[Turkmath:8948] Re: formasyon

Orcun Yaman yamanorcun at yahoo.com
23 Nis 2013 Sal 21:45:33 EEST


Sayin Hocam,

Ogretmen egitiminde doktorami yaptim, halen ayni alanda calisiyorum.

Sizin ile ayni kanaati paylasmiyorum. YOK'un yaptiginin mevcut sartlar goz onunde bulunduruldugunda bir haksızlık oldugunu dusunuyorum. Ogretmen egitimi hakkinda cesitli modellerin oldugunu bildigim gibi, FEF'lere formasyon egitimi verilerek ogretmen yapilmasinin yanlisligini da biliyorum. Daha onceki mesaja yazdigim gibi konu uzun ve cok yonlu haliyle ne desem yanlis anlasilirim.

Mesajinizda dikkatimi ceken bir iki hususu sormak istiyorum:

1. "Türkiye'de temel bilimlerin hakettiği değeri görmesine giden yolun bir başlangıcı olur." demissiniz ama ogretmenlik temel bilimler kapsamina girer mi? Yoksa, sizler temel bilimlerde calisacak arastirmaci yetistirmiyor alsinda ogretmen mi yetistiriyorsunuz? Bir nevi egitim fakultelerinin islevini mi yapiyorsunuz?

2. "4+4+4de son dördün bizim mezunlarımız tarafından verilmesinin doğallığını pek tartışan yok" bu kanaate hangi calismalari okuduktan sonra vardiniz? Nasil bir dogalliktir bu?

3. "sadece öğretmen yetiştiren fakülteler olmadığını," demissiniz ama butun amaciniz ogretmen yetistirmek gibi yaziyor, konusuyor ve savunuyorsunuz. Kaliteli egitim herkes icin her fakultede olmali degil midir? Bunun icin calismak lazim degil midir?

4. "birçoğumuza göre orta kısımı bile eskiden olduğu gibi Fen-Edebiyat mezunları verebilir" demissiniz, daha once son 4'te FEF mezunlari gorevlendirilmeli yazmistiniz. Kisacasi butun orta ogretim ve lise matematik egitimi FEF'lere verilmeli size gore. O zaman universitelerde Egitim Fakulteleri neden var?

5. "Son dönemde gerçekten çok sayıda rapor ve gazete haberi hazırlandı konuyu savunan." yazmissiniz. Egitim isi savunulacak bir konu degildir. Arastirma yapilacak bir bilimsel alandir. Bilimsel tartismalar da raporlar ile olmaz arastirmalar ile olur. Bilimsel yayinlari bizler gazetelerden haber olarak iki tane gazeteciden degil, hakemli dergilerden okuruz/okumaliyiz. Kaldi ki 'raporlar'in ne kadar bilimsellik tasidigi da tartisilir. Haberlere hic deginmiyorum bile.

Konu hakkinda yazilacak cok sey var. Ogretmenler nasil yetistirilmeli konusuna deginmedim. Sadece Egitim Fakultelerine, orada gorevli ogretim elemanlarina ve ogrencilerine yapilan bir haksızlıgın devam edecek olmasina uzuldum. FEF'teki hocalarima ve arkadaslarima da saygim sonsuz, kaldi ki benim de gecmisimde FEF vardir. Bir tarafi kurtarayim derken diger tarafa buyuk saygisizlik yapiliyor.

Kalin saglicakla.
 
Orcun Yaman, PhD
--------------------------------------
http://ohio.academia.edu/OrcunYaman
http://www.twitter.com/OYaman35



________________________________
 From: naci cangul <ncangul at gmail.com>
To: Muhammed Uludag <muhammed.uludag at gmail.com> 
Cc: "turkmath at listweb.bilkent.edu.tr" <turkmath at listweb.bilkent.edu.tr> 
Sent: Sunday, April 21, 2013 4:53 PM
Subject: [Turkmath:8947] Re: formasyon
 


Sevgili Matematikçiler ve Matematik severler,
 
Muhammed'in dediği konuda gerçekten çok kişi çaba harcadı son yıllarda ve sonunda ciddi bir adım atıldı. Umarım bu, Türkiye'de temel bilimlerin hakettiği değeri görmesine giden yolun bir başlangıcı olur. 2009 yılında aslında lisans düzeyinde formasyon alma hakkı tanındı alan fakültelerine ama Eğitimsen denen sendikanın mahkemeye vermesi sonucunda Danıştay 8. Dairesinde, YÖK'ün avukatının konuya hakim olmayışının da sonucu olarak iptal edildi bu uygulama. Sebebi de Eğitim Fakültelerindeki orta öğretimlerin 5 yılda öğretmen yetiştirmesi ve bizim bu işi 4 yılda yapacak olmamızdı. Aslında o uygulamaya geri dönülebilse çok daha iyi olacaktır fakültelerimizin tercih edilmesi adına. 
 
Bu esnada yapılacak olan çok şey daha var. Fen-Edebiyat Fakültelerinin sadece öğretmen yetiştiren fakülteler olmadığını, kaliteli eğitimin verildiği fakülteler olduğunun altının çizilmesi, mevcut kontenjanlarla bu eğitimin kalitesinin düşmekte olduğu, azaltılması gerekliliği mutlaka kamuoyuna ve üst kurumlara anlatılmalı. 4+4+4de son dördün bizim mezunlarımız tarafından verilmesinin doğallığını pek tartışan yok, birçoğumuza göre orta kısımı bile eskiden olduğu gibi Fen-Edebiyat mezunları verebilir.
 
Son dönemde gerçekten çok sayıda rapor ve gazete haberi hazırlandı konuyu savunan. İsmet Berkan'ın yazısındaki TFD raporunu, Abbas Güçlü'nün yazısını, FEDEK'in bu yılki toplantısının sonuç bildirgesini, üniversitelerin ÜAK'ya yolladıkları raporları ekte ilgililerin dikkatine sunuyorum. Uludağ Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesinin de ÜAK'ya gönderdiği görüşünü ekliyorum. Aslında YÖK 18inde bu kararı aldı ama daha fazlasını bekliyorum, çünkü ÜAK 19unda iki gündemle toplandı, biri mesleki eğitim, diğeri ise temel bilimler. Bundan sonraki YÖK genel kurullarında da ÜAK dan çıkacak karar neticesinde güzel gelişmeler olacağını düşünüyorum.
 
Tüm emeği geçenlere teşekkür ediyor, ülkemize hayırlı olmasını diliyorum ve hepinizi sevgiyle selamlıyorum.
 
naci



21 Nisan 2013 15:28 tarihinde Muhammed Uludag <muhammed.uludag at gmail.com> yazdı:


>
>Değerli Meslektaşlarım, 
>
>
>Bilindiği gibi 2012'de YÖK kararıyla FEF mezunlarına öğretmenlik formasyonunun kaldırılması, bu bölümlerin öğrenci sayılarında, niteliğinde, en önemlisi de öğrenci motivasyonunda çok olumsuz bir etki yaptı.
>
>
>Bu karar geçtiğimiz hafta YÖK tarafından iptal edildi. Ancak bu verilen zararı telafi etmek için yeterli değildir. Aşağıdaki gibi önlemlerle desteklenmelidir.
>
>
>* Lise matematik eğitimi vermek için FEF mezunu olma şartı getirilmesi
>* Matematik doktorası olanlara iyi şartlarda öğretmenlik yapma yolunun açılması
>* Devlet kurumları ve özel şirketlerin matematik bölümü istihdam etmesinin sağlanması
>
>
>Ülkemizde araştırma ve teknolojinin öne çıktığı bir dönemdeyiz. Ancak karar mercileri, matematiğin araştırma ve teknolojideki insan altyapısını hazırlama rolünü görememekte, daha somut, kısa vadeli ve çabuk sonuç alınan projelere yönelmektedirler.
>
>
>Maalesef bizim de bu konuyu gerektiği gibi anlatabildiğimiz söylenemez...  Aşağıda Güven Sak'ın makalesine bağlantı ve İsmet Berkan'ın konu hakkında yazdığı makalesi bulunmaktadır.
>
>
>Hürmetler 
>--
>A. M. Uludag
>
>
>
>
>
>
>Güven Sak - Radikal
>
>İsmet BERKAN 
>iberkan at hurriyet.com.tr
>
>
>
>Temel bilimlerden kaçış bu hızla sürerse 2023 hedefleri zor tutar
>
>SÖYLEYE söyleye dilimde tüy biten basit ama derin ilişkiyi bir kez daha tekrar edeyim:
>
>
>Önce kendi biliminiz olacak, sonra o bilime dayalı teknolojileriniz, sonra da o teknolojiyle üretilmiş kendi tasarımınız ürünleriniz.
>Kendi biliminiz olmazsa, bilim yapma işini başka ülkelere, milletlere bırakırsanız, doğal olarak o bilimle üretilmiş teknolojileriniz de olmaz; en fazla o teknolojilerin kullanıcısı veya taşeron üreticisi olursunuz.
>Bizim sorunumuz, bu basit ama aslında çok derin ilişkiyi tam olarak kavrayamamak, dünyanın ileri ülkeleriyle aramızdaki farkı onlardan teknoloji transfer ederek veya o teknolojiyi uygulayan mühendisleri buraya getirerek çözeceğimizi sanmak.
>Yıl 2013. Umarım bu işin böyle olmadığını, daha yüksek katma değer üretmek, vatandaşlarımıza daha iyi bir hayat sağlamak için bilim üretmemiz gerektiğini öğrenmişizdir.
>Çünkü bunu öğrenmediysek, ülkemiz için Cumhuriyet’in 100. kuruluş yıldönümü olan 2023 yılı için koyduğumuz iddialı hedeflere ulaşmamış da imkansız değilse de çok zor olur.
>Türkiye, petrol, doğal gaz veya altın gibi yeraltı kaynaklarıyla zengin olamayacağına göre, bu işi bilim yoluyla yapacağız.
>Zaten şu örneği vermem lazım: Pirincin 1 kilogramı 2, etin bir kilogramı 15, bugün yerlisini ürettirmek için hükümetin iş dünyasıyla kavga ettiği otomobilin kilogramı 50, uçağın kilogramı 250, dizüstü bilgisayarın kilogramı 1000, cep telefonunun kilogramı 5000, uydunun kilogramı 100 bin dolar.
>Yani, bilgiye, bilime ve o bilimden kaynaklanan yüksek teknolojiyle yaptığınız ürünler, her durumda petrolden daha verimli ve daha yüksek katma değer üreten ürünler.
>Ama bizim, eğer varsa, bilime dayalı teknoloji ürünleri üretme hedefimize ulaşmamızın önünde çok önemli bir engel var: Ülkemizde temel bilimler eğitimine zaten az olan ilginin giderek daha da düşmesi.
>Şu tablo önemli:
>Yıllar       Kontenjan      Boşluk oranı
>2010         39.811          16.45
>2011         34.588          28.90
>2012         29.994          56.12
>Bu rakamlar üniversite yerleştirme rakamları. Kontenjanlar ise ülkemizin temel bilimler fakültelerinin kontenjanları. Temel bilim derken, fizik, kimya, biyoloji, matematik, moleküler biyoloji ve genetik, astronomi ve uzay bilimleri, istatistik gibi fakülte ve bölümleri kastediyorum.
>Son üç yılda bu bölümlere ayrılan kontenjanda 10 binlik bir düşme olduğu halde hala kontenjanları kolduramıyoruz. 2012 yerleştirme sonuçları bir felaketi gösteriyor: Yaklaşık 30 bin kontenjanın yarıdan fazlası (yüzde 56) dolmamış. Sırf bu sebeple çeşitli üniversitelerimizde tam 58 tane temel bilim bölümü kapanmak zorunda kalmış 2012’de. Bir önceki yıl da 58 bölümün kapısına kilit vurulmuştu. Bakalım bu yıl neler olacak?
>Bu tablonun tam olarak göstermediği bir gerçek daha var: Çoğu üniversitemizde temel bilimler bölümlerine giriş için aranan taban puanı, aynı üniversitenin mesela İşletme Fakültesi için aranan puandan daha düşük.
>Dolayısıyla, temel bilimlere gelen bu düşük puanlı öğrenciler, o bölümün gerektirdiği matematik bilgisi başta olmak üzere temel bilgilerden yoksun oluyorlar ve daha birinci sınıfta dökülüyorlar.
>Bu, bir yanıyla baktığınızda çok çetrefilli, başlangıcı taa ana okuluna kadar uzanan büyük bir problem, bir yanıyla baktığınızda da görece basit önlemlerle çözülebilir bir sorun.
>Sorunun köklü çözümü ilk ve orta eğitimi düzeltmek, onun seviyesini yükseltmekten geçiyor, buna kuşku yok. Ama basit önlemlerle temel bilimler öğrenci sayısını arttırmak da mümkün, dediğim gibi, bunun için bu bölümleri seçecek öğrencilere çekici burslar vermek, bugün İşletme, ekonomi, tıp, bazı mühendislik dallarına giden nitelikli öğrencileri temel bilimlere çekebilir. Ama bu geçici bir çözüm olur.
>Sanırım doğrusu, aynı anda iki çözümü birden zorlamak.
>Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri’nin de yazarları arasında yer aldığı rapor
>BU yazı boyunca yararlandığım bilgilerin tamamını, geçen son baharda yazılmakta olduğunu haber verdiğim bir rapordan aldım. Raporu, Türk Fizik Derneği’nin önayak olmasıyla geniş bir uzman ekip hazırladı. 
>‘Türkiye’de Temel Bilimler: Durum Tesbiti ve Yapılması Gerekenler’ başlıklı raporun yazarları arasında Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri Prof. Dr. Mustafa İsen de var. 
>Rapor, Üniversitelerarası Kurul’da tartışılmaya başlandı. Yakında YÖK’ün de gündemine gelecek tahmin ediyorum, ki bildiğim kadarıyla YÖK ve TÜBİTAK zaten raporda önerilen bazı önlemler üzerinde çalışıyor.
>Ama anlatmaya çalıştığım gibi mesele sadece üniversiteyi, YÖK’ü ilgilendiren bir mesele değil.Konu önemli ve o yüzden hükümet düzeyinde ele alınıp hükümet düzeyinde bir stratejinin oluşturulması gerekiyor.
>Hafta içinde rapordan söz etmeyi sürdüreceğim; çünkü bence çok önemli tespitler yapıyor ve öneriler getiriyor.
>_______________________________________________
>Turkmath mailing list
>Turkmath at listweb.bilkent.edu.tr
>http://yunus.listweb.bilkent.edu.tr/cgi-bin/mailman/listinfo/turkmath
>
>


-- 

Prof. Dr. Ismail Naci CANGUL

Bologna National Expert,
Dean of the Faculty of Arts and Science
Uludag University
Department of Mathematics
Gorukle 16059 Bursa/Turkey

Tel:  +90.224.2940055
       +90.224.2941756
       +90.224.2941657
Fax: +90.224.2941898
        +90.224.4429044
e-mail: cangul at uludag.edu.tr
           ncangul at gmail.com
web: http://homepage.uludag.edu.tr/~cangul/
_______________________________________________
Turkmath mailing list
Turkmath at listweb.bilkent.edu.tr
http://yunus.listweb.bilkent.edu.tr/cgi-bin/mailman/listinfo/turkmath
-------------- sonraki bölüm --------------
Bir HTML eklentisi temizlendi...
URL: <http://yunus.listweb.bilkent.edu.tr/cgi-bin/mailman/private/turkmath/attachments/20130423/f7897186/attachment-0001.html>


Turkmath mesaj listesiyle ilgili daha fazla bilgi