<div dir="ltr"><div dir="ltr"><div class="gmail_default" style="font-family:verdana,sans-serif;font-size:small"><span style="font-family:Arial,Helvetica,sans-serif">On Sat, Dec 2, 2023 at 11:14 AM ÜNVER ÇİFTÇİ <<a href="mailto:uciftci@nku.edu.tr">uciftci@nku.edu.tr</a>> wrote:</span><br></div></div><div class="gmail_quote"><blockquote class="gmail_quote" style="margin:0px 0px 0px 0.8ex;border-left:1px solid rgb(204,204,204);padding-left:1ex"><div dir="ltr">Sizin gibi tecrübeli insanların omuzunda, gençlerin enerjisi ile yükseleceğimizden hiç şüphem olmadı.</div></blockquote><div><br></div><div class="gmail_default" style="font-family:verdana,sans-serif;font-size:small"><a href="https://haber.sol.org.tr/haber/docentlik-icin-berat-albayraka-rica-mailleri-atan-selman-ogut-rektor-olarak-atandi-387250">https://haber.sol.org.tr/haber/docentlik-icin-berat-albayraka-rica-mailleri-atan-selman-ogut-rektor-olarak-atandi-387250</a></div><div class="gmail_default" style="font-family:verdana,sans-serif;font-size:small"><br></div><blockquote class="gmail_quote" style="margin:0px 0px 0px 0.8ex;border-left:1px solid rgb(204,204,204);padding-left:1ex"><br><div class="gmail_quote"><div dir="ltr" class="gmail_attr">On Sat, Dec 2, 2023 at 11:08 AM yilmaz akyildiz <<a href="mailto:yilmaz.akyildiz@listweb.bilkent.edu.tr" target="_blank">yilmaz.akyildiz@listweb.bilkent.edu.tr</a>> wrote:<br></div><blockquote class="gmail_quote" style="margin:0px 0px 0px 0.8ex;border-left:1px solid rgb(204,204,204);padding-left:1ex"><div dir="ltr"><div dir="auto"><div class="gmail_quote" dir="auto"><div dir="ltr" class="gmail_attr"><span class="gmail_default" style="font-family:verdana,sans-serif;font-size:small"></span><span style="font-family:verdana,sans-serif">Memleket olarak bütün kurumlarımızla topyekün yıkıma uğradık.. </span></div><div dir="ltr" class="gmail_attr"><div style="font-family:verdana,sans-serif;font-size:small">Şahsen ben umutsuzum,</div><div style="font-family:verdana,sans-serif;font-size:small">Artık geri dönüşümüz yok gibi!</div><div style="font-family:verdana,sans-serif;font-size:small">(siz yine de bana bakmayın, ben anamdan muhalif ve karamasar doğmuşum... iki blim insanı kızımızı tanıyorum biri alamanyada Nurhan, diğeri artık herkesin tanıdığı MIT li kızımız Canan Dağdeviren, her ikisi de "<i>zor zamanlarımızda hep Atatürk ü düşünürüz</i>" derler.. ) </div><div style="font-family:verdana,sans-serif;font-size:small"><br></div><div style="font-family:verdana,sans-serif;font-size:small"><div dir="ltr" class="gmail_attr" style="font-family:Arial,Helvetica,sans-serif">Şunu Angara ya yaptirani tanıyorum! </div><div dir="ltr" class="gmail_attr" style="font-family:Arial,Helvetica,sans-serif">Bilecik'te bizzat kendisinden duydum. </div><div dir="ltr" class="gmail_attr" style="font-family:Arial,Helvetica,sans-serif">Hemsherumdur, "meslektaşum" dur...</div><div class="gmail_attr" style="font-family:Arial,Helvetica,sans-serif">Kendi matematik tarikatı içinde "<i>en böyük matematikçi</i>" olarak bilinir... </div><div dir="ltr" class="gmail_attr" style="font-family:Arial,Helvetica,sans-serif"><br></div></div></div><div dir="ltr" class="gmail_attr">"<span style="font-size:12.8px"><i><span class="gmail_default" style="font-family:verdana,sans-serif;font-size:small"></span>Örneğin bilimde değer üretmenin ön şartı İngilizce, Fransızca, Almanca gibi batı dillerinden birini veya birkaçını iyi bir derecede bilmektir. Zira bugün yeryüzünde üretilen bilginin ezici çoğunluğu bu dillerle yazılmıştır. Bu dilleri bilmeyen birisi zaten bu bilgilere ulaşamaz. Güvendiğiniz bilim insanı adayları, yabancı dil sınavından 70 alamıyorlarsa, yapmamız gereken şey, barajı önce 65’e, daha sonra 55’e düşürmek değil, bilim insanı adaylarınızın yabancı dil öğrenmelerini teşvik etmek, onlara bunun imkânını sağlamak ve makul bir süreden sonra öğrenemeyenlerin işine son vermekten ibarettir. Türkiye’de bunun tersi yapılmıştır. Sırf doçent ve profesör sayısı artsın diye dil barajı zamanla 70’ten 55’e indirilmiştir."</i></span></div>
* <a href="https://www.anayasa.gen.tr/degersizlesme.htm" rel="noreferrer noreferrer" target="_blank">https://www.anayasa.gen.tr/degersizlesme.htm</a><br>
<br>
AKADEMİNİN DEĞERSİZLEŞMESİ ÜZERİNE<br>
<br>
Kemal Gözler<br>
<br>
....<br>
<br>
SONUÇ<br>
Her ülke ürettiği değerler ölçüsünde zengindir. Ülkeler ürettikleri değerlerle gelişirler.<br>
<br>
Türkiye değer üretemeyen bir ülke değil. Ama ürettiği değerleri koruyamayan ve bu değerlerin kısa sürede değersizleştiği bir ülke.<br>
<br>
Bir değer, onu hak etmeyen kişilerin eline geçtikçe değersizleşir ve kısa bir süre sonra da değer olmaktan çıkar. Değer üretmek yerine üretilmiş değerleri yağmalama üzerine kurulu bir sistem, eninde sonunda çöker. Zira böyle bir yağmaya değer dayanmaz ve bir süre sonra ortada yağmalanacak değer de kalmaz.<br>
<br>
Siyasî iktidar, bir demokraside seçimlerin sonucuna göre bir günde ele geçirilebilir. Siyasetteki değerler bir günde el değiştirebilir. Bu normaldir. Ancak sanatta, edebiyatta, kültürde, bilimde değerler, ele geçirilebilen şeyler, hele hele seçim sonuçlarına göre ele geçirilebilecek şeyler değildir. Siyasette bir günde iktidar olunur. Ama sanatta, edebiyatta, kültürde, bilimde bir günde iktidar olunamaz. Bu alanlarda iktidar olmak için çalışıp değer üretmek gerekir. Bunun için de bu değerleri üretecek, edebiyat, sanat ve bilim insanlarını ehliyet ve liyakat üzerine yetiştirmek gerekir.<br>
<br>
Örneğin bilimde değer üretmenin ön şartı İngilizce, Fransızca, Almanca gibi batı dillerinden birini veya birkaçını iyi bir derecede bilmektir. Zira bugün yeryüzünde üretilen bilginin ezici çoğunluğu bu dillerle yazılmıştır. Bu dilleri bilmeyen birisi zaten bu bilgilere ulaşamaz. Güvendiğiniz bilim insanı adayları, yabancı dil sınavından 70 alamıyorlarsa, yapmamız gereken şey, barajı önce 65’e, daha sonra 55’e düşürmek değil, bilim insanı adaylarınızın yabancı dil öğrenmelerini teşvik etmek, onlara bunun imkânını sağlamak ve makul bir süreden sonra öğrenemeyenlerin işine son vermekten ibarettir. Türkiye’de bunun tersi yapılmıştır. Sırf doçent ve profesör sayısı artsın diye dil barajı zamanla 70’ten 55’e indirilmiştir.<br>
<br>
Yabancı dil sadece bir örnek. Sanatta, edebiyatta, kültürde, bilimde, değer üretmenin daha pek çok şartı vardır. En temeli şudur: Sıradan adamlarla değer üretilmez. Olağanüstü zeki ve Allah vergisi yeteneklere sahip insanlara ihtiyacınız vardır. Bu insanları bulsanız bile, bu insanları baskı altında tutarsanız, yine bu insanlar bir değer üretemez. Sanatta, edebiyatta, kültürde, bilimde değer üretmek için özgür bir ruha sahip olmak gerekir. Özgür ruhun olmadığı yerde yaratıcılık olmaz.<br>
<br>
Türkiye’de son yirmi yıldır, üniversitelere büyük yatırım yapıldı. Sadece on yedi yılda üniversite sayısı ikiye, üniversitelerde çalışan öğretim elemanı sayısı da üçe katlandı. Ama ülkemizde hâlâ çok önemli bilim insanları çıkmadı. Çünkü yatırım kitaba değil, binaya yapıldı; öğretim elemanı sayısı da hakkıyla değil, suni bir şekilde, örneğin yabancı dil sınavı barajı düşürülerek ve doçentlik sınavında sözlü sınav kaldırılarak artırıldı.<br>
<br>
--> Üniversitenin içinde yer alan, değer üretebilen bazı bilim insanları ise <br>
--> üniversiteden ya resmen ihraç edildi, <br>
--> ya da yıldırıldı, <br>
--> istifa ettirildi. <br>
Bilim insanı olması beklenen en başarılı üniversite mezunları ise bu ülkeyi terk ettiler. <br>
Kalan bir avuç bilim insanı da <br>
bugün üniversitede yeni bir şeyler yaratmaya uğraşmıyorlar; <br>
dolu yağarken saçak altına sığınan insanlar misali, <br>
şu riskli günlerin geçmesi için susup bekliyorlar. <br>
Üniversite hocaları kendi odalarında arkadaşlarıyla yüksek sesle konuşmaktan dahi korkar hâle geldiler. <br>
Vakıa şu ki bugün Türk üniversitesinin içinde bulunduğu boğucu havada <br>
değer üretilmesi çok zor.<br>
<br>
Türkiye’de 2002’de 93 olan üniversite sayısı 2019’da 202’ye çıkmıştır. Sadece 17 yılda 109 adet yeni üniversite kurulmuştur. Bugün, derin taşrada bulunanlar dahil, yeni kurulan bu üniversitelerin pek çoğunun çok güzel binaları vardır. Ne var ki bunların bilime yaptığı katkı, en azından benim bildiğim alanlarda, yok denecek kadar azdır.<br>
<br>
Yeni kurulan üniversiteler taşrada kurulanlardan ibaret değil. Malum Türkiye’de son yıllarda, Ankara ve İstanbul’da da çok iyi koşullarda devlet üniversiteleri kuruldu. Muhtemelen amaç, ODTÜ’ye, Boğaziçi Üniversitesine alternatif üniversiteler oluşturmaktı. Yeni kurulan bu devlet üniversiteleri devletten istedikleri her şeyi aldılar. Keza yine Türkiye’de son yıllarda çok iyi koşullarda vakıf üniversiteleri kuruldu. Bunların bir kısmı, bedelsiz arazi ve bina tahsisi gibi yöntemlerle, devlet tarafından önemli ölçüde desteklendi. Zaten bunları kuran vakıflar, ya yarı kamusal vakıflar, ya da siyasî iktidarla çok yakın olan vakıflar. Söz konusu vakıf üniversiteleri devletten istedikleri her desteği gördüler. Yeni kurulan bu üniversitelerin kadroları zengin; sayısal olarak gelişiyorlar da. Ne var ki, yeni kurulan devlet üniversiteleri, bir ODTÜ, bir Boğaziçi olamadı; keza yeni kurulan bu vakıf üniversiteleri de bir Koç, bir Sabancı olamadılar.<br>
<br>
Neden bu üniversiteler bir ODTÜ, bir Boğaziçi, bir Koç, bir Sabancı olamıyorlar? Neden bunlara alternatif birer üniversite hâline gelemiyorlar?<br>
<br>
Neden mevcut siyasî iktidara oy verenler dahi çocuklarını bu üniversitelere değil de, ODTÜ’ye Boğaziçi’ye, Koç’a, Sabancı’ya göndermek için çalışıyorlar? Neden yeni kurulan bu üniversiteler, ismi sayılan bu üniversitelerin yerini alamadılar?<br>
<br>
Aslında bunun nedenini herkes biliyor. Ama bir kez de ben söyleyeyim: Bu üniversitelere alınan öğretim elemanlarının önemli bir kısmının objektif bir şekilde seçildikleri şüpheli. Bu birinci sebep. İkinci sebep de şu: Bu üniversitelerde özgür ruh yok. Muhtemelen bu ruh, bu üniversitelere hiç uğramadı. Bu üniversitelerden birisinin güzel bir fakültesinin dekanı, sahnede herkesin önünde, Cumhurbaşkanının elini öpmeye teşebbüs ettiği görüntüsüyle hafızalara kazındı.<br>
<br>
Ben Türkiye’de ODTÜ ve Boğaziçi gibi başarısını bugüne kadar koruyabilen son bir iki üniversitenin de çok yakın bir gelecekte başarılarının kurbanı olacağından korkuyorum. Aynı korkum başarılarını kanıtlamış bir iki vakıf üniversitesi için de geçerli.<br>
<br>
* * *<br>
İnsan denen varlıkta değerleri ele geçirme içgüdüsü vardır. Ne var ki bilim, altın gibi elden ele geçebilen, elden ele geçtikçe de değerini yitirmeyen bir şey değildir. Bilim onu hak etmeyenlerin ellerinde kısa bir süre içinde değerini yitirir ve yok olup gider.<br>
<br>
25 Kasım 2019<br>
</div></div>
</div>
_______________________________________________<br>
Turkmath mailing list<br>
<a href="mailto:Turkmath@listweb.bilkent.edu.tr" target="_blank">Turkmath@listweb.bilkent.edu.tr</a><br>
<a href="http://yunus.listweb.bilkent.edu.tr/cgi-bin/mailman/listinfo/turkmath" rel="noreferrer" target="_blank">http://yunus.listweb.bilkent.edu.tr/cgi-bin/mailman/listinfo/turkmath</a><br>
</blockquote></div>
</blockquote></div></div>