></span></p><p style="padding-top:12.0pt;line-height:1.15;text-indent:0.0pt;direction:ltr;padding-bottom:2.0pt"><span style="color:#000000;font-size:11pt;font-family:Arial"> </span></p></body></html>