<html><body><div style="font-family: arial, helvetica, sans-serif; font-size: 12pt; color: #000000"><div> <!--StartFragment--><pre style="white-space: pre-wrap; color: #000000; font-style: normal; font-variant-ligatures: normal; font-variant-caps: normal; font-weight: 400; letter-spacing: normal; orphans: 2; text-align: start; text-indent: 0px; text-transform: none; widows: 2; word-spacing: 0px; -webkit-text-stroke-width: 0px; text-decoration-style: initial; text-decoration-color: initial;" data-mce-style="white-space: pre-wrap; color: #000000; font-style: normal; font-variant-ligatures: normal; font-variant-caps: normal; font-weight: 400; letter-spacing: normal; orphans: 2; text-align: start; text-indent: 0px; text-transform: none; widows: 2; word-spacing: 0px; -webkit-text-stroke-width: 0px; text-decoration-style: initial; text-decoration-color: initial;">Kommer'in arabasını yakan yurtsever devrimci eyleme selam durmamak mümkün mü?<br><br>Böyle bir eylemin-bırakın doğru ya da yanlış olmasını- verdiği heyecan bile bizi bizden <br>alabilir, sermaye düzenini ve paranın iktidarını yıkabiliriz çoşkusunu ve gücünü veriyor.<br><br>Anlamadığım Kommer'in arabasını yakanlardan Mustafa Akgül'ün düşüncelerini bu platformda yazan bazı matematikçileri (Ali Nesin, Selman Akbulut) bu listeden atmasıdır!<br><br>ZE <br><br>  <br><br><br><br>Değerli arkadaşlar

1968 yılında Vietnam Kasabı Kommer'in arabasını yakan gençlerden biri
olduğu için yakalanmış, gözaltına alınmış ve yargılanmış bir insan olan
rahmetli Mustafa Akgül hocamızın  daha sonra devletin polisi tarafından
sokak ortasında vurulmuş arkadaşı Taylan Özgür ve yine daha sonra devletin
mahkemelerinde yargılanıp asılan arkadaşı Yusuf Aslan ile beraber
gözaltında çekilmiş resmi ektedir.

Neyin yasalara uygun olduğu yasa koyucuya, meclisin bileşimine, iktidara
bağlıdır, ama neyin meşru, demokratik, barışçı ve insani olduğunu özgür
akıl ve  vicdanlar belirler. Yukarıda adı anılan üç genci o gün eşkiyalıkla
suçlayan Kommer uşağı "vatanperver" zevatı bugün hatırlayan yoktur, o
gençlerse bu toplumun vicdanında beraat etmekle kalmamış, kahraman
sayılmışlardır.

İmzaladığımız Barış Bildirisi hem aklı ve vicdanı olan herkes için meşru
hem de bu günkü Anayasanın 25. maddesinin ifade özgürlüğü sınırları
içindedir.

Biliyorsunuz Barış Süreci döneminde, imzaladığımız bildiridekinden çok daha
sert, "gayri milli" ifadeler içeren sözleri bizzat iktidar temsilcileri
söylüyorlardı. Bunlara gazete küpürleri tanıktır. Bizimki bir barış
çağrısıdır, hiç bir örgütün ismi geçmemektedir. TMK 7/2 "terör örgütünün
cebir ve şiddet içeren eylemini övme" suçunu cezalandırıyor, imzaladığımız
bildiride ne bir örgüt adı, ne bir şiddet çağrısı, ne bir övgü vardır.
İddialar hayal ürünüdür.

İktidar partisinin o dönemki sözcülerinin sözlerine bakarsanız bizi
suçladıkları maddeden ceza almalarına çok daha fazla dayanak
bulabilirsiniz.  Aynı fiilin bir dönemde yasal sayılması bir dönemde
cezalandırılması, cezada kanunilik ilkesine aykırıdır. Bu nedenle bile
bizlere verilmiş/verilecek cezalar, günü gelecek bozulacaktır. Buna da
eminiz. Nitekim yakın zamanda Anayasa Mahkemesi Ayşe Öğretmen davası olarak
bilinen davada suçun oluşmadığına karar vermiştir. Bu davadaki karar Barış
Bildirisi davasına da emsal olacaktır. İhbarcı meczupların bizleri içeri
tıkma hevesleri kursaklarında kalacaktır.

Ayrıca, henüz hakkında hiç bir hüküm verilmeden tutuklu olarak cezaevinde
bulunan meslektaşımız Tuna hoca için de burada kendini hakimlerin yerine
koyan,  fikir dünyaları iktidar yalakalığıyla hercümerç olmuş ortaklar,
ceza biçmeye çalışmaktadır. Bu suçtur.

Suçu ispatlanmamış insanları suçlu diye itham etmek de ihbarcılıktır.

İhbarcılık ve meczupluk ile hercümerç olmuş faşist hezeyanların, bir dönem
kendi de yargılanmış rahmetli Mustafa Akgül hocamızın kurduğu listede yeri
olmadığını düşünüyorum.

Bu listede bir faşist provokasyon örgütlenilmeye çalışılmakta, insanlar
hedef gösterilmektedir. Cevap verilmesi ve imzacı meslektaşlarımızın
tartışmaya çekilmesi, sonra da cımbızlanan sözlerin CİMER'e ihbar edilmesi
hedeflenmektedir anlaşılan.  Bu provokasyona gelmeyeceğiz.

Ancak sürekli yazılanlar, kişilerin hedef gösterilmesi cevap hakkı da
doğurmaktadır. Bu yüzden kişileri hedef gösterme suçunu işleyenlerin
listeden çıkarılmasını öneriyorum.

Selamlar

Kıvanç Ersoy</pre><!--EndFragment--> </div></div></body></html>