[Turkmath:6862] gençlerin bilmesinde fayda olur düşüncesi ile

yilmaz akyildiz yilmaz.akyildiz at gmail.com
Sat Dec 14 12:32:12 UTC 2024


sahibinden iznini  almadan aşağıda bir paylaşım yapacağım.
yazar, türk üniversitelerinden ve matematiğinden tecrit edildiği için
son yıllarda, örneğin Boğaziçi Matematik Bölümünde, ve benzer şekilde GS
daki gençlerimizin matematikte yepyeni modern  konularda atılım içinde
olduğunu bilmiyor olabilir. Ali Nesin de turkmath i takip etmediğini
söylemişti.

Önce şu kısaltmaların açılımını vereyim:

FGE: feza gürsey enstitüsü
ER: external review (yazar bu konuya yıllardır kafasını fena şekilde takmış
vaziyette. onun yazısından sonra benim bu konuda bir diyeceğim olacak)
MSU: yazarın yaka paça atıldığı Michigan State University (Oktay Sinanoğlu
da hem Yale den hem de Yıldız Teknik ten benzer şekilde kapı dışarı
edilerek bu şan ve şöhrete kavuşmuştur: evet bu
kişiler amerigan üniversiteleri tarihinde tenürlü prof olarak atılmış
yegane örnektirler. bu rekor da biz türklere aittir!).
IMBM: İstanbul Matematiksel Bilimler Merkezi
GGTE: Gökova Geometri ve Topoloji Enstitüsü

*Üniversiteler değil, bölümler ER prosesinden geçirilir. FGE ve ODTU math
in ER komitesini bizzat ben seçtim (tabii-ki bazı ünlü matematikçilerin
desteğiyle), dikkat ederseniz çatlak dedikoduları önlemek için kendimi o
komitelere koymadım.  ER komitesine daha önce bu konuda çalışmış başarılı
track rekordu olan matematikçiler arasından seçilir. Ayni şekilde 80 li
yıllarda MSU nun ER komitesinin kurulmasında ve orada ölmüş olan topoloji
disiplinini tekrar diriltilmesinde yardimci oldum. ER prosesinden sonra
bölüm gerekli reformlardan geçirildi, dersler güncellendi (daha once Point
Set Topology en yüksek dersi iken, Algebraic topology, Characteristic
Classes, Spectral Sequences, Cobordism teorisi, müfredata girdi). Bu
atılımlar MSU’yu Group-1 üniversitesi seviyesine çıkardı. Bölüme bilhassa
topolojide yeni kuvvetli elemanlar alındı. Seferber olup kütüphaneler
update edildi, bilgisayarlar yeniledi. Bölümümüze Türkiye'den, Çin’den,
Rusya'dan kuvvetli grad ogrenciler getirdik. Şimdi bakın Turkiye
üniversitelerinin topoloji bölümlerinde, hatta yurtdışı üniversitelerinde,
şu veya bu şekilde MSU daki bu reformlardan etkilenmemiş öğretim üyesi
bulamazsınız). Sulanmamış bahçe gibi, yapılan üniversite reformlar daha
sonra uygulanmazsa kurur gider. Nitekim sonunda bu oldu, bu bilim yuvaları
sonunda nepotism hastalığına yakalandı. FGE, IMBM zayıfladı sonunda
kapatıldı, MSU’nun durumu içler acısı. Varsın beni def ettiklerini
sansınlar, biz yılmadan kendi imkanlarımızla GGT ile yolumuza devam
edeceğiz, hemde büyük teoremler çözerek, öğrenci yetiştiştirerek.:)*

*Benden bir Not*:
External Review meselesi uzun bir süredir bilim dünyasında eleştirilmekte
olup artık büyük bir ticarete dökülmüş olan dergi yayımcılığı içine para
girince her şeyde olduğu gibi para bütün normları, ahlakı ve etiği
bozmuştur. Bu kapitalizmin kaçınılmaz neticesidir. O kadar çok "çöp"
makaleler yazılıyor ki şimdi artık Yapay Zeka ile bunların hacmine artık
kamyonlar yetmeyecek TIR lara da sığmayacaklardir. Bu kadar hacmin içinde
neyin doğru neyin yanlış neyin mühim olduğunu arada bul. 70 lerde Michael
Spivak ın başına gelenlerle başlayan "publish or perish" curcunasi bugün
hala geçerli. Her konuda çok pratik çözümler üreten biz türkler bu konuda
da elhamdulillah çok başarılıyız. Yapay Zeka da tam bize göre. Bakın
göreceksiniz yakında nasıl patlayacak bu sektör ve nasıl paraya dönüşecek.
Bence insanlar bu yanlış yoldan çıkartılmalı. Orijinal olmayan, mühim
olmayan hiç bir şey elektronik ortama bile sokulmamalı. Aslında bunu yapan
bir kurum var: arXiv.org e-Print archive <https://arxiv.org/>
oraya herkes her istediğini koyamaz. Bu ilk perdeleme diyelim.
İsteyen oradaki makalelere kendi fikir ve kritiklerini yazarlar.
Örneğin yukarıdaki yazarın benim bildiğim kadarı ile bir makalesi hala
orada beklemededir, yani "reputable" bir journal de basılmasını bekliyor.
Ne zaman basılır? işte bu ikinci perde:
o konuda en yetkili kişi "üstat" o makaleyi okur ve "bu sadece burada
kalmamalı,
şu journal de yayınlanmalı" der ve perde kapanır.
Problem böylece en yetkili kişi  "üstat" a indirgenmiş olur.
Fakaaat, ya o kişi makalenin yazarına gıcıksa...
ama arkadaş matematiksel gerçeğin karşısında kim ne kadar uzun süre karşı
durabilir ki?
ayrıca o "üstat" in de bir reputation var. Ve o da bir hata yapmak
istemeyecektir.
Bu şekilde referee lik tek bir "bilirkişi ustat" a ve onun mesuliyetine
indirgenmiş olacaktır ve de o bilir kişinin kim olduğu da bilinecektir.
Benim bildiğim kadarı ile National Academy of Sciences USA bu şekilde
çalışıyor. Makalelerin giriş satırında: "*Communicated by şu üstat*" yazılı
olarak basıma gidiyor.
Ben nereden biliyorum bunları?
Tek bir referee si var şu *makale
<https://drive.google.com/file/d/1qxCiO1nxWwKQWCiqx5FjbDEpOh03UOww/view?usp=sharing>*nin:

*Communicated by Bertram Kostant.*
hayatımda rastladığım en hızlı basılmış makale dir.
Hikayesini şurada yazdım, merak eden okur
(benim yazılarım renkli türkçe sinemaskop tur, sadece ses yoktur...)
*bir matematik ve fizik pot-pori si
<https://docs.google.com/document/d/1Fx_Wu04qmVpXi7pxLOOecDWKmOeoibFT6-sMd5JBDSY/edit?usp=sharing>*
-------------- next part --------------
An HTML attachment was scrubbed...
URL: <http://yunus.listweb.bilkent.edu.tr/pipermail/turkmath/attachments/20241214/ecf56f1f/attachment.html>


More information about the Turkmath mailing list