[Turkmath:2744] Fwd: Re: Yrd. Doçentlik
Uluğ Çapar
ulcapar at gmail.com
Sun Jan 14 20:46:09 UTC 2018
Sayın Arslan ve Değerli Turkmath Listesi Üyeleri,
Yanlış anlaşılmaya mahal vermemek için yazımın hemen başında belirteyim.
Muhalif biriyim. Hiçbir seçimde bugünkü iktidara oy vermedim. Halk
oylamasında da
oyum HAYIR idi.
12 Eylül 1980 darbesi ürünü olan YÖK bütün siyasi partiler tarafından
yerden yere
vuruldu. Hepsi seçim ajendalarında iktidar olduklarında YÖK ü
kaldıracaklarını vaad ettiler.
O tarihten bu yana muhtelif iktidarlar geldi, geçti : demokratik sol ,
demokratik sol-merkez
sağ koalisyonu, merkez sağ-sağ koalisyonu ve dinci iktidarlar. Hiç biri
vaadini tutup YÖK' ü
kaldıramadı. Acaba neden ?? Eğilin de kulağınıza fısıldayayım: Çünkü
temelinde doğru bir
fikir vardı !
Ben olasılıkçıyım. YÖK öncesi dönemlerde 350 yıllık bir geçmişi olan
"şartlı olasılık" ,
"şartlı beklenen değer" gibi kavramları kendi yeni öğrendiği için bunu bir
araştırma makalesi
haline getirip adını vermeyeceğim bir doğu Üniversitesi Fen Fakültesi
dergisinde yayınlayan
ve bu yayınlarla terfi eden akademisyenler bilirim.
Emekli olmadan önce çok sayıda doçentlik jürisine katıldım. Diferansiyel
denklemci değilim.
Ama diferansiyel denklemler konusundan sözlü sınava girip te diferansiyel
denklemlerin en temel
kavram ve sonuçlarını ("fundamental solution" , Malgrange-Ehrenpreis
teoremi gibi) bilmeyen,
Dirac Delta fonksiyonu, genelleştirilmiş fonksiyonlar laflarını hayatında
duymamış adaylar gördüm.
Üstelik bunların daha üst kategori sayılabilecek bazı batı
Üniversitelerinin araştırma dergilerinde yayınları,
hatta diferansiyel denklemler ders kitapları vardı ! Tabii jürimiz böyle
adayları çaktırdı ama Ünivesitelere
eskiden olduğu gibi tam akademik özgürlük verilse ve adaylar kendi
kurumlarında terfi alsalardı,
bu adayların hepsi şimdi doçent ve profesördüler.
Sonuçta 193 Üniversitemiz var dile kolay, bir cahil akademisyenler ordusu
ile karşılaşmamız kaçınılmaz
olurdu. "Efendim hiç bir zaman o Üniversitelerin doçentleri, profesörleri
ile ODTÜ, Bilkent, Boğaziçi,
ya da İTÜ, Hacettepe vs ninkiler kıyaslanamaz" muhabbeti bir noktaya kadar
doğru ise de ortaya önemli
mağduriyetlerin çıkacağı muhakkaktır. Bu mağduriyetler ücret ve toplumdaki
saygınlık açısından olduğu
kadar, kendilerinden kat be kat daha bilgili ve değerli olup ta
kurumlarındaki daha üst düzey değerlendirme kriterleri
nedeni ile kolay terfi edemiyenler üzerindeki hegemonyalarından
kaynaklanabilirdi.
Toparlarsak birçoğu tabela Üniversitesi, ya da çok az sayıda yeterli
akademisyene sahip 193 yüksek öğrenim kurumuna
sahip bizim gibi bir ülkede eş standartlar ve üniformluğu sağlayacak
merkezi bir kurumun mevcudiyeti şart !
YÖK adı çok yıprandı, onu atalım ..Yerine ÜMK (Üniversiteler arası Merkezi
Kurul), YMDK (Yüksek Öğretim Merkezi Değerlendirme
Kurumu) gibi veya daha münasip adlar verilebilir. Tabii biraz da bu Kurulun
mevcut YÖK yasasındaki bazı
Orta Eğitim düzenlemeleri ve askeri disiplinden arındırılması gerekecek.
Sayın Sefa Bey'e %100 katıldığım husus böyle yeniden şekillendirilecek bir
kurumun siyasi iktidar kontrolunda olmaması.
Bununla ilgili yasal düzenlemeler mutlaka yapılmalı ve bu kuruma en azından
Merkez Bankası , AYM gibi iktidardan
bağımsız bir yapı kazandırılmalıdır. Ha keza Rektörler tamamen demokratik
usüllerle Üniversite tarafından seçilmeli,
Merkezi kurulun en çok oy alan 5 adayın üçünü belirleme , Cumhurbaşkanının
da bu 3 adaydan birini seçme ve atama yetkisi olmamalı.
Yardımcı doçent ünvanı tartışması ise sanırım geçtiğimiz Eylül ayında
açtığım ve hiç bir yorum ve tepki alamadığım 3 sohbet
konusu arasında idi.
Dünyanın hiç bir yerinde olmayan bu ünvanın kıta Avrupasının kontinental
sistemi ile Anglo-Sakson akademik sistemini
uzlaştırma çabasından ortaya çıktığını öne sürmüştüm. İTÜ ve devlet
Üniversitelerinin büyük çoğunluğu ilk sistemin
akademik ünvanlarını, ODTÜ, Boğaziçi, Bilkent gibi Üniversiteler de
Asisstant Prof., Associate Prof., Full Prof. gibi
ünvanları kullanıyordu. Eşdeğerlik endişesi ile Associate Prof. Doçentliğe
oturtuldu, asistan profesör olduğu gibi kaldı,
"yardımcı profesör" olarak tercüme edildi,
full profesör de profesördü zaten. Belki daha genç üyelerimiz hatırlamaz
ama ben "yardımcı profesör" ünvanı ve lafının
kullanıldığı dönemi hatırlıyorum. Sonradan bu tepki çekti, dendi ki
doçentin altında , hatta onun öğrencisi olan biri yardımcı olsun olmasın
nasıl profesör ünvanı taşır ?! Haydi onu biraz kırpalım, "yardımcı doçent"
yapalım ! Böylece bu garip unvan doğdu.
Ben doktoradan sonra yayın ve ders şartlarını sağlayan bir akademisyenin
doçent olmasında bir yanlışlık görmüyorum.
Fakat gene sayın Sefa Feza Arslan Beye katılıyorum. Bu unvan
çarpıklığının düzeltilmesi siyasi iktidarın direktifi ile olmamalıydı,
akademik bünye bunu kendi içinde halletmeliydi.
Saygılarımla,
Uluğ ÇAPAR
14 Ocak 2018 17:17 tarihinde SEFA FEZA Arslan <sefa.feza.arslan at listweb.
bilkent.edu.tr> yazdı:
> Sayın Demirer,
>
> Sizin söz ettiğiniz mağduriyetlerin ve olumsuzlukların esas kaynağı 12
> Eylül darbesinin mirası olan YÖK ve onun yarattığı sistem. Ben YÖK'ün
> lağvedilmesi ve üniversitelerin akademik ve idari olarak özerk olması
> gerektiğine inanıyorum. Şimdi yaşadığımız ise zaten sorunlu olan YÖK denen
> kurumun tamamen siyasi iktidarın kontrolüne girmiş olması. Bir siyasi
> partinin genel başkanı yardımcı doçentlik kaldırılacak diyor ve YÖK bunu
> emir kabul ediyor, akademisyenler de bunun karşısında tek kelime etmiyorsa,
> kusura bakmayan üniversite bitmiş demektir. Kastettiğim, tabi ki sayın
> Başkaya'nın anladığı biçimiyle "Bir konuda karar verilecekse onu sadece
> konunun uzmanlarına bırakmak" değil, aksine konunun uzmanlarına fikir bile
> sormayan otoriterliği dert etmek. Ayrıca, ben sizin bahsettiğiniz
> problemlerin siyasetin emrine girmiş bir üniversite tarafından asla
> çözülemeyeceğine inanıyorum. Söz ettiğiniz problemler kanımca sadece
> akademik özgürlüğü ve liyakatı esas alan özerk üniversitelerle çözülebilir.
>
> Saygılarımla,
>
> 13 Ocak 2018 22:17 tarihinde Tuncay Başkaya <tuncay.baskaya at atilim.edu.tr>
> yazdı:
>
> Bir konuda karar verilecekse onu sadece konunun uzmanlarına bırakmak
>> genelde karar verenleri korur. Maaş zamlarına bakın mecliste karar verenler
>> en çoğunu ve en çoğunu alıyor. Bu kuralları belirleyen statüdeki kişilerden
>> kendilerinden değil o ünvana kadar yükselecek olanlardan bir şey/bir çok
>> şey yapmasını bekliyor. Bir dönemde de üniversite öğretim elemanlarına zam
>> yapılacaktı sadece o gruba yapıldı...
>> Tuncay BAŞKAYA
>>
>> iPhone’umdan gönderildi
>>
>> R Murat Demirer <rmuratdemirer at listweb.bilkent.edu.tr> şunları yazdı (13
>> Oca 2018 18:28):
>>
>> 60 yaşında 77 atıfı ve 14 SCI düzeyinde yayını olan bir yardımcı doçent
>> akademinin çöküş nedenimidir. 1980 den beri akademik hayattayım. 1980 ilk
>> gün 20 saat ders yükü ile tek başına Kocaeli Üniversitesi Elektronik v e
>> Haberleşme Mühendisliği Bölümünü kurdum İki yıl USA da doçentlik yaptım.
>> Bencil kandini düşünen derenin bu tarafına geçince, yardımcı doçent denen
>> Dünyada olmayan bir ünvanı pafta gibi binlerce akademisyen üzerine
>> yapıştırıp onları köle gibi çalıştıran özlük hakları 6500 TL düzeyinnde
>> emeklilik maaşı alan ve korkunç sağlık ve özlük hakları ile yaşayan
>> profesörler sakın Ülkenin çivisini 50 yl önceden çıkarmış olmasın. Ben
>> Kocaeli Devlet Mimarlık Mühendislik akademis mezunuyum merak etmeyin
>> akademi düşmez.
>>
>> Bu ülkenin bazı Profesörleri kendi koydukları garabet Bitcoin gibi
>> değiştiirilen 100 puan şartına acaba kendileri uyuyorlar mı. Küçük
>> oyunlarla bugün Nobel ödülü alan Sancar hoca doççentliğe başvuramayacak
>> durumda. Ulakbim yayını olmadığı için. Bizim Ülkenin yasasına göre 5 sene
>> sandalyesinin üstünde oturan doçent bir gecede Profesör olunca çivi
>> çıkmıyor da bana göre bir gecede 40-55 yaş arası bu ülkede ders vermiş
>> akademisyenler yayınlarına bakmadan adama dedikleri gibi biyoinformatik
>> yayınları güzel ama biyoistatistik yayınları değil (dünyaca ünlü bir bilim
>> adamı bu alanlar complementary değil der) gibi alan redleri yapılan
>> garabet sübjektif ve bilimsel olmayan nedenlerle önleri tıkanmış insanları
>> bir gecede pijamaları üstündeyken sabah kalktığında doçent hatta profesör
>> yapılmalı. Yasaya da bu yazılmalı pijamaları üstünde olmalı. Merak etmeyin
>> kalite düşmez. Benim yaşıma gelince gerekmez bu ülkenin vereceği bu
>> ünvanlara muhtaç olacak biri değilim. Hamasi nutuk esas altta yazılan
>> yazıdır. Binlerce kişi 15 temmuz süreci öncesi çay içerek kurgulanmış
>> sözllerden geçti, yabancı dil sınavları soruları bile ayarlandığı ortaya
>> çıktı. Üniversitenin tabutu filan yok. 25 yıldır bu ülkenin %90
>> Profesörleri Dünyada %1 bilime katkıda bulundu. Bir sürü doçent yayınlara
>> adları yazılarak yükseldi ("direct reciprocity"=sen benim sırttımı kaşırsan
>> ben senin sırtını kaşırım). Hiç de akadem tabut olmadı.
>>
>> 37 yıllık akademik hayatında bir yardımcı doçent vakıf üniversitesinden
>> emekli olunca 1500 tl alacak.. 6500 Tl alan kart basmayan bir devlet
>> Profesörü emekliliklerinde umarım rahat yiyemez acıları içinde yer. Aman
>> sizin dediğiniz gibi Üniversiteye müdahele edilmesin ama bizler 1500 TL
>> maaşla çalışalım. Siz aslında Topolojik olarak homolojik değişmezleri
>> korumak istiyorsunuz. Peki Rusyada akademik yükseltmeler
>> tersinir(reversible) neden bizde böyle değil. Profesör belirli koşulları
>> yerine getiremezse doçentliğe döner. Orada sizce tabuta çivi mi çakıldı.
>>
>> USA da bir öğretim üyesinin kapısında ünvan görmedim, doktora yaptığım
>> Boğaziçiinde de böyledir. Mütevaziliğini kaybetmiş bir akademik sistem
>> bence çökmüş. Assistant Professor yani asında adı yardımcı profesör olan
>> ama burada aşağılamak için adı Yardımcı doçent olan biizler sistemi
>> çökertmedik merak etmeyin. Yasa umarım politikacılarımz tarafıından tümyle
>> bir cusp yapısı içinde değiştirilir. Çalıştığım University of Memphisin
>> Presidentı gibi artık rektörler bile dokrora yapmış olması bile yeterli
>> olmalı. Tüm bizi yöneten kadrolara dekanlar, rektörler, senato üyelerinin
>> çoğu Profesör olması şartı USA da yok. USA geri mi kaldı.
>> Sokaktaki simitçiye bile Profesör ve doçentlik verilmeli. EEG
>> karakteristiklerinden EEG connectivity si yüksek olan herkes Profesör
>> olmalı.Artık biliyoruz ki IQ bağlantı yoğunluğuna bağlı. Bu yeter.
>> Herkese diploma verilir ama USA da olduğu gibi doçentim diyen soluğu ODTÜ
>> ye başvurma hakkını alamaz. Her üniversite senatosu kendi ölçütlerini
>> belirler. South Dakota Üniversitesindeki bir Profesör Yale Ünversitesine
>> kabul edilince assistant professor olur. Be nünvanı kaptım ölünceye kadar
>> mezara götreceğim diye bir şey yok USA da. Şimdi orada çivi mi çakıldı
>> anlayamadım.
>>
>> Benim sözüm mütevazi ve gerçek bilim adamlarımıza değil. Onlar içinde her
>> ünvan var. Ama ezilen köle statüsüne olan hatta doktorasını bitirince
>> binlerce atılanlar da var. Hepsini yapın bir gecede doçent sizin havanız
>> gitmez merak etmeyin. Herkes Türkiyenin her yerinde bir ekmek bulur bizi
>> sizin kadar iyi olmayız ama başka bir ülke köşesinde hizmet ederiz. Nobel
>> almamız ya da Abel ödülü almamız gerekmez ya da Fields medal.
>> Herkesin yani 40-55 yaş arası bir kesime bir gecede bu ünvan verilmeli.
>> Bizlere gelince bizim ahımız gitti vahımız kaldı. Zaten o kadar da
>> düşmedim. Rusyada ve USA da almak benim için onur. Çünkü saygı duyulan
>> ortam orası oldu biz burada sinek muameleesi gördük horlandk ve
>> aşağılandık. Doçent olan benden 20 yaş küçük 10 metre ilerden maille odama
>> geleceğine beni çağırtacak bir sistemi kuarn bu ülke zaten tabutta çivisi
>> de çakılmış oluversin ne olacak. Benim yaşıtım Kocaelinde sıfır SCI
>> yayınıyla Makina Mühendisliği Profesörü oldu zamanında. Yani çivisi mi
>> çıktı ülkenin o zaman da.
>> Üniversiteye müdahale ediliversin, Fransa da yapıyor ne olacak yani.
>> Müdahele edilmese yardımcı doçentler denen bu garbet ünvanın önüne
>> koyacağınız kurallarla BitCoin gibi korkunç puanlar getirirken kendinize
>> hiç bir engel koymayacaktınız. Ben az kalan ömrümde yine stochastic
>> modeling, AI, Operations Research, ve 37 yıldır 30 yakın çeşitte verdiğim
>> derslerden vermeye devam edeceğim. Yeter ki çivi çakmayalım tabuta.
>>
>>
>>
>>
>> Saygılarımla
>> Murat
>>
>> "Kısacası, iktidarın hamasi söylevleri bu çöküşü hızlandırmaktan başka
>> işe yaramıyor. Akademi çöküyor. Üniversite konusunda bilgi sahibi
>> olmayanların, üniversiteye müdahaleleri üniversiteyi bitiriyor. Yrd.
>> Doçentlik tartışması da bunun son örneği. Dünyanın hiçbir demokratik
>> ülkesinde siyasiler atama yükseltmeler konusunda söz söyleyemez. Bu vahim
>> uygulama üniversitenin tabutuna çakılacak son çivi olacaktır."
>>
>>
>> 13 Ocak 2018 11:46 tarihinde SEFA FEZA Arslan <
>> sefa.feza.arslan at listweb.bilkent.edu.tr> yazdı:
>>
>>> Sayın Can,
>>>
>>> Olgular bilimsel hayatta bir büyüme, gelişme değil, ciddi bir gerileme
>>> gösteriyor. Örneğin, bu konuda ciddiye alınan sıralamalardan biri olan Times
>>> Higher Education sıralamasında Türkiye üniversiteleri çok gerilemiş. Times
>>> Higher Education Sıralama Editörü Phil Baty, Türk üniversitelerinin
>>> durumuyla ilgili şunları söyledi:
>>>
>>> “Özellikle Asya ülkeleri sürekli yükselirken Türkiye’nin düşüş
>>> göstermesi hayal kırıklığı yarattı. Sonuçlar, Türkiye’deki akademik
>>> özgürlükler konusundaki dünya çapındaki endişelerin ülkenin gelecekteki
>>> performansına zarar verme ihtimalini ve yüksek öğrenim sektöründeki küresel
>>> rekabeti gösteriyor.’’
>>>
>>> http://www.cumhuriyet.com.tr/haber/egitim/817630/Akademi_kan
>>> _kaybediyor.html
>>> Yine, Bilim Akademisi'nin 2016-2017 raporu benzer şeyler söylüyor:
>>>
>>> https://bilimakademisi.org/wp-content/uploads/2017/07/bilim
>>> -akademisi-akademik-ozgurlukler-raporu-2016-2017-agustos-9.pdf
>>>
>>> Kısacası, iktidarın hamasi söylevleri bu çöküşü hızlandırmaktan başka
>>> işe yaramıyor. Akademi çöküyor. Üniversite konusunda bilgi sahibi
>>> olmayanların, üniversiteye müdahaleleri üniversiteyi bitiriyor. Yrd.
>>> Doçentlik tartışması da bunun son örneği. Dünyanın hiçbir demokratik
>>> ülkesinde siyasiler atama yükseltmeler konusunda söz söyleyemez. Bu vahim
>>> uygulama üniversitenin tabutuna çakılacak son çivi olacaktır.
>>>
>>> Saygılarımla,
>>>
>>>
>>>
>>> <http://www.avg.com/email-signature?utm_medium=email&utm_source=link&utm_campaign=sig-email&utm_content=webmail> Virus-free.
>>> www.avg.com
>>> <http://www.avg.com/email-signature?utm_medium=email&utm_source=link&utm_campaign=sig-email&utm_content=webmail>
>>> <#m_6519396759929650162_m_6045766841941582207_m_5998134421031466968_m_-5377826262803045088_DAB4FAD8-2DD7-40BB-A1B8-4E2AA1F9FDF2>
>>>
>>>
>>> *-------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------*
>>>
>>> *Bu elektronik posta ve beraberinde iletilen bütün dosyalar sadece
>>> göndericisi tarafından alınması amaçlanan yetkili gerçek ya da tüzel
>>> kişinin kullanımı içindir. Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi bu
>>> mesajın içerdigi bilgilerin doğruluğu veya eksiksiz olduğu konusunda
>>> herhangi bir garanti vermemektedir. Bu mesajdaki görüşler yalnızca
>>> gönderen kişiye aittir ve Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi'nin
>>> görüşlerini yansıtmayabilir. *
>>>
>>> *This e-mail and any files transmitted with it are confidential and
>>> intended solely for the use of the individual or entity to whom they are
>>> addressed. Mimar Sinan Fine Arts University makes no warranty as to the
>>> accuracy or completeness of any information contained in this message.The
>>> opinions expressed in this message may belong to sender alone and may not
>>> necessarily reflect the opinions of Mimar Sinan Fine Arts University.*
>>>
>>> _______________________________________________
>>> Turkmath mailing list
>>> Turkmath at listweb.bilkent.edu.tr
>>> http://yunus.listweb.bilkent.edu.tr/cgi-bin/mailman/listinfo/turkmath
>>>
>>>
>> _______________________________________________
>> Turkmath mailing list
>> Turkmath at listweb.bilkent.edu.tr
>> http://yunus.listweb.bilkent.edu.tr/cgi-bin/mailman/listinfo/turkmath
>>
>>
>
>
> *-------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------*
>
> *Bu elektronik posta ve beraberinde iletilen bütün dosyalar sadece
> göndericisi tarafından alınması amaçlanan yetkili gerçek ya da tüzel
> kişinin kullanımı içindir. Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi bu
> mesajın içerdigi bilgilerin doğruluğu veya eksiksiz olduğu konusunda
> herhangi bir garanti vermemektedir. Bu mesajdaki görüşler yalnızca
> gönderen kişiye aittir ve Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi'nin
> görüşlerini yansıtmayabilir. *
>
> *This e-mail and any files transmitted with it are confidential and
> intended solely for the use of the individual or entity to whom they are
> addressed. Mimar Sinan Fine Arts University makes no warranty as to the
> accuracy or completeness of any information contained in this message.The
> opinions expressed in this message may belong to sender alone and may not
> necessarily reflect the opinions of Mimar Sinan Fine Arts University.*
>
> _______________________________________________
> Turkmath mailing list
> Turkmath at listweb.bilkent.edu.tr
> http://yunus.listweb.bilkent.edu.tr/cgi-bin/mailman/listinfo/turkmath
>
>
-------------- next part --------------
An HTML attachment was scrubbed...
URL: <http://yunus.listweb.bilkent.edu.tr/pipermail/turkmath/attachments/20180114/c726d36f/attachment-0001.html>
More information about the Turkmath
mailing list