<div dir="ltr"><div class="gmail_default" style="font-family:comic sans ms,sans-serif;font-size:small"><div><img src="cid:ii_jkd3k2bx0_164fca18914aa091" width="274" height="412"><br></div><br></div><div class="gmail_quote"><div text="#000000" bgcolor="#FFFFFF">
<p></p>
<p>
</p><p class="MsoNormal" style="text-align:center" align="center"><span lang="TR">Ödüldaşlarıma</span></p>
<p class="MsoNormal"><span lang="TR">Matematiğe olan duyarlılığın
artmasına katkıda
bulunmam dolayısıyla Uluslararası Matematik Birliği'nin çok
prestijli Leelavati
Ödülü'ne layık görüldüm. </span></p>
<p class="MsoNormal"><span lang="TR">Bu ödülü büyük ölçüde
Matematik Köyü sayesinde
aldım. Matematik Köyü’nü de ben tek başıma oluşturmadım tabii
ki. Üç beş kişi
de oluşturmadı. Matematik Köyü’nün arkasında yüzbinler vardır.
Yoksa benim etim
ne budum ne? Projenin başını çektiğim için ödül bana
veriliyor, ben de emek
verenlerin namına, hepimizin adına ödülü alıyorum. </span></p>
<p class="MsoNormal"><span lang="TR">Bunlar öyle alelade beylik
süslü sözler değil,
gerçeğin ta kendisi. </span></p>
<p class="MsoNormal"><span lang="TR">Ülkeden kovmayı becerdiğimiz
Sevan Nişanyan’ın
cesareti olmasaydı bu Köy olmazdı. Yaratıcılığı ve becerisi
olmasaydı da bu Köy
bu kadar güzel olmazdı. Sevan’ın sevimli olmaktan başka
hayatta beceremeyeceği
hiçbir şey yoktur! Yarattığı güzelliklerin bedelini 3,5 yıl
hapis yatarak ve
yurdundan kaçarak ödemiştir. Bu ödül onundur da.</span></p>
<p class="MsoNormal"><span lang="TR">Başlangıçta, çalı çırpıdan
içine girilemeyen
10 dönümlük bir arazi ve Sevan’la ortak kurduğumuz
hayallerimiz vardı. Bir de
bir haftada biteceğini öngöremediğimiz 20.000 dolar gibi bir
para… Çalı çırpıya
ve hayallerimize ilk bağışı verenin adını (rahatsız olur diye)
söylemeyeceğim.
Bize inandı ve cebindeki son üç beş kuruşunu verdi. Köy’ün ilk
kahramanlarındandır. Bu ödül onundur da.</span></p>
<p class="MsoNormal"><span lang="TR">O para da bitince halka
sığındık. Ama ortada
bir şey yok, sadece ham hayaller var… Ham hayallere kim para
verir? İşçiden,
köylüden, memurdan, öğretmenden, emekliden, gençlerden ve
hatta harçlıklarını
biriktiren çoluk çocuktan 200.000 doların üstünde bağış geldi.
İnanılır gibi
değil. Ama kaçınılmaz biçimde yine para bitti. Yine halka
başvurduk. Yine
bitti… Sonra Felsefe ve Sanat köyleri dedik… Yine karşılık
buldu çağrımız… Bu Köy
babamın ifadesiyle “varından değil, yoğundan veren” halkımızın
katkısıyla vücut
bulmuştur. Bu ödül onlarındır da.</span></p>
<p class="MsoNormal"><span lang="TR">Tabii halkımızın bu güveni
babamın sayesinde.
Bu ödül onundur da.</span></p>
<p class="MsoNormal"><span lang="TR">Dedim ya paramız yoktu. Vakıf
çocukları, benim
çocuklarım ve öğrencilerim ve başka okullardan gelen
öğrencilerden teşekkül,
14-24 yaş arası 50 kişilik bir gönüllü amele ordusuyla inşa
ettik bu köyü. Açık
havada yattık, yemeğimizi taşın üstünde pişirdik, elele, omuz
omuza verdik… Bu
ödül onlarındır da.</span></p>
<p class="MsoNormal"><span lang="TR">Bir inşaat yapmak ya da bir
kurum kurmak zor
olabilir, ama sonuç olarak sonu olan bir uğraştır. Sonu olan
uğraşlardan
korkmamak lazım. Ama sonu olmayan uğraşlar insanı kendinden
eder. Tecrübeyle biliyorum.
Köyü kurduk, iyi güzel de, bu köyü nasıl yaşatacağız?</span></p>
<p class="MsoNormal"><span lang="TR">Sağolsunlar, Türkiye’nin ve
dünyanın dört bir
yanından meslektaşlarım gönüllü ders vermeye geldi. Alexandre
Borovik
birincisiydi. Önceden tanıdığım ya da tanımadığım yüzlerce
hoca tatilinden
kıstı, ailesinden çaldı, yol parasını bile kendi cebinden
ödeyerek büyük bir
fedakârlıkla her yaz Köy’e geldi. Bu ödül meslektaşlarımındır
da.</span></p>
<p class="MsoNormal"><span lang="TR">Köy’e gelenler bilir, genç
bir çalışan
kadromuz vardır. Gece gündüz demezler. Fedakâr, özverili,
dürüst, çalışkan,
yardımsever… Bu Köy onların evidir, ailesidir, yurdudur.
Neredeyse
varlıklarının nedenidir. Bu ödül onlarındır da.</span></p>
<p class="MsoNormal"><span lang="TR">Peki ya öğrenciler olmasaydı?
Yüzbinlerce
öğrenci olmasaydı bu Köy yaşayabilir miydi? Bin yaşasınlar ve
çoğalarak
yaşasınlar!</span></p>
<p class="MsoNormal"><span lang="TR">Başlangıçta küçücük bir köy
kuracaktık. Taş
çatlasa 100 kişilik. Devlet ve TÜBİTAK programlarımızı
destekler diye düşündük.
Yanıldık. Bürokrasi gerekli inşaat izinlerini vermedi. Köyü
kaçak yapmak
zorunda kaldık. TÜBİTAK da bir yıl sonra siyasi nedenlerle
Köyü desteklemeyi
reddetti. Destek almak bir yana, bir de üstüne para cezaları
ödedik. İkinci yıl,
yaşamak için büyümek zorunda olduğumuzu anladık. Yukarıda da
değindiğim gibi
halkımıza başvurduk. Eğer o yıllarda TÜBİTAK Köyümüzü yılda
30-40 bin lira gibi
cüzi bir miktarla destekleseydi, büyümek zorunda kalmazdık,
dolayısıyla bu
ödülü de alamazdık. Ödül onların değil hiçbir biçimde, ama
doğrusu bir
teşekkürü hak ediyorlar!</span></p>
<p class="MsoNormal"><span lang="TR">Şimdi önümüzde bir lise
projesi var. Sıradışı,
olağanüstü, eşi benzeri görülmemiş bir proje. Eğitim
hakkındaki düşüncelerimizi
sarsabilecek çapta bir proje. İzin almak için denemediğimiz
yol kalmadı. Dört
ayrı cepheden ret cevabı aldık, hem yerel yönetimlerden hem de
merkezî
yönetimden. Tıkandık. Sanki ülkeye düşman geldi! Ne istesek
reddediyorlar.
Önünde sonunda bir okul kurmak istiyorum. Umarım bu ödül bize
bu kapıyı açar. O
zaman her zamanki gibi yine sizlere başvuracağım. Bizim sizden
başka kimsemiz
yok ki.</span></p>
<p class="MsoNormal"><span lang="TR">Matematik Köyü ve diğer
köylerimiz, yeryüzünde
eşi benzeri görülmemiş, gözyaşartıcı bir imece örneğidir.
Emeği geçen herkesi
paylaştığımız ödülden dolayı kutlarım. Daha nice imecelere...</span></p><span class="HOEnZb"><font color="#888888">
<p class="MsoNormal"><span lang="TR">Ali Nesin</span></p>
</font></span><p></p>
<p><br>
</p>
<p><br>
</p>
</div>
</div><br></div>