[Turkmath:9375] Re: Dershaneler?

cihan p. cihanp at gmail.com
27 Kas 2013 Çar 13:36:55 EET


İyi günler, kişisel olarak dershanelerin kendiliğinden yok olacağı bir
ortamın oluşabileceğini düşünmüyorum bir 10-15 yılda.

Timur hocamın dediklerine bir kaç noktada eleştirim olacak.
1- fikrimce, İnsanın mutsuzluğu ve mutluluğu öyle formüle edilebilecek bir
şey değildir, bir şeyin bir insanın mutsuzluğundaki etkisini bilmek zordur.
2- bence yeni nesil yetiştirme-oluşturma zihniyeti cumhuriyetin
başlangıcında da çok güçlüydü, iktidarda kimin olduğuna göre değişmiyor pek.



27 Kasım 2013 11:43 tarihinde Timur Karacay <tkaracay at baskent.edu.tr> yazdı:

>  *Meslek Okulları ve Dershaneler*
>
> Meslek Okulları ülkemizde hep sorunlu olmuştur. *Ara eleman* yetiştirme
> gibi iyi bir nedenle üniversitelerimizde açılan Meslek Okullarının büyük
> bir kısmı zamanla fakülteye dönüşmüştür. Bunun farklı nedenleri var. Onları
> ayrıca tartışmak gerekir.
>
> Üniversiteye gelmeden 12 ya da 15 yaşında Mesleğe Yönlendirme'nin ciddi
> sakıncaları olduğunu eğitimciler söyler. Bence sayılan sakıncalar arasında
> dört tanesi çok önemlidir:
>
> 1.       Küçük yaşta çocuğun *yetenekleri* ortaya çıkmamıştır. Sınırlı
> olanaklar ya da aile istemiyle çocuk meslek seçer. Ama çoğu yaşamı boyunca
> seçtiği mesleği sevmez. Mutsuz bir yaşamı olur.
>
>
>
> 2.       Türkiye gibi *dinin siyasete alet edildiği* ülkelerde, meslek
> okullarının çoğu inanç sömürüsüne yönelik oluyor. Küçük yaşta meslek
> seçimi, ekonomik ve kültür düzeyi yetersiz olan aile çocuklarının din
> ağırlıklı eğitim veren meslek okullarına kaydırılmasının yoludur. Din
> eğitimi ile çağdaşlaşmış bir ülke olduğunu sanmıyorum. Ülkemizde Genel Lise
> eğitimi görenlerle İmam Hatip Lisesi çıkışlılar, bu gün bile *aynı masaya
> oturup* konuşamıyorlar. Bir ülkenin genç kuşaklarını bölmenin daha iyi
> bir yolu olamazdı!.. İmam Hatip Okullarını açıp, Köy Enstitülerini kapatan
> zihniyet, bu ülkeyi *kaç kuşak geriye* götürmüştür? Şimdi yeniden ve
> güçlü olarak ortaya çıkan aynı zihniyet ülkeyi nereye sürüklüyor?
>
>
>
> 3.       Dinin siyasete alet edilmesini önlemenin iyi bir yolu, çocukları
> ve gençleri önce bilimsel bilgilerle donatmaktır. İyi bir *fen ve sanat
> eğitimi* almış genci hurafelere inandırmak zordur. O nedenle, bütün
> çocukaları lise sonuna kadar  *Çok Amaçlı Liselerde* okutmalıyız. O
> okullarda gerçek Din kültürü *dersleri* olabilir;  ama ne zorunlu ne de
> seçmeli din dersleri olmalıdır.
>
>
>
> 4.       Çağımızın ileri teknolojisi, meslek sahiplerinin yeni
> teknolojiye hızlı uyum yapmasını zorunlu kılıyor. 12 yaşında mesleğe
> yönelen, genel kültürü ve fen bilgisi yetersiz olan meslek adamının *yeni
> teknolojiye ayak uydurması* zordur. O nedenle, sanırım, Japonya gibi bazı
> ülkelerde yeterli fen bilgisine ve genel kültüre sahip olunamadığı erken
> yaşlarda mesleğe yönlendirme olmuyor.
>
>
>
> Dershaneler konusunun ülkenin ulusal eğitim sistemine bütünleşik olduğunu
> ya da olması gerektiğini düşünmüyorum. *Fırsat eşitliği* derken, *imkan
> eşitliğini* yokeden bir sistemin yarattığı üründür. Koşullar değişirse,
> kendiliğinden yok olur.
>
> Saygılarımla,
>
> Timur karaçay
>
> ------------------------------
>
> 27.11.2013 09:00 tarihinde, Ayse Borat yazdı:
>
>  Merhabalar,
>
>
>  Eğer koşullar yerinde olursa, dershaneler kendi kendine kapanma
> noktasına gelirler. Bence sorunun kaynağına inip, ne tür bir
> değişiklikler ile dershaneleri kapatılma noktasına getirilmesinin
> akademisyenlerden oluşan bir heyet ile tartışılmaya açılmasını ve Hükümet'e
> sunulmasını teklif ediyorum. Akademisyen vurgusu yaptım çünkü dershaneler
> üniversiteye hazırlıyor. Dershanelerde öğretilenleri gençlerin unutması
> için ve kendilerinde mevcut olan "yorum yapma yeteneklerini" tekrar ortaya
> çıkarmak için hepimiz çaba sarfediyoruz.
>
>
> Benim birkaç teklifim var, "kapatılmaya hazırlık" süreci hakkında:
>
>
>
>    1. Meslek okullarının ortaokul bölümleri tekrar açılsın. Benim
>    düşünceme göre dershanelerin bir anda bu kadar çoğalmasının asıl sebebi,
>    meslek ortaokullarının kapatılmasıydı. Meslek okulları kapatıldığı için,
>    "moda" ile ilgilenen bir öğrenci zorla sevmediği uzay bilimleri bölümünde
>    okumaya mecbur bırakıldı (Aslında kimse kimseyi istemediği bir bölümü
>    okumaya zorlamadı. Ama herkesin lise mezunu olması, meslek sahibi olmak
>    isteyen bir öğrenciyi "üniversiteye gidersem bir farklılık oluştururum ve
>    rakiplerimi elerim" şeklinde düşünmeye itti). Meslek okullarının reklamları
>    yapılıp, teşvik edilmeleri çok güzel olacaktır.
>    2. Dershanelerin yapacağı her türlü yazılı, sözlü ve görsel reklamlar
>    yasaklanmalı.  Dershaneler hiç bir filme, diziye sponsor olamamalılar.
>    3. Müzik derslerinde flüt çalmayı öğretmek yerine piyano, gitar, keman
>    (eğer öğrenci isterse flüt), ... vs. öğretilsin; resim derslerinde toz
>    pastel ve yağlı boya gibi daha ileri teknikler öğretilsin (eminim bu, o
>    derslerin öğretmenlerinin de hoşlarına gidecektir). Spor derslerinde,
>    askeri "dur-hazır ol" komutları yerine, öğrencilerin ilgilendikleri sporda
>    ilerlemelerine olanak sağlayacak bir ortam oluşturulsun. Mümkünse at
>    biniciliği dersi bile konulsun. Mümkünse ebru, cam boyama gibi dersler de
>    konulsun.
>    4. Görgü kuralları ve ev ekonomisi gibi konular kız-erkek tüm
>    öğrencilere gösterilsin. Tabi isimleri daha ilgi çekici şeyler olsun.
>    Mesela "kampüs yaşamına hazırlık" gibi. Bu tür derslerde sınav yapılmasın.
>    Hatta bunlar ders değil, seminer şeklinde verilsin.
>    5. Kitap okuma dersi(?) ve -yoksa- kompozisyon dersi olsun. En çok
>    sevdikleri kitapları okumak öğrencilerin ufkunu, hayal gücünü
>    geliştirecektir. Çoğu gencin dershanelerden vakit bulup da, kitap
>    okuduklarını hiç sanmıyorum. Buna ragmen "hızlı okuma teknikleri" kursuna
>    gidebilecekleri aklıma geliyor.
>
>
>  2. ve 3. maddede yazdıklarım dershaneler konusuyla ilişkisiz gelebilir.
> Ama asıl onlar birebir dershane ile alakalıdır. Çünkü dershaneler öğrenciyi
> hayattan koparır, beynini tek tip düşünmeye ve yorum yapamamaya teşvik
> eder. Yazdıklarım ise beynin farklı yönlerini harekete geçiren
> aktivitelerdir.
>
>
>  Buna ek olarak, Avrupa ve ABD'de üniversitelere nasıl öğrenci seçildiği
> incelenebilir. Özellikle, "üniversite sayısı/ülkedeki öğrenci sayısı"
> oranının çok düşük olduğu, başarılı ülkelerin araştırılmasına
> yoğunlaşılabilinir.
>
>
>  Benim öğrenci seçmeye dair de iki fikrim var:
>
>
>
>    1. Üniversiteler kendi öğrencilerini kendileri seçsinler. Bu %20'lik
>    bir sınav (o üniversitenin hazırladığı yazılı sınav) + %80'lik mülakat
>    şeklinde olabilir. Ya da yazılı sınav olmayıp, sadece mülakatta (%20
>    oranında) bilgi ölçen soru sorulabilir. Öğrenciler, iş başvurularında
>    olduğu gibi bir özgeçmiş ve okul transkriptlerini üniversitelere sunsunlar.
>
>
>  Mesela, ben seçeceğim öğrencilere şunları sorabilirdim:
>
>
> Öğrenci o yaşına kadar yazın bir yerde çalışmış/staj yapmış mı (Öğrenci
> İşletme gibi bir bölüme başvuruyorsa?
>
> Temel bilimler okumak isteyen bir öğrenci ise, hiç bir proje yarışmasına
> katılmış mı ya da henüz hayata geçiremediği bir projesi var mı?
>
> Hobileri neler?
>
> Hangi müzik aletlerini çalmayı biliyor?
>
> Kaç dil biliyor?
>
> Neden bu bölümü seçiyor?
>
> Onu seçmemiz için bizi nasıl ikna edebilir?
>
> Bu bölümde ilk 3 yılda neler yapmayı planlıyor?
> Okuduğunuz ilkokul köy ilkokulu muydu? Eğer öyle ise ulaşım ve okul
> olanakları nasıldı? (Eğer bir öğrenci zorluklara rağmen, okula gitme
> hevesini kırılmadıysa, bu onu daha da kamçıladıysa; bence bilim insanı olma
> potansiyeline sahiptir)
>
>
> Bu mulakattlar o üniversitenin internet sitesinden ve -varsa- Facebook
> hesabından canlı olarak yayınlanmalı. Böylece torpil yapılması mümkün
> olmayacaktır.
>
> Bu fikir için Özyeğin Üniversitesi'nin "Hayatımın Oyunu" adlı burslu
> öğrenci seçme sınavından esinlendim.
>
>
> 2. Yukarıda yazdığım fikir geliştirilebilir. Sonuçta ülkemizde çok
> üniversite var. Mesela başvurular Mayıs'ta açılacaksa, ve eğer öğrenci
> kendine güvenip Ocak'ta başvuru yapıyor ve başarılı bulunuyorsa, öğrencinin
> gelecek yıl için anlaşması/kaydı yapılabilir. Böylece öğrenci yığılmaları
> azalabilir. Ya da her ay bir mülakat yapılabilir. Bu fikirler tartışılıp,
> daha da geliştirilebilir.
>
>
> Saygılarımla,
>
> Ayşe
>
>
>
>
>  ------------------------------
> From: cemix56 at hotmail.com
> To: turkmath at listweb.bilkent.edu.tr
> Date: Wed, 27 Nov 2013 01:24:49 +0200
> Subject: [Turkmath:9371] Dershaneler?
>
> Değerli Büyüklerim,
> Son günlerin yoğun gündemi dershaneler meselesinde Matematiksel
> bakışlarınızı merak ediyorum. Gezi olaylarında değerli yorumlarınızla
> konuya bakışım zenginleşmişti. Bu konu eğitime, bilime daha yakın.
> Görüşlerinizi paylaşmak isteyen olursa sevinirim. Sizce
> kapanmalı/kapatılmalı mı? Eğitim sistemi buna ne ölçüde hazır?
>
>  Selamlar ve Saygılarımla.
> Cemil.
>
> _______________________________________________ Turkmath mailing list
> Turkmath at listweb.bilkent.edu.tr
> http://yunus.listweb.bilkent.edu.tr/cgi-bin/mailman/listinfo/turkmath
>
> --
> This message has been scanned for viruses and
> dangerous content by *MailScanner* <http://www.mailscanner.info/>, and is
> believed to be clean.
>
> _______________________________________________
> Turkmath mailing listTurkmath at listweb.bilkent.edu.trhttp://yunus.listweb.bilkent.edu.tr/cgi-bin/mailman/listinfo/turkmath
>
>
>
> --
> This message has been scanned for viruses and
> dangerous content by *MailScanner* <http://www.mailscanner.info/>, and is
> believed to be clean.
>
> _______________________________________________
> Turkmath mailing list
> Turkmath at listweb.bilkent.edu.tr
> http://yunus.listweb.bilkent.edu.tr/cgi-bin/mailman/listinfo/turkmath
>
>
-------------- sonraki bölüm --------------
Bir HTML eklentisi temizlendi...
URL: <http://yunus.listweb.bilkent.edu.tr/cgi-bin/mailman/private/turkmath/attachments/20131127/b8a5b0cb/attachment-0001.html>


Turkmath mesaj listesiyle ilgili daha fazla bilgi