[Turkmath:9372] Re: Dershaneler?

Ayse Borat ayseborat at hotmail.com
27 Kas 2013 Çar 09:00:39 EET


Merhabalar, 

Eğer koşullar yerinde olursa, dershaneler kendi kendine kapanma noktasına gelirler. Bence sorunun kaynağına inip, ne tür bir değişiklikler ile dershaneleri kapatılma noktasına getirilmesinin akademisyenlerden oluşan bir heyet ile tartışılmaya açılmasını ve Hükümet'e sunulmasını teklif ediyorum. Akademisyen vurgusu yaptım çünkü dershaneler üniversiteye hazırlıyor. Dershanelerde öğretilenleri gençlerin unutması için ve kendilerinde mevcut olan “yorum yapma yeteneklerini” tekrar ortaya çıkarmak için hepimiz çaba sarfediyoruz. 


Benim birkaç teklifim var, “kapatılmaya hazırlık” süreci hakkında:



 Meslek okullarının ortaokul bölümleri tekrar açılsın. Benim düşünceme göre dershanelerin bir anda bu kadar çoğalmasının asıl sebebi, meslek ortaokullarının kapatılmasıydı. Meslek okulları kapatıldığı için, "moda" ile ilgilenen bir öğrenci zorla sevmediği uzay bilimleri bölümünde okumaya mecbur bırakıldı (Aslında kimse kimseyi istemediği bir bölümü okumaya zorlamadı. Ama herkesin lise mezunu olması, meslek sahibi olmak isteyen bir öğrenciyi “üniversiteye gidersem bir farklılık oluştururum ve rakiplerimi elerim” şeklinde düşünmeye itti). Meslek okullarının reklamları yapılıp, teşvik edilmeleri çok güzel olacaktır.
Dershanelerin yapacağı her türlü yazılı, sözlü ve görsel reklamlar yasaklanmalı.  Dershaneler hiç bir filme, diziye sponsor olamamalılar. 
Müzik derslerinde flüt çalmayı öğretmek yerine piyano, gitar, keman (eğer öğrenci isterse flüt), ... vs. öğretilsin; resim derslerinde toz pastel ve yağlı boya gibi daha ileri teknikler öğretilsin (eminim bu, o derslerin öğretmenlerinin de hoşlarına gidecektir). Spor derslerinde, askeri “dur-hazır ol” komutları yerine, öğrencilerin ilgilendikleri sporda ilerlemelerine olanak sağlayacak bir ortam oluşturulsun. Mümkünse at biniciliği dersi bile konulsun. Mümkünse ebru, cam boyama gibi dersler de konulsun. 
Görgü kuralları ve ev ekonomisi gibi konular kız-erkek tüm öğrencilere gösterilsin. Tabi isimleri daha ilgi çekici şeyler olsun. Mesela “kampüs yaşamına hazırlık” gibi. Bu tür derslerde sınav yapılmasın. Hatta bunlar ders değil, seminer şeklinde verilsin.
Kitap okuma dersi(?) ve -yoksa- kompozisyon dersi olsun. En çok sevdikleri kitapları okumak öğrencilerin ufkunu, hayal gücünü geliştirecektir. Çoğu gencin dershanelerden vakit bulup da, kitap okuduklarını hiç sanmıyorum. Buna ragmen “hızlı okuma teknikleri” kursuna gidebilecekleri aklıma geliyor.



2. ve 3. maddede yazdıklarım dershaneler konusuyla ilişkisiz gelebilir. Ama asıl onlar birebir dershane ile alakalıdır. Çünkü dershaneler öğrenciyi hayattan koparır, beynini tek tip düşünmeye ve yorum yapamamaya teşvik eder. Yazdıklarım ise beynin farklı yönlerini harekete geçiren aktivitelerdir. 


Buna ek olarak, Avrupa ve ABD’de üniversitelere nasıl öğrenci seçildiği incelenebilir. Özellikle, “üniversite sayısı/ülkedeki öğrenci sayısı” oranının çok düşük olduğu, başarılı ülkelerin araştırılmasına yoğunlaşılabilinir. 


Benim öğrenci seçmeye dair de iki fikrim var:



Üniversiteler kendi öğrencilerini kendileri seçsinler. Bu %20’lik bir sınav (o üniversitenin hazırladığı yazılı sınav) + %80’lik mülakat şeklinde olabilir. Ya da yazılı sınav olmayıp, sadece mülakatta (%20 oranında) bilgi ölçen soru sorulabilir. Öğrenciler, iş başvurularında olduğu gibi bir özgeçmiş ve okul transkriptlerini üniversitelere sunsunlar. 



Mesela, ben seçeceğim öğrencilere şunları sorabilirdim:


Öğrenci o yaşına kadar yazın bir yerde çalışmış/staj yapmış mı (Öğrenci İşletme gibi bir bölüme başvuruyorsa? 
Temel bilimler okumak isteyen bir öğrenci ise, hiç bir proje yarışmasına katılmış mı ya da henüz hayata geçiremediği bir projesi var mı? 
Hobileri neler? 
Hangi müzik aletlerini çalmayı biliyor? 
Kaç dil biliyor? 
Neden bu bölümü seçiyor? 
Onu seçmemiz için bizi nasıl ikna edebilir? 
Bu bölümde ilk 3 yılda neler yapmayı planlıyor? 
Okuduğunuz ilkokul köy ilkokulu muydu? Eğer öyle ise ulaşım ve okul olanakları nasıldı? (Eğer bir öğrenci zorluklara rağmen, okula gitme hevesini kırılmadıysa, bu onu daha da kamçıladıysa; bence bilim insanı olma potansiyeline sahiptir)


Bu mulakattlar o üniversitenin internet sitesinden ve -varsa- Facebook hesabından canlı olarak yayınlanmalı. Böylece torpil yapılması mümkün olmayacaktır. 



Bu fikir için Özyeğin Üniversitesi’nin “Hayatımın Oyunu” adlı burslu öğrenci seçme sınavından esinlendim.


2. Yukarıda yazdığım fikir geliştirilebilir. Sonuçta ülkemizde çok üniversite var. Mesela başvurular Mayıs’ta açılacaksa, ve eğer öğrenci kendine güvenip Ocak’ta başvuru yapıyor ve başarılı bulunuyorsa, öğrencinin gelecek yıl için anlaşması/kaydı yapılabilir. Böylece öğrenci yığılmaları azalabilir. Ya da her ay bir mülakat yapılabilir. Bu fikirler tartışılıp, daha da geliştirilebilir.





Saygılarımla,Ayşe








From: cemix56 at hotmail.com
To: turkmath at listweb.bilkent.edu.tr
Date: Wed, 27 Nov 2013 01:24:49 +0200
Subject: [Turkmath:9371] Dershaneler?




Değerli Büyüklerim,Son günlerin yoğun gündemi dershaneler meselesinde Matematiksel bakışlarınızı merak ediyorum. Gezi olaylarında değerli yorumlarınızla konuya bakışım zenginleşmişti. Bu konu eğitime, bilime daha yakın. Görüşlerinizi paylaşmak isteyen olursa sevinirim. Sizce kapanmalı/kapatılmalı mı? Eğitim sistemi buna ne ölçüde hazır?
Selamlar ve Saygılarımla.Cemil. 		 	   		  

_______________________________________________
Turkmath mailing list
Turkmath at listweb.bilkent.edu.tr
http://yunus.listweb.bilkent.edu.tr/cgi-bin/mailman/listinfo/turkmath 		 	   		  
-------------- sonraki bölüm --------------
Bir HTML eklentisi temizlendi...
URL: <http://yunus.listweb.bilkent.edu.tr/cgi-bin/mailman/private/turkmath/attachments/20131127/ea3815ee/attachment-0001.html>


Turkmath mesaj listesiyle ilgili daha fazla bilgi