[Turkmath:9376] Re: Dershaneler?
Ulug Capar
ucapar at sabanciuniv.edu
27 Kas 2013 Çar 14:51:38 EET
İyi günler,
Sanırım dershanelerin ilerde temel bilimci olacakların
formasyonlarının oluşumuna yaptığı menfi etkiden fazla
bahsedilmiyor. Orta eğitim fen öğretiminde 140 küsur
ülke içinde epey gerilerde kalmamızda dershane kültürünün
de önemli katkısı olabilir bence..
Özellikle matematikte dershane eğitimi ispat kavramına yol
açan NEDEN sorusunu kaldırıp onun yerine NASIL
sorusunu ikame etmiştir. Diğer bir deyişle önünüzde
cevapları çoktan seçmeli bir soru var. Doğru yanıtı şöyle
yahut böyle nasıl bulursunuz ? Hatta bazı dershaneler giriş sınavı
sonunda çok sayıda cevaplanmamış sorunuz kalmışsa ve çok az
vakit varsa, kalan sorularda rasgele seçme işini nasıl
üniforma yakın , yansız yapabilirsiniz, bunu bile öğretiyorlar. Yani
tamamen tek bir sınavda başarılı olmaya yönelik,
aşırı faydacı (pragmatik) , ticari endişeli bir eğitim
sistemi. Bu İSPAT kavramını da tamamen yok ediyor.
Üniversite hocalığım sırasında ofis saatinde
gelen ilk yıl öğrencilerinin çok büyük bir bölümü "bunu
nasıl yaparsınız ?" diye sorarlar, "şöyle şöyle" diye cevaplanınca
bilgisayar öğretisinin de etkisi ile tatmin olup giderler,
cok azı "NİÇİN böyle oluyor" diye sorar. Ben bunda da önemli
ölçüde dershane öğretisi etkisini göriyorum.
Halbuki hatırlarım 50 li yıllardaki lise öğrenimim sırasında
niçin koniyi şöyle keserseniz parabol, böyle keserseniz hiperbol vs olur ?
niçin bu 9 noktadan bir çember geçer ? gibi geometrik ispatlar
yapardık. Bu ispatlarda bir de matematiğin estetiği, zevki vardır. Öğrenciyi
matematikçi, temel bilimci olmaya özendirir.
O zamanlar İTÜ hariç diğer Üniversitelerin bölümlerine sınavsız, hukuk,
iktisat vb. lise karnesi ile elinizi, kolunuz sallayarak
girerdiniz. Hatta ağabeyim İTÜ Mimarlığa da Perteniyal Lisesi karnesi
ile girmişti.
Buradan genç arkadaşın ikinci sorusuna geliyoruz. Şu anda dershaneler
kaldırılmalı mı ? Bence hayır. İşin siyasi yanını, arkalarında oluşmuş
-kim yararlanırsa yararlansın- büyük rant kaygısını bir yana bırakırsak
dershanlerin şu anda gene de bir işlevi var. Bu işlevi sıfırlayıp
dershanelerin kendiliğinden "atrition" ile yok olup gitmesini sağlamak
için orta eğitimde büyük reformlar gerekli. Bunun için de eğitimi
sadece dinsel baza oturtmak endişesini bir yana bırakıp orta eğitim
hocalığını çok cazip hale getirmek, önemli yatırımlar yapmak lazım.
"Eğer devlet okulları kaliteli eğitim veriyorsa niçin dershanelere
gerek olsun, niçin devlet okullarında verilen eğitim Üniversiteye
devam etmeğe yeterli olmasın ?" savı, sorusu haklıdır. Ancak dediğim
gibi yurt genelindeki orta eğitimin mevcut hali ile değil.
Üniversitelere karne ile girme usulü kısa zamanda kötü kullanıma
(abuse) yol açtı. Türkiye'nin her yanındaki liselerden tamamı 10
olan şişirme karneler gelmeğe başladı. Eğitim alan nüfusun da artması ile
Üniversite giriş sınavları kaçınılmaz oldu.
Halbuki örneğin Almanya'da, İmgiltere'de ülkenin her yanında
aşağı yukarı aynı düzeyde , yansız eğitim veren Orta eğitim
okullarında bir öğrenci uzun yıllar izleniyor, sonuçta " sen
Üniversite eğitimi yapamazsın veya yapabilirsin, senin
sanata yeteneğin var, konservatuar veya ona benzer bir
okula girmelisin, sen ancak meslek okuluna gidebilirsin" şeklinde
karar veriliyor. Tabii gene de
yönlendirilen okul veya okulların kapasiteleri müsait değilse
belli bir seçme sistemi uygulanabilir , ama bu hiç bir
zaman tek bir sınav olmamalıdır.
Genç meslekdaşımız Cemil Ulay'ın sorularının bana
ilk ağızda düşündürdüğü şeyler bunlar oldu.
Saygılarımla,
Uluğ ÇAPAR
On 27.11.2013 13:36, cihan p. wrote:
> İyi günler, kişisel olarak dershanelerin kendiliğinden yok olacağı bir
> ortamın oluşabileceğini düşünmüyorum bir 10-15 yılda.
>
> Timur hocamın dediklerine bir kaç noktada eleştirim olacak.
> 1- fikrimce, İnsanın mutsuzluğu ve mutluluğu öyle formüle edilebilecek
> bir şey değildir, bir şeyin bir insanın mutsuzluğundaki etkisini
> bilmek zordur.
> 2- bence yeni nesil yetiştirme-oluşturma zihniyeti cumhuriyetin
> başlangıcında da çok güçlüydü, iktidarda kimin olduğuna göre
> değişmiyor pek.
>
>
>
> 27 Kasım 2013 11:43 tarihinde Timur Karacay <tkaracay at baskent.edu.tr
> <mailto:tkaracay at baskent.edu.tr>> yazdı:
>
> *Meslek Okulları ve Dershaneler*
>
> Meslek Okulları ülkemizde hep sorunlu olmuştur. /Ara
> eleman/yetiştirme gibi iyi bir nedenle üniversitelerimizde açılan
> Meslek Okullarının büyük bir kısmı zamanla fakülteye dönüşmüştür.
> Bunun farklı nedenleri var. Onları ayrıca tartışmak gerekir.
>
> Üniversiteye gelmeden 12 ya da 15 yaşında Mesleğe Yönlendirme'nin
> ciddi sakıncaları olduğunu eğitimciler söyler. Bence sayılan
> sakıncalar arasında dört tanesi çok önemlidir:
>
> 1.Küçük yaşta çocuğun /yetenekleri/ ortaya çıkmamıştır. Sınırlı
> olanaklar ya da aile istemiyle çocuk meslek seçer. Ama çoğu yaşamı
> boyunca seçtiği mesleği sevmez. Mutsuz bir yaşamı olur.
>
> 2.Türkiye gibi /dinin siyasete alet edildiği/ülkelerde, meslek
> okullarının çoğu inanç sömürüsüne yönelik oluyor. Küçük yaşta
> meslek seçimi, ekonomik ve kültür düzeyi yetersiz olan aile
> çocuklarının din ağırlıklı eğitim veren meslek okullarına
> kaydırılmasının yoludur. Din eğitimi ile çağdaşlaşmış bir ülke
> olduğunu sanmıyorum. Ülkemizde Genel Lise eğitimi görenlerle İmam
> Hatip Lisesi çıkışlılar, bu gün bile /aynı masaya
> oturup/konuşamıyorlar. Bir ülkenin genç kuşaklarını bölmenin daha
> iyi bir yolu olamazdı!.. İmam Hatip Okullarını açıp, Köy
> Enstitülerini kapatan zihniyet, bu ülkeyi /kaç kuşak geriye/
> götürmüştür? Şimdi yeniden ve güçlü olarak ortaya çıkan aynı
> zihniyet ülkeyi nereye sürüklüyor?
>
> 3.Dinin siyasete alet edilmesini önlemenin iyi bir yolu, çocukları
> ve gençleri önce bilimsel bilgilerle donatmaktır. İyi bir /fen ve
> sanat eğitimi/almış genci hurafelere inandırmak zordur. O nedenle,
> bütün çocukaları lise sonuna kadar/Çok Amaçlı
> Liselerde/okutmalıyız. O okullarda gerçek Din kültürü///dersleri/
> olabilir; ama ne zorunlu ne de seçmeli din dersleri olmalıdır.
>
> 4.Çağımızın ileri teknolojisi, meslek sahiplerinin yeni
> teknolojiye hızlı uyum yapmasını zorunlu kılıyor. 12 yaşında
> mesleğe yönelen, genel kültürü ve fen bilgisi yetersiz olan meslek
> adamının /yeni teknolojiye ayak uydurması/ zordur. O nedenle,
> sanırım, Japonya gibi bazı ülkelerde yeterli fen bilgisine ve
> genel kültüre sahip olunamadığı erken yaşlarda mesleğe yönlendirme
> olmuyor.
>
> Dershaneler konusunun ülkenin ulusal eğitim sistemine bütünleşik
> olduğunu ya da olması gerektiğini düşünmüyorum. /Fırsat
> eşitliği/derken, /imkan eşitliğini/yokeden bir sistemin yarattığı
> üründür. Koşullar değişirse, kendiliğinden yok olur.
>
> Saygılarımla,
>
> Timur karaçay
>
>
> ------------------------------------------------------------------------
>
> 27.11.2013 09:00 tarihinde, Ayse Borat yazdı:
>>
>> Merhabalar,
>>
>>
>> Eğer koşullar yerinde olursa, dershaneler kendi kendine kapanma
>> noktasına gelirler. Bence sorunun kaynağına inip, ne tür bir
>> değişiklikler ile dershaneleri kapatılma noktasına getirilmesinin
>> akademisyenlerden oluşan bir heyet ile tartışılmaya açılmasını ve
>> Hükümet'e sunulmasını teklif ediyorum. Akademisyen vurgusu yaptım
>> çünkü dershaneler üniversiteye hazırlıyor. Dershanelerde
>> öğretilenleri gençlerin unutması için ve kendilerinde mevcut olan
>> "yorum yapma yeteneklerini" tekrar ortaya çıkarmak için hepimiz
>> çaba sarfediyoruz.
>>
>>
>> Benim birkaç teklifim var, "kapatılmaya hazırlık" süreci hakkında:
>>
>>
>> 1. Meslek okullarının ortaokul bölümleri tekrar açılsın. Benim
>> düşünceme göre dershanelerin bir anda bu kadar çoğalmasının
>> asıl sebebi, meslek ortaokullarının kapatılmasıydı. Meslek
>> okulları kapatıldığı için, "moda" ile ilgilenen bir öğrenci
>> zorla sevmediği uzay bilimleri bölümünde okumaya mecbur
>> bırakıldı (Aslında kimse kimseyi istemediği bir bölümü
>> okumaya zorlamadı. Ama herkesin lise mezunu olması, meslek
>> sahibi olmak isteyen bir öğrenciyi "üniversiteye gidersem
>> bir farklılık oluştururum ve rakiplerimi elerim" şeklinde
>> düşünmeye itti). Meslek okullarının reklamları yapılıp,
>> teşvik edilmeleri çok güzel olacaktır.
>> 2. Dershanelerin yapacağı her türlü yazılı, sözlü ve görsel
>> reklamlar yasaklanmalı. Dershaneler hiç bir filme, diziye
>> sponsor olamamalılar.
>> 3. Müzik derslerinde flüt çalmayı öğretmek yerine piyano,
>> gitar, keman (eğer öğrenci isterse flüt), ... vs.
>> öğretilsin; resim derslerinde toz pastel ve yağlı boya gibi
>> daha ileri teknikler öğretilsin (eminim bu, o derslerin
>> öğretmenlerinin de hoşlarına gidecektir). Spor derslerinde,
>> askeri "dur-hazır ol" komutları yerine, öğrencilerin
>> ilgilendikleri sporda ilerlemelerine olanak sağlayacak bir
>> ortam oluşturulsun. Mümkünse at biniciliği dersi bile
>> konulsun. Mümkünse ebru, cam boyama gibi dersler de konulsun.
>> 4. Görgü kuralları ve ev ekonomisi gibi konular kız-erkek tüm
>> öğrencilere gösterilsin. Tabi isimleri daha ilgi çekici
>> şeyler olsun. Mesela "kampüs yaşamına hazırlık" gibi. Bu
>> tür derslerde sınav yapılmasın. Hatta bunlar ders değil,
>> seminer şeklinde verilsin.
>> 5. Kitap okuma dersi(?) ve -yoksa- kompozisyon dersi olsun. En
>> çok sevdikleri kitapları okumak öğrencilerin ufkunu, hayal
>> gücünü geliştirecektir. Çoğu gencin dershanelerden vakit
>> bulup da, kitap okuduklarını hiç sanmıyorum. Buna ragmen
>> "hızlı okuma teknikleri" kursuna gidebilecekleri aklıma
>> geliyor.
>>
>>
>> 2. ve 3. maddede yazdıklarım dershaneler konusuyla ilişkisiz
>> gelebilir. Ama asıl onlar birebir dershane ile alakalıdır. Çünkü
>> dershaneler öğrenciyi hayattan koparır, beynini tek tip düşünmeye
>> ve yorum yapamamaya teşvik eder. Yazdıklarım ise beynin farklı
>> yönlerini harekete geçiren aktivitelerdir.
>>
>>
>> Buna ek olarak, Avrupa ve ABD'de üniversitelere nasıl öğrenci
>> seçildiği incelenebilir. Özellikle, "üniversite sayısı/ülkedeki
>> öğrenci sayısı" oranının çok düşük olduğu, başarılı ülkelerin
>> araştırılmasına yoğunlaşılabilinir.
>>
>>
>> Benim öğrenci seçmeye dair de iki fikrim var:
>>
>>
>> 1. Üniversiteler kendi öğrencilerini kendileri seçsinler. Bu
>> %20'lik bir sınav (o üniversitenin hazırladığı yazılı
>> sınav) + %80'lik mülakat şeklinde olabilir. Ya da yazılı
>> sınav olmayıp, sadece mülakatta (%20 oranında) bilgi ölçen
>> soru sorulabilir. Öğrenciler, iş başvurularında olduğu gibi
>> bir özgeçmiş ve okul transkriptlerini üniversitelere
>> sunsunlar.
>>
>>
>> Mesela, ben seçeceğim öğrencilere şunları sorabilirdim:
>>
>>
>> Öğrenci o yaşına kadar yazın bir yerde çalışmış/staj yapmış mı
>> (Öğrenci İşletme gibi bir bölüme başvuruyorsa?
>>
>> Temel bilimler okumak isteyen bir öğrenci ise, hiç bir proje
>> yarışmasına katılmış mı ya da henüz hayata geçiremediği bir
>> projesi var mı?
>>
>> Hobileri neler?
>>
>> Hangi müzik aletlerini çalmayı biliyor?
>>
>> Kaç dil biliyor?
>>
>> Neden bu bölümü seçiyor?
>>
>> Onu seçmemiz için bizi nasıl ikna edebilir?
>>
>> Bu bölümde ilk 3 yılda neler yapmayı planlıyor?
>> Okuduğunuz ilkokul köy ilkokulu muydu? Eğer öyle ise ulaşım ve
>> okul olanakları nasıldı? (Eğer bir öğrenci zorluklara rağmen,
>> okula gitme hevesini kırılmadıysa, bu onu daha da kamçıladıysa;
>> bence bilim insanı olma potansiyeline sahiptir)
>>
>>
>> Bu mulakattlar o üniversitenin internet sitesinden ve -varsa-
>> Facebook hesabından canlı olarak yayınlanmalı. Böylece torpil
>> yapılması mümkün olmayacaktır.
>>
>> Bu fikir için Özyeğin Üniversitesi'nin "Hayatımın Oyunu" adlı
>> burslu öğrenci seçme sınavından esinlendim.
>>
>>
>> 2. Yukarıda yazdığım fikir geliştirilebilir. Sonuçta ülkemizde
>> çok üniversite var. Mesela başvurular Mayıs'ta açılacaksa, ve
>> eğer öğrenci kendine güvenip Ocak'ta başvuru yapıyor ve başarılı
>> bulunuyorsa, öğrencinin gelecek yıl için anlaşması/kaydı
>> yapılabilir. Böylece öğrenci yığılmaları azalabilir. Ya da her ay
>> bir mülakat yapılabilir. Bu fikirler tartışılıp, daha da
>> geliştirilebilir.
>>
>>
>> Saygılarımla,
>>
>> Ayşe
>>
>>
>>
>>
>> ------------------------------------------------------------------------
>> From: cemix56 at hotmail.com <mailto:cemix56 at hotmail.com>
>> To: turkmath at listweb.bilkent.edu.tr
>> <mailto:turkmath at listweb.bilkent.edu.tr>
>> Date: Wed, 27 Nov 2013 01:24:49 +0200
>> Subject: [Turkmath:9371] Dershaneler?
>>
>> Değerli Büyüklerim,
>> Son günlerin yoğun gündemi dershaneler meselesinde Matematiksel
>> bakışlarınızı merak ediyorum. Gezi olaylarında değerli
>> yorumlarınızla konuya bakışım zenginleşmişti. Bu konu eğitime,
>> bilime daha yakın. Görüşlerinizi paylaşmak isteyen olursa
>> sevinirim. Sizce kapanmalı/kapatılmalı mı? Eğitim sistemi buna ne
>> ölçüde hazır?
>>
>> Selamlar ve Saygılarımla.
>> Cemil.
>>
>> _______________________________________________ Turkmath mailing
>> list Turkmath at listweb.bilkent.edu.tr
>> <mailto:Turkmath at listweb.bilkent.edu.tr>
>> http://yunus.listweb.bilkent.edu.tr/cgi-bin/mailman/listinfo/turkmath
>>
>> --
>> This message has been scanned for viruses and
>> dangerous content by *MailScanner*
>> <http://www.mailscanner.info/>, and is
>> believed to be clean.
>>
>>
>> _______________________________________________
>> Turkmath mailing list
>> Turkmath at listweb.bilkent.edu.tr <mailto:Turkmath at listweb.bilkent.edu.tr>
>> http://yunus.listweb.bilkent.edu.tr/cgi-bin/mailman/listinfo/turkmath
>
>
> --
> This message has been scanned for viruses and
> dangerous content by *MailScanner* <http://www.mailscanner.info/>,
> and is
> believed to be clean.
>
> _______________________________________________
> Turkmath mailing list
> Turkmath at listweb.bilkent.edu.tr
> <mailto:Turkmath at listweb.bilkent.edu.tr>
> http://yunus.listweb.bilkent.edu.tr/cgi-bin/mailman/listinfo/turkmath
>
>
>
> _______________________________________________
> Turkmath mailing list
> Turkmath at listweb.bilkent.edu.tr
> http://yunus.listweb.bilkent.edu.tr/cgi-bin/mailman/listinfo/turkmath
-------------- sonraki bölüm --------------
Bir HTML eklentisi temizlendi...
URL: <http://yunus.listweb.bilkent.edu.tr/cgi-bin/mailman/private/turkmath/attachments/20131127/22582bc0/attachment-0001.html>
Turkmath mesaj listesiyle ilgili
daha fazla bilgi