<div dir="ltr"><div class="gmail_default" style="font-family:verdana,sans-serif;font-size:small"><div class="gmail_default">seneler önceki bir mesajımda şu soruyu sormuştum:</div><div class="gmail_default"><i>"kim bu zafer ercan ve ne demek istiyor?"</i></div><div class="gmail_default">bir başka mesajımda:</div><div class="gmail_default"><i>"dikkat her an zafer ercan ekranınıza çıkabilir.</i></div><div class="gmail_default">yani ZE isimli bu cengaver zat (resim) bize bu ekranlarda az tedirginlik yaşatmadı.</div><div class="gmail_default">bazılarınızla ayak üstü konuşmalarımda, bilhassa bayan arkadaşlarla, </div><div class="gmail_default">kendisine karşı bir sempati beslenildiği, </div><div class="gmail_default">(haksızlığa uğramış olması dolayısı ile anacıl koruma içgüdüsünden olabilir), </div><div class="gmail_default">ama kendisine ürkütücü yazı stili ve sivri dilinden dolayı pek de sahip çıkılmadığı izlenimlerini edinmiştim. </div><div class="gmail_default">bir süredir ZE suskun ama biz yine de teyakkuzda kalalım...</div><div class="gmail_default">ZE sustu derken şimdi Tansu Küçüköncü (TK) diye bir başka cengaver ekranlarımıza direk ve/ya dolaylı bir şekilde tecavüz etmeye başladı, (resim yok! belki de böyle birisi yok..?!)  ZE nin problemi: kendisine haksızlık yapıldığı ve bunu yapanlarla hesaplaşmak istemesiydi. Konu özel olduğu için ben de içinde olmadığımdan açıkçası ilgisiz kalıyordum. Fakat TK nın yazıları ZE ninkiler gibi değil. TMD hepimizin ise,  TK nın mesajları herbirimizi ilgilendirir. Aynen ZE durumunda olduğu gibi TK nın da ne zaman ve ne konuyla ortaya çıkacağı belirsiz. Ben bu belirsizliklerle yaşayamam arkadaşlar! </div><div class="gmail_default">TK nın iddiaları "<i>tüzüğe göre bu böyle, başka yol yok, vbg</i>" argümanlarla geçiştirilecek gibi de değil. Önceki bir mesajımda da yazdığım gibi, ben dernek işlerinden anlamam ve o işlere de bulaşmam! Ama rahatsızım. Bazı yakın çalışma arkadaşlarım yenilir yutulur olmayan ithamlarla suçlanıyor ve TMD nin bunlara kol-kanat gerdiği söyleniyor. Şu anki başkanın seçmeli olmayıp atamalı olduğu ve derhal istifa etmesi de yazıldı. Ben "<i>başımıza 8.1 ölçeğinde bomba atıldı</i>"  derken, bu ithamlara ne etki ne de tepki gelmemesi, <i>"acaba bende mi bir algılama noksanlığı var?"</i>  sorusunu aklıma getirmiyor da değil...</div><div class="gmail_default">Anlamadığım şu dernek işleri konusunda naçizane şu fikrimi sizlerle paylaşabilirmiyim:</div><div class="gmail_default">sorun, başkanlık ve yardımcıları seçiminin fiziki olarak yapılması gereğinde ama topluluğumuzun bütün vatan sathına yayılmış olup o seçim anında o belirlenen fiziki yerde olamayacağından kaynaklanıyor ve orada olanlar da kendi aralarında ahbap-çavuş ilişkisi ile bu işleri kapatıp yürütüyorsa... bu kabullenemez! </div><div class="gmail_default">işte size naçizane bir çözüm:</div><div class="gmail_default">internet ortamında kişiler ya kendi adaylıklarını koysunlar veya adaylarını söylesinler. </div><div class="gmail_default">aday olmayı kabul edenler kendilerini tanıtsınlar. biz de hep birlikte yine internet ortamında seçimlerimizi yapalım. birinci geleni fiziki seçimin yapılacağı mekana seçim günü davet edelim ve o gün orada bulunan meslektaşlarımız o kişiyi oylarıyla seçsinler. </div><div class="gmail_default">işte bu kadaaaar....</div><div class="gmail_default">birbirimizi üzmeye ne lüzum vaaar...</div><div class="gmail_default">ben şimdiden adayımı belirtiyorum: Muhammed Uludağ.</div><div class="gmail_default">y.a.</div></div></div>