[Turkmath:8938] Re: formasyon

Timur Karacay tkaracay at baskent.edu.tr
22 Nis 2013 Pzt 02:42:49 EEST


21.4.2013 15:28 tarihinde, Muhammed Uludag yazdı:
>
> Değerli Meslektaşlarım,
>
> Bilindiği gibi 2012'de YÖK kararıyla FEF mezunlarına öğretmenlik 
> formasyonunun kaldırılması, bu bölümlerin öğrenci sayılarında, 
> niteliğinde, en önemlisi de öğrenci motivasyonunda çok olumsuz bir 
> etki yaptı.
>
> Bu karar geçtiğimiz hafta YÖK tarafından iptal edildi. Ancak bu 
> verilen zararı telafi etmek için yeterli değildir. Aşağıdaki gibi 
> önlemlerle desteklenmelidir.
>
> * Lise matematik eğitimi vermek için FEF mezunu olma şartı getirilmesi
> * Matematik doktorası olanlara iyi şartlarda öğretmenlik yapma yolunun 
> açılması
> * Devlet kurumları ve özel şirketlerin matematik bölümü istihdam 
> etmesinin sağlanması
>
> Ülkemizde araştırma ve teknolojinin öne çıktığı bir dönemdeyiz. Ancak 
> karar mercileri, matematiğin araştırma ve teknolojideki insan 
> altyapısını hazırlama rolünü görememekte, daha somut, kısa vadeli ve 
> çabuk sonuç alınan projelere yönelmektedirler.
>
> Maalesef bizim de bu konuyu gerektiği gibi anlatabildiğimiz 
> söylenemez...  Aşağıda Güven Sak'ın makalesine bağlantı ve İsmet 
> Berkan'ın konu hakkında yazdığı makalesi bulunmaktadır.
>
> Hürmetler
> --
> A. M. Uludag
>
>
>
> Güven Sak 
> <http://www.radikal.com.tr/radikal.aspx?atype=radikalyazar&articleid=1103332&categoryid=101> - 
> Radikal
>
> İsmet BERKAN <http://www.hurriyet.com.tr/index/ismet_berkan>
> iberkan at hurriyet.com.tr <mailto:iberkan at hurriyet.com.tr>
>
> Temel bilimlerden kaçış bu hızla sürerse 2023 hedefleri zor tutar
>
> SÖYLEYE söyleye dilimde tüy biten basit ama derin ilişkiyi bir kez 
> daha tekrar edeyim:
>
> *Önce kendi biliminiz olacak, sonra o bilime dayalı teknolojileriniz, 
> sonra da o teknolojiyle üretilmiş kendi tasarımınız ürünleriniz.
> *Kendi biliminiz olmazsa, bilim yapma işini başka ülkelere, milletlere 
> bırakırsanız, doğal olarak o bilimle üretilmiş teknolojileriniz de 
> olmaz; en fazla o teknolojilerin kullanıcısı veya taşeron üreticisi 
> olursunuz.
> Bizim sorunumuz, bu basit ama aslında çok derin ilişkiyi tam olarak 
> kavrayamamak, *dünyanın ileri ülkeleriyle aramızdaki farkı onlardan 
> teknoloji transfer ederek veya o teknolojiyi uygulayan mühendisleri 
> buraya getirerek çözeceğimizi sanmak.
> *Yıl 2013. Umarım bu işin böyle olmadığını, daha yüksek katma değer 
> üretmek, vatandaşlarımıza daha iyi bir hayat sağlamak için bilim 
> üretmemiz gerektiğini öğrenmişizdir.
> Çünkü bunu öğrenmediysek, ülkemiz için Cumhuriyet'in 100. kuruluş 
> yıldönümü olan 2023 yılı için koyduğumuz iddialı hedeflere ulaşmamış 
> da imkansız değilse de çok zor olur.
> Türkiye, petrol, doğal gaz veya altın gibi yeraltı kaynaklarıyla 
> zengin olamayacağına göre, bu işi bilim yoluyla yapacağız.
> Zaten şu örneği vermem lazım: *Pirincin 1 kilogramı 2, etin bir 
> kilogramı 15, bugün yerlisini ürettirmek için hükümetin iş dünyasıyla 
> kavga ettiği otomobilin kilogramı 50, uçağın kilogramı 250, dizüstü 
> bilgisayarın kilogramı 1000, cep telefonunun kilogramı 5000, uydunun 
> kilogramı 100 bin dolar.
> *Yani, bilgiye, bilime ve o bilimden kaynaklanan yüksek teknolojiyle 
> yaptığınız ürünler, her durumda petrolden daha verimli ve daha yüksek 
> katma değer üreten ürünler.
> Ama bizim, eğer varsa, bilime dayalı teknoloji ürünleri üretme 
> hedefimize ulaşmamızın önünde çok önemli bir engel var: Ülkemizde 
> temel bilimler eğitimine zaten az olan ilginin giderek daha da düşmesi.
>
> *Şu tablo önemli:
> Yıllar       Kontenjan      Boşluk oranı*
> 2010         39.811          16.45
> 2011         34.588          28.90
> 2012         29.994          56.12
>
> Bu rakamlar üniversite yerleştirme rakamları. Kontenjanlar ise 
> ülkemizin temel bilimler fakültelerinin kontenjanları. Temel bilim 
> derken, fizik, kimya, biyoloji, matematik, moleküler biyoloji ve 
> genetik, astronomi ve uzay bilimleri, istatistik gibi fakülte ve 
> bölümleri kastediyorum.
> Son üç yılda bu bölümlere ayrılan kontenjanda 10 binlik bir düşme 
> olduğu halde hala kontenjanları kolduramıyoruz. 2012 yerleştirme 
> sonuçları bir felaketi gösteriyor: *Yaklaşık 30 bin kontenjanın 
> yarıdan fazlası (yüzde 56) dolmamış. Sırf bu sebeple çeşitli 
> üniversitelerimizde tam 58 tane temel bilim bölümü kapanmak zorunda 
> kalmış 2012'de. Bir önceki yıl da 58 bölümün kapısına kilit 
> vurulmuştu.* Bakalım bu yıl neler olacak?
> Bu tablonun tam olarak göstermediği bir gerçek daha var: Çoğu 
> üniversitemizde temel bilimler bölümlerine giriş için aranan taban 
> puanı, aynı üniversitenin mesela İşletme Fakültesi için aranan puandan 
> daha düşük.
> Dolayısıyla, temel bilimlere gelen bu düşük puanlı öğrenciler, o 
> bölümün gerektirdiği matematik bilgisi başta olmak üzere temel 
> bilgilerden yoksun oluyorlar ve daha birinci sınıfta dökülüyorlar.
> Bu, bir yanıyla baktığınızda çok çetrefilli, başlangıcı taa ana 
> okuluna kadar uzanan büyük bir problem, bir yanıyla baktığınızda da 
> görece basit önlemlerle çözülebilir bir sorun.
> Sorunun köklü çözümü ilk ve orta eğitimi düzeltmek, onun seviyesini 
> yükseltmekten geçiyor, buna kuşku yok. Ama basit önlemlerle temel 
> bilimler öğrenci sayısını arttırmak da mümkün, dediğim gibi, bunun 
> için bu bölümleri seçecek öğrencilere çekici burslar vermek, bugün 
> İşletme, ekonomi, tıp, bazı mühendislik dallarına giden nitelikli 
> öğrencileri temel bilimlere çekebilir. Ama bu geçici bir çözüm olur.
> Sanırım doğrusu, aynı anda iki çözümü birden zorlamak.
>
> *Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri'nin de yazarları arasında yer aldığı 
> rapor*
>
> BU yazı boyunca yararlandığım bilgilerin tamamını, geçen son baharda 
> yazılmakta olduğunu haber verdiğim bir rapordan aldım. Raporu, Türk 
> Fizik Derneği'nin önayak olmasıyla geniş bir uzman ekip hazırladı.
> *'Türkiye'de Temel Bilimler: Durum Tesbiti ve Yapılması 
> Gerekenler'* başlıklı raporun yazarları arasında Cumhurbaşkanlığı 
> Genel Sekreteri Prof. Dr. Mustafa İsen de var.
> Rapor, Üniversitelerarası Kurul'da tartışılmaya başlandı. Yakında 
> YÖK'ün de gündemine gelecek tahmin ediyorum, ki bildiğim kadarıyla YÖK 
> ve TÜBİTAK zaten raporda önerilen bazı önlemler üzerinde çalışıyor.
> Ama anlatmaya çalıştığım gibi mesele sadece üniversiteyi, YÖK'ü 
> ilgilendiren bir mesele değil.*Konu önemli ve o yüzden hükümet 
> düzeyinde ele alınıp hükümet düzeyinde bir stratejinin oluşturulması 
> gerekiyor.
> *Hafta içinde rapordan söz etmeyi sürdüreceğim; çünkü bence çok önemli 
> tespitler yapıyor ve öneriler getiriyor.
>
>
> -- 
> This message has been scanned for viruses and
> dangerous content by *MailScanner* <http://www.mailscanner.info/>, and is
> believed to be clean.
>
>
> _______________________________________________
> Turkmath mailing list
> Turkmath at listweb.bilkent.edu.tr
> http://yunus.listweb.bilkent.edu.tr/cgi-bin/mailman/listinfo/turkmath

Sayın Uludağ,

Matematik Lisans mezunlarına öğretmenlik kapısının açılması iyidir; ama 
yetmez.

Fen Fakülteleri'nin ciddi bir aşınma sürecinden sonra yokolmaya doğru 
gittiği apaçıktır. Fen ve teknolojide yaratıcı (innovative) insanlar 
yetiştirmeyi hükümetler dahil TÜBİTAK, üniversiteler ve başka kurumlar 
samimiyetle istemektedirler. Ama yıllardır izledikleri yol yanlıştır.

1.Teori olmadan uygulama yapmak istiyorlar. O mümkün değildir. Önce 
teori sonra uygulama gel(ebil)ir.

2.Eğitim Fakülteleri'nin branş öğretimini kendi bünyelerinde yapma 
hevesleri başarı sağlamamıştır. /Matematik, Fizik, Kimya, Biyoloji ve 
Sosyal Bilimler/ alanında gerekli öğretim üyesine sahip olan ve gerekli 
laboratuvarları kurabilen bir Eğitim fakültesi yoktur; olamaz da... 
Zaten bunları yapabilirse, o eğitim fakültesi bir üniversite olur.

Çok saygın bir üniversitemizin bir afişini gördüm. Aklımda doğru kaldıysa

"Haydi bir icat yapalım !"

gibi bir slogandı. Konuyu derinlemesine düşünmeyenlere çok çarpıcı ve 
doğru bir slogan gibi görünebilir. Ama çağımızdabilim ve teknolojide 
akşam yatarken niyet edip sabah kalkarken insanın içine yaratıcı 
düşünceler doğmaz. "İcat" için, çağımızın fen biliminin özümsenmesi 
gerekir. O iş, başka fakültelerde değil, Fen Fakültelerinde yapılabilir.

Konu uzun tartışmalara açıktır. Kısa kesmek için, basit ve yürütülebilir 
bir öneriyle başlayalım.

Fen fakültelerine giren öğrencilere, öğrenimleri boyunca karşılıksız 
burs verilsin. Ülkenin sanayi kuruluşları, satın aldıkları "know-how 
veya patent" gideri kadar ARGE yatırımı yapsınlar.

O zaman, paralı dergilerde yapılan yayınlarla şişirilen yayın sayıları 
azalırken, gerçekten yaratıcı düşünceleri öne çıkaran araştırmaların 
ortaya çıkışını kısa zamanda görmek mümkün olacaktır.

Saygılarımla,

Timur Karaçay



-- 
This message has been scanned for viruses and
dangerous content by MailScanner, and is
believed to be clean.

-------------- sonraki bölüm --------------
Bir HTML eklentisi temizlendi...
URL: <http://yunus.listweb.bilkent.edu.tr/cgi-bin/mailman/private/turkmath/attachments/20130422/6f399f8f/attachment-0001.html>
-------------- sonraki bölüm --------------
A non-text attachment was scrubbed...
Name: Uludag.pdf
Type: application/pdf
Size: 316453 bytes
Desc: kullanılamıyor
URL: <http://yunus.listweb.bilkent.edu.tr/cgi-bin/mailman/private/turkmath/attachments/20130422/6f399f8f/attachment-0001.pdf>
-------------- sonraki bölüm --------------
A non-text attachment was scrubbed...
Name: Uludag.docx
Type: application/vnd.openxmlformats-officedocument.wordprocessingml.document
Size: 16034 bytes
Desc: kullanılamıyor
URL: <http://yunus.listweb.bilkent.edu.tr/cgi-bin/mailman/private/turkmath/attachments/20130422/6f399f8f/attachment-0001.docx>


Turkmath mesaj listesiyle ilgili daha fazla bilgi